''Bu işlerin hepsini nasıl yetiştireceğimmmmmmmmmm İmdattttttttttttttt !!!!! '' aklımda olan tek şey bu ama dilim şöyle diyor;'Bu işi yarına kadar hallederiz sorun değil' Not ; sizinde aklınızdan şu geçebilir "madem bu kadar işin var ne diye buradasın" Haklısınız efenim çok haklısınız derhal gidiyorum.
Hava soğukta olsa sokaklara atasım var kendimi, ya da son sürat araba kullanmak iyi gelirdi... oooofffffff offff...
'kanatları olana hiçbir şey ağır gelmez'.....Güzelmiş ''Herkesin kendine göre tutunduğu bir dal vardır..Kimi zaman kendi canını yakarak, kimi zaman başkasının canını yakarak... ''
ne çok bekleyen vardı bu günleri ne çok göz yaşı ne çok can yanığı Allahım ne büyüksün, şükürler olsun sana...
Bir yer düşlüyorum, bembeyaz çiçekleriyle erik ağaçları, pembe çiçekli elma ağaçları ve iğde ağaçlarının kokulu gölgesinde yemyeşil çimenlerde bir yumuşak yatakta uzanmış elimde kitap, yanımda bir sürü abur cuburla döne döne okuyacağım cennetvari bir bahçedeyim. Yemek dedim de yemek gelmeli, masaj dedim mi anında güzel bir ayak masajı, su demeye kalmadan bir sürü içecekle bol baklavalı ve adonisli, siyah papyonlu üçgen vücutlar servis yapmalı... veee ben işte hayat bu demeliyim.... aaah aaaahh!!!
Beklesen de kabullenemiyorsun, hayat bir nefeslik bir yolculuk... Al ver... al ver.... sonunda son perde iniverdi... Geride kalanlar için nefes almak şimdi daha zor... Nasıl silinir yüreklerden şimdi bir annenin yokluğunun acısı ?