Ben Küçükken!

Discussion in 'Serbest Kürsü' started by SeaBoy`, Mar 30, 2010.

Tags:
  1. victoria

    victoria Member

    işin özü küçükken mutluyduk
     
  2. fosilll

    fosilll Well-Known Member

    Ben kücükken bes tas oynardik
     
  3. Pl1

    Pl1 Mary Poppins Staff Member

    ben küçükken de düzen hastalığım varmış elimde bir bez habire toz alırmışım...

    ama ben yine çocuk olmak istiyorum mutlu olmak istiyorum.... daha mutluydum o zamanlar ...

    birde 100 taş oynardık bilen var mı bilmem ben çok iyiydim onda tüm taşları ben toplardım...
     
  4. LITTLE

    LITTLE Well-Known Member

    Ben küçükken, bu kadar çok araba yoktu sokaklarda, bir sürü çocuk vardı, hava kararıncaya kadar çocuk sesi eksik olmazdı sokaklardan. Bazen kavga da ederdik, ama sonra unuturduk niye kavga ettiğimizi. Kızlar ip atlardı (ben çok acayip ip atlarım, ona göre.), sek sek oynardık, (bunda başarısızım, o taş bi türlü o karenin içine girmezdi.) Şimdi biz de o evimizden taşındık, çok uzağa değil gerçi. Ama sokak aralarında çocuk görmüyorum ben artık. "Çocuklar televizyona ya da bilgisayara daldı." muhabbeti yapmayacağım elbette, sebep sadece bu değil, sokaklar o kadar güvenli de değil sanki, bilemiyorum. İnsanlar, bakkallara seslenir, istediklerini almak için de sepet sarkıtırdı. Hala var mı? Ben görmüyorum, bakkalda yok artık bizim buralarda. İlkokulumun karşısında, bir bakkal vardı, o da emlakçı olmuş. Burak Kut çok meşhurdu, o da yaşlandı. Mustafa Sandal da meşhurdu, ama o yaşlanmadı. Zaten hala popüler. Bir de ben küçükken Muçi diye bir oyun vardı. Sizi biliyor musunuz onu? Benim en sevdiğim oyunlardan biriydi. Şimdikiler bilmiyor onu. Zaten ben de büyüdüm. Aynı kalmıyor ki hiçbirşey.
     
  5. LITTLE

    LITTLE Well-Known Member

    Ne çok şey yazmışım, bir önceki mesajımda :D Kendi kendime güldüm.

    Ben küçükken, hayat bu kadar karmaşık değildi. Yani ben öyle olduğunu sanırdım. Hayat zormuş, büyüyünce anladım.

    Altın para çikolatalar vardı ben küçükken. Çoook severdim. Annem bulmuş geçenlerde, sevdiğimi bildiği için almış. Görünce gözüm doldu. Bu aralar, herşeye gözüm doluyor.

    Bir de sulugöz diye bir sakız vardı ya şimdi aklıma geldi. Çok güzeldi.

    Ben biraz çocukluğumu özlüyorum galiba. Ya da bugün iyi bir günümde değilim. Bu arada Mustafa Sandal hala popüler. (önceki mesajımda dediğim gibi.) Hayret birşey.
     
  6. bermer

    bermer Well-Known Member

    Ben küçükken çeşmeden su aktığında mutlu olurduk... Yoksa kuyusu olan komşu evlere gidip bakraçla omzumuzda su taşırdık. Künk deremiz vardı, suyundan yapılan çayı daha lezzetli olan, dere boyunda balıkları olurdu bir de kurbağalar vıraklayan... suya gittik mi düşmeyelim dereye diye bin tembih vurulur, üstüne düşmüş çocuk bir daha çıkamamış diye korkutulurduk..

    Komşu ağbilere yaptırarak uçurmalar uçururduk gökyüzünde.. Pikniğe mahalle ile hep birlikte giderdik, kamyonların arkasına doluşarak, yaygılar alınırdı yerlere serilmeye, bidonla sular, börekler, poğaçlar, sarmalar, tüpler, çaylar, ip atlar kovalamaca oynardık, ben küçükken daha bizim eve tv yoktu, tv'si olan evlere annem önden beni gönderir müsaitseniz akşam size gelmek istiyoruz dedirtti, koca mahallede 3-5 tv sahibi her gece gelen değişik misafirden bıkmadıysa olur derdi, cumartesi geceleri Türk sineması oynardı, çekirdek yiyerek merakla beklerdik Türkan Şoray'ı, çaylar ikram edilirdi, tepsi elden ele gezerdi bir oda dolusu insanın içinde..

    Babanı dik oynardık konserve kutularıyla taşlayarak, akşam eve girmeyi istemez hep sokakta olmak isterdik. Dedem ve anneannem hep olacak zannederdim, dedemi görmezsem günüm iyi geçmezdi, beni ayrı severdi, ilk göz ağrım, kıymetlim derdi... azıcık kıskanırdı anneanem, yatalaktı, yattığı yerden bana iş yaptırırdı, süpürgeye yapmayı, cam silmeyi, yastık kabartmayı, örtü silkelemeyi, yastık dikmeyi, yama yapmayı tarif eder, işi bana marifeti san derdi. Onun öğrettiği çorbayı hala yaparım çocuklarıma "Anneanne çorbası" diye, dedem ben severim diye elma alırdı en kırmızısından..

    Kömür alınırdı tonla, taşırdık hep kucakta kömürlüğe, Sütün, yoğurdun kaymağını çok severdik, kaşla göz arasında da yerdik, yiyeceğimiz dayağa rağmen başkaydı tadı...

    Annem çok iyi koşucuydu, bir depar atar bizi yakalardı, bir de attığını hiç ıskalamazdı, çok delinmiştir kafam onun attığı taşla...Ben küçükken hiç benim oyuncak bebeğim olmadı, bebekler canlıydı bizde, ağlar, kaka yapar, mama ister, sallamak gerekirdi salıncakta, ah o salıncakta sallanmakta başkaydı mamalarından da yemek..

    Ben küçükken kalabalıktık hep babam annemi dövdüğünde girerdik araya kurtarmaya, kalabalıkta darbeyi az alırsın ama çıkan sesle adamı kaçırırsın.. Yine de başka güzeldi hayat, ben küçükken hep büyümek isterdim, büyüyüp annemi kurtarmak, kendimi kurtarmak... Büyüdük.. ama kurtarılacak hayatları unutup kendi hayatlarımızı kurarak...
     
  7. zipper

    zipper quae nocent docent

    bermercim ne hüzünlü bir yazı olmuş bu:eek:ff: burnumun direğini sızlattın yani... şimdiden sonra güzel günleriniz olsun canım:*
     

Share This Page