K ı r m ı z ı - Umay Umay

'Ünlü Şairlerden Şiirler' forumunda sha. tarafından 5 Oca 2010 tarihinde açılan konu

Konu etiketleri:
  1. sha.

    sha. ..daha çirkin, daha huysuz

    Kırmızı
    sana sadece kırmızı demeliyim.
    ben başaramıyorum kırmızı
    hatırlamak dışında bir mucizem yok.
    birşeye inandım.
    birşeye ve sadece bir kere ağlayarak dansettim.
    oysa hayata bağlanmak için ayağa kalkmıştım.


    Daha kolay yaşamalıyım.
    Metruk evlerde yaşayan ' tam işte o kelimeydi '
    dediğim insanların arasında..
    Daha kolay ama nasıl,onu da bilmiyorum.
    aşk iki de bir ellerimi tutmak istiyor.
    ' bir gün sen de cezanı çekersin ' diyor.
    Boşuna,ellerimi verme...
    Uyutmayacağım seni,ninniler büyütmüyor çünkü.
    Bahçende sıçrayan ağustos böcekleri hala saçlarımın içinde..
    bir tek ben kanadım,bir tek sen gördün beni.

    artık özgürüm,öyle yalnızım ki...

    Doğrum yok benim.
    Her yarım şey gibi.
    Ne kederli,ne de mutlu.
    peki ya sen! hiç hikayen yok mu senin?

    " biraz daha uyu,biraz daha hayatta kal diye tutunduğum
    rüyalar beynimden yollara fışkırıyor!"

    "bir nefes daha...
    geleceği gördüm.kayıp duruyordu avucumdan.
    belirsizliği,iğrençligini örtmüyordu.
    kırmızı bir senfoni yazmak istedim,yalnız ışıkta duyulan.
    çünkü beni,sadece babamın aldığı pabuçlar sevindirdi,
    bayram kıyafetleri,annemin saçlarıma dokunması sevindirdi.

    ikimizin tanıştığı koltuğa oturdum.
    sesini silmeyi beceremedim.
    en iyisi aşktı...
    onu bulduğum yerde beni götürecek bir ayna aradım."

    Herşey dönüyor ve kendi etrafindaki tüm masumiyeti yok ediyor.
    cehennemi sevmekten başka elimde insanca kalan ne var ki...
    cehennemi ruhu hala üşüyenler için istiyorum.
    kendi kötülüğümü istiyorum,son bir defa ara istiyorum.


    yine aramamışsın beni.
    biraz daha geç kal ki, bir şey daha bulayım...
    bir gerçek daha.

    hayatımdaki o işaret kayıp gidiyor gökten;
    gündüze karşıysa yapayalnızım.
    parlak bir hediye paketine sığdı kalbim.

    yanlış bu sözcükler,yanlış.
    çok ağladım,çok erkek oldum çok da kadın.
    kimseyle kendimle bile yaşayamazdım.
    hep yarım kaldım hep!

    bana muhallebiciden tavuk göğsü alırsın.
    belki,bana bir adres bile satın alırsın,çok paran vardır senin.
    belki ameliyat ettirirsin; gitsin diye yüzümün diger yarısı da.
    nerem varsa insan kalan...
    işte orası acıtıyor.


    başını derenin kenarına koy.
    atını yıldızlara bağla.
    dinle ama korkma,çünkü vitamin aldım,iyiyim.
    ama; ya bu soluk sonsa,ağlıyorum fren seslerinin ardından gelen hıza,
    kaderimin oyuncağı oldum,
    sokakta aşkı buluyorum diye ama şekerleri kazandım,
    övüncü oldum sessiz uzlaşmacıların,
    övüncü oldum tüm yaşayamamışların,
    bir kurbanın onurunu diktiler yakama.

    şimdi herşey hazır.
    bir tek eksiğim var kırmızı
    bir türlü tamamlanamayan tamamlandıkça eksik kalan kırmızı
    pirinç işlemeli bir aynada kırıldı yüzümün diğer yarısı.
    herkes uyuyordu.
    yüzümün yarısı benim,
    yüzümün yarısıyle hep yarım öyküler anlatırım.
    peki sen,yarım dudaklı bir kadını öpmek ister misin?

    bir dilenci gibi yalvarıyorum yine de yanıt vermiyor aynalar...
    dur bir nefes alayım...
    ve senin sevdiğin kadın olayım.

    yanlış bu sözlükler,yanlış bu dokunuşlar,yanlış bu anlaşılma isteği.
    bir sokaktan,kendiminkine nasıl geçmeliyim.
    sınırlarımı böyle yitirmişken

    inan bıktım bu sözcüklerden; karanlık,gece,çocukluğum,
    korku,yeni sevgilim.
    afrika,çilek tanrıçalar ve çalan zillerinden bıktım.
    bir de kırmızı rujdan.
    kendi fotoğrafına gülümseyen,kendi içkisinde boğulan,
    kendi annesinin celladıyım.
    buyum işte,başka türlü nefes alamam.
    çocuk da doğuramam.
    hadi nefes al!

    vücudumla bütün duvarları yıkmak isterdim,
    kamasındaki elmaslara vurgun bir bıçak gibi...
    tutunmama izin ver ya da öldür dedim.

    az öğrenmeliyim,az soru sormalı,hiç beklememeliydim.
    ama,bir sabah bunları yaptım.

    kazanılmış nefretlerin övüncü şimdi aynalara.
    ve bir de utanç.

    büyük kentlerin ortasında,bir işaret gibi bırakılan kırık aynaya dön.
    ve ona borçlu olduğun güzelligi sor.
    o , şimdi nerede...
    unuttuğumuz şarkının içinde mi?..
    köşe başlarında mı ?..
    biriktirdiğimiz yıldızlardamı ?
    niçin hepsi dört bacaklı?..

    ben o’ymuşum kahretsin.
    kim yaptı bunu? kaç yüz yıllık işkence bu?..
    nerden bulaştım? bu büyü nereden sarıldı sırtımın ucuna ?
    neresinden vurgular kırgın sessizliğimi ?
    ah o zor veda...
    boyun eğiyorum,bir de...

    ağlama kalbim ağlama..

    ben hep sokak o.r.o.s.p.ularına,ibnelere,travestilere....
    aşık olacağım..
    hep masumuz işte kalmadı gözyaşımız diye bağıracağım senin için akvaryumlar çalacağım.

    sen büyük evler gibi yıkıldığımda sanma ki acımı öptüğünü unutacağım,
    çünkü ne mucize,hep güzel bir kadın olacağım.

    hayatım boyunca yağmura rastladım,hep yağmura...sana...
    pis yağmur,pis yağmur.

    bir,iki,üç,dört,beş.....altı değil!
    hayat,benden gizlediğin ellerini hangi cebinde saklıyorsun?

    her aşk bir o.r.o.s.p.u yaratıyor.
    bense beyaz duvaklar,dokunduğumda irkilen sırtlar çiziyorum.
    bende oluyorum senin o kendin için korktuğun yerde..... ​
     

Bu Sayfayı Paylaş