Türkçe adıyla Palmira Antik Kenti, Suriyenin başkenti olan Şamın yaklaşık 200 kilometre uzağında yer alır. Antik kentin bir diğer adı da Çölün Gelinidir. Zira Palmyra Antik Kenti, Suriye Çölünü aşan ziyaretçiler için son derece önemli bir durak noktası olmuştur. 20. yüzyılın başlarında özellikle Fransız arkeologlar tarafından yapılan kazı çalışmalarından anlaşıldığı üzere, Palmyra Antik Kentinin tarihi, milattan önce 19. yüzyıla kadar dayanmaktadır. Bu bilgilerin çoğu Babil Tabletlerinden edinilmekle birlikte, kentin ilk adının Tedmur olduğu da öğrenilmiştir. Palmyra Antik Kenti, uzun yıllar Roma İmparatorluğu altında kalmış, bir süre sonra da Osmanlı İmparatorluğuna tâbi olmuştur. Kent, ayakta kaldığı her dönemde önemini korumayı başarmış, coğrafî konumu ve kervanların uğrak yeri olması dolayısıyla çekiciliğini kaybetmemiştir. Kentin genel mimarî yapısı, Yunan, Roma ve İran özelliklerini yansıtmaktadır. Bu açıdan hem batıya hem de doğuya hitap edebilmektedir. Palmyra Antik Kenti çok geniş bir alana yayılmasıyla birlikte, ciddi oranda ayakta kalabilmiştir. Devasa sütunlar ve heykelleriyle ziyaretçilerini büyülememesi olanaksızdır. Kentte bulunan birçok heykel ve taşların üzerinden bulunan tabletler, kentin tarihini ve sosyal hayatını günümüze yansıtmaktadır. Palmyra Antik Kentinde bulunan ve bir anlamda bölgenin simgesi olan Baal Tapınağı, neredeyse hiç bozulmamıştır. Daha önce de belirttiğimiz gibi, şehrin büyük oranda ayakta kalmasını sağlayan durum ise, kervanların sık sık ziyaret ettiği Palmyra Antik Kentinde zenginlikle birlikte kaliteli yapıların ön planda tutulmasıdır. Fırat Nehri ve Şama olan uzaklığına rağmen, bir vaha üzerinde bulunan Palmyra Antik Kentini ziyaret etmemek, bölgeye gidip de uğramadan geçenler için büyük bir kayıp olacaktır. Alıntı