Şeytan Kimlerden Kaçar Hz. Muaz b. Cebel (r.a.) şöyle rivayet ediyor: "Birgün Rasul-ü Kibriya(s.a.v.) ile beraberdik. Kapı vuruldu ve bir ses geldi: _Girmem için izin verirmisiniz? Benim sizden bir dileğim var. Rasulallah (s.a.v.) Efendimiz, gelenin iblis olduğunu söyledi ve içeri girmesine izin verdi. Huzura giren iblis, Allahu Teala'nın emriyle geldiğini, asla yalan söylemeyeceğini, eğer yalan söyleyecek olursa Allah'ın şiddetli azabına uğrayacağını, bu yüzden ayet-i celileleri sabit göstererek konuşacağıın bildirdi. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz(s.a.v.) ona bazı sorular sordu. En sevmediği kişi kim diye sorulduğunda efendimiz; iblis: en sevmediğim sensin der. sonra dört mübarek halife, sonra da Sahabe-i Güzin'i söyler. Sonra Resulallah(s.a.v.) Efendimiz, iblise şu suali sordu: _Bizlerden sonra kimleri sevmez ve kimlere buğz edersin? _Muttaki bir gence, ki varlığını Allah yoluna vermiştir. _Muttaki gençten sonra kimi sevmezsin? _Şüpheli işlerden sakınan sabırlı alimi sevmem. _Sonra? _İslam'a göre temizliğe dikkat edeni sevmem. _Sonra? _Sabırlı olan fakiri sevmem, ihtiyacını hiçkimseye anlatmaz, halinden şikayet etmez. _Bu fakirin sabırlı olduğunu nasıl anlarsın? _Ya Muhammed! İhtiyacını kendi gibi birisine açmaz. Onun sabrını, halinden şikayet etmeyişinden anlarım. _Sonra kimi sevmezsin? _Şükreden zengini. _O zenginin şükrettiğini nasıl anlarsın? _O kimse, helal yoldan elde edip yerine harcıyorsa, bilirim ki o, şükreden zengindir. _Kimleri azdırır, kimleri azdıramazsın? _Allah'ın halis kullarını azdıramam. _Onların halis kul olduğunu nasıl anlarsın? _Bilmezmisin ya Muhammed; bir kimse ki parasını, pulunu sever, o Allah için ihlasa sahip değildir. Bir kimse ki parasını, pulunu sevmez; övülmekten hoşlanmaz, bilirim ki o ihlas sahibidir. Onu hemen bırakır ve kaçarım. Bir kul, malı, rütbeyi, övünmeyi sevdiği, kalbi de dünya arzularına bağlı kaldığı müddetçe, bana çok itaat edendir. Mal sevgisi büyük günahların en büyüğüdür. Bilmezmisin ey Muhammed; benim yirmibeşbin tane çocuğum vardır. Onların bir kısmını alimlere, hocalara gönderirim, bir kısmını gençlere yollarım, bir kısmını meşayihe gönderirim, bir kısmını da ihtiyar kadınlara musallat ederim. Gençlerle aramızda hiçbir anlaşmazlık yoktur. Onlarla çok iyi geçiniriz. Çocuklara gelince, onları da kullanabiliriz.""