Umutsuzlar Parkı VIII İnsan doğduğu günleri iyi bilmeli Size çiçekler aldım, adımı yazdım üstüne, iyi bilmeli Korkunç bir Yahudi, korkunç bir pastayı bölüyordu ikiye Bir avlu taptaze bir çaydanlığı gösteriyordu giderek Oo! Demek bütün insanlar çay içecek Bilmem, çok uzakta biri sevindi Sonra ben sevindim; acı mı, sevinç mi, ama bilmeden Belki de ilk olarak vardım ayakta durmanın tadına Sıktım ki sıktım bir ara dişlerimi Bir bakış, bir korku, ya da gereksiz bir eşya Yani ne varsa atılması gereken sırtımda Önce yavaş yavaş, sonra hızlı hızlı Ve bir Ortodoks kabalığınca içten Soyundum, yıkandım, ki görülmemiştir böylesi Aklıma geldi derken; acı mı, sevinç mi gene aklıma Ben ki bir ölüyü beklemekle geçirdim geceyi Bir ölüyü ve ölünün bütün inceliklerini Size çiçekler aldım, adımı yazdım üstüne, biraz da bunun için Gözlerim görüyordu, öyle ki, benden ayrı görüyordu gözlerim Dişlerim ağrıyordu, denir ki ayrıca ağrıyordu benden Bilmem çok uzakta biri sevindi Sonra ben sevindim, kadınlar sarışındı Ben biraz esmerdim, o kadar İşlerim kötü gitti Bilseydim katılırdım savaşlar oldu ötemde Yaşayanlar güzeldi İnsan doğduğu günleri iyi bilmeli. Geçen yıl korkulu bir çağda uyandım Sur dışlarına çıktım, sıcak havaları severdim Mezarları gördüm, müzeler daha güzeldi Annem sevinmek için boncuklar alıyordu çarşıdan Ben boncuğu sevmem, hele kırmızı hiç sevmem Demek çok uzaklarda biri sevindi Sonra ben sevindim, o ben ki işte bütün gün Bir ölüyü bekledim ve ölünün bütün inceliklerini Biri bir cinayetten dönüyordu, şan getiren bir cinayetten Biriyse bir köleydi, kâğıtlar kalemler içinde Akşamlara dek bir masa katılığınca gün Ama o gün bugündür ayrılmadım ben Ayrılmadım işte o Beklediğim ölüden. Pek yakınım olacak, karım, ya da kızkardeşim Belki hiçbiri değil, sadece bir kız Öyle ki, biralar, yaz günleri, onunla biraz güzeldir Ama çok iyi bir günde çıldırıverdi Yalnızlıktan İnsan doğduğu günleri iyi bilmeli Sonra temizce bir yemek yemiştim, hatırlıyorum Dövülmüş kısraklar gibi uyumuştum Bir şeyler ummuştum, umudu kesmek gibi Sonra da gürültüler yapmak için dışarı çıktım Kocaman bir adamdı dışardakiler Bilmem, böylece kaça çıktı bekledim ölüler İşte her bakımdan kendini arıyordu biri Şaşırmış arıyordu - ben miydim neydim - Yıkılmış, bunalmış, sürgün içinde Kendini arıyordu, aynı renk, aynı biçimdeki kendini İnsan doğduğu günleri iyi bilmeli. Koşup duruyorken, önce aşkların peşi sıra İyi günler, serin evler, baygın kokulardan gelen aşkların Bu sanki en azından tanrıyla işbirliği Ya da buluşmak gibi özüyle insanların Oysa bir sığıntıydım çok uzaktan bir gülmeye Yalvaran gözleriyle - açılmış açıldıkları kadar - Ya da bir tilki avında kim bilir kimin inceliği - Gözleri, ufukta bir yerdi işte gözleri - Belki de yer alıyordum korkuyla avuntu karşısında Belki de yitirilmiş, yok bakacak bir yeri Ya da bir ölüydük işte ve ölünün bütün incelikleri Size çiçekler aldım, adımı yazdım üstüne, iyi bilmeli Korkunç bir Yahudi, korkunç bir pastayı bölüyordu ikiye Bir avlu taptaze bir çaydanlığı gösteriyordu giderek Oo! demek bütün insanlar çay içecek Hayır! Çok uzakta biri sevindi. Edip Cansever