A Ahenk Harflerin yapılarının, estetik ölçülerinin, hem münferit hem de diğer harflerle uyum içerisinde olmasıdır. Bunlar da tenasüp ve terkiple ifade olunmuşlardır. Aher Genellikle nişasta, yumurta akı ve pirinçten yapılan ve ham kağıtların terbiyesinde kullanılan sıvı. Aklâm-ı Sitte Turkçesi, altı kalem", Farsçası "şeş kalemdir. Sülüs, nesih, muhakkak, reyhani, tevki ve rikaa yazılarına verilen toplu isim. Ali Kurna Eskiden kullanılan kağıtlardan birinin adıydı. En ziyade sülüs yazı için kullanılırdı. İtalya'nın Toskana eyaletinin güneyinde güzel bir şehir olan Livurnada yapılan bu kağıtta (A.Ligorna) kelimesi soğuk damga ile vurulduğundan tahfife uğrayarak "Ali Kurna" olmuştur. Arıza Küçükten büyük makama takdim olunan dilekçe; bir işi arz etmek için yazılan yazı veya mektup. B Barok XVI. yüzyıl ortasından XVIII. yüzyıl ortasına kadar, Avrupa'da yaygın olan bir sanat üslûbu. Barok üslûbu, III. Ahmed devrinde Türk mimarisinde de görülmeye başlar; XIX. yüzyıl başlarına kadar etkisini sürdürür. Berat Osmanlı Devleti teşkilatında bazı vazife, hizmet ve memuriyetlere, tayin edilenlere vazifelerini icra etmek üzere, padişahın tuğrası ile verilen mezuniyet veya tayin emirleri. Beyze Tuğranın kısımlarından olup, sağdan sola ve yukarı doğru çekilen çift şekil. Beyzi Yumurta biçiminde olan, oval. Bâb-ı Humayûn Topkapı Sarayı'nın Ayasofyaya bakan birinci kapısına verilen ad. Bâb-ı Selâm Topkapı Sarayının Bab-ı Hümâyûn'dan sonra gelen ikinci kapısı olup daha ziyade Ortakapı diye anılır. Bâbüssaâde Arz kapısı, taht kapısı. Topkapı Sarayının üçüncü kapısı olup Enderûn ve Birûnu birbirinden ayırırdı. C Celî sülüs Sülüs yazının yaklaşık 9 mm.den kalın yazılarına verilen addır. Sülüs yazıya göre bu yazıda hatlar daha belirgin bir hal alır. Celîl Celî yazının Abbasiler dönemindeki adı. Ciharyâr-ı Güzîn Hz. Ebubekir, Hz. Ömer. Hz. Osman ve Hz. Ali için özellikle Sünnî Müslümanlar tarafından kullanılan bir tabir. Çıkarma Hocanın, talebenin yazdığı meşkin altına, yapamadığı harfleri tekrar yazmasına verilen isimdir. D Dendan Sin dişlerine verilen addır. Dival Kadife üzerine sırma ya da gilapdanla kabartma olarak yapılan iğne işi. İşlenecek desenler mukavva veya deri üzerine çizilir. Bunlar kesilerek gergef veya kasnağa gerilen kadife üzerine yerleştirilir. Gergef veya gilaptan bu kalıpları örtecek şekilde işlenir. Bindallı kadın elbiseleri ile birlikte bohçalar, keseler, örtüler dival işi olarak bu teknikle süslenir. Türk el işleri arasında divalin yeri büyüktür. E Ebrû Su yüzeyine serpilen toz boyalara kağıt tatbik olunarak yapılan boyama. Envanter Döküm, liste. Eslâf Bir memurluk veya hizmette birinden önce bulunmuş olanlar, yerlerine geçilen kimseler, geçmişler. Esmâ-i Hüsnâ Allah'ın en güzel ve şerefli doksan dokuz ismine verilen addır. Estampaj Taşa mahkuk olan yazıların üzerine kağıt konmak suretiyle kalıbının alınması. Estetik Duygu ilmi manasını ifade ederse de bugün sanattaki güzelliğin mahiyetinden bahseden ilim; güzellik duygusu uyandıran, güzel olan. Evahir Son dönem, ustalık dönemi. Evail İlk dönem, çıraklık dönemi. Evâsıt Orta dönem, kalfalık dönemi. F Ferman Bir iş veya maslahat siparişini mutazammın padişah tarafından verilen yazılı emir. Fersûde Yıpranmış, eskimiş, aşınmış; eski yırtık. G Gubârî yazı Arapça toz anlamına gelen gubardan ismini alan yazıdır. Çok ince ve küçük hatta gözle zor görülebilecek yazılara verilen isimdir. H Hançer Tuğra'da beyzelerin devamı olarak sağa uzanan çift kola verilen ad. Hasaneyn Hz. Peygamberin torunları Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin için kullanılan tabirdir. Hatt Hatt, Arapça çizgi demektir. Hatt sanatı, Arap harfleri çevresinde oluşmuş güzel yazı sanatıdır. Hazire Etrafında duvar veya çit bulunan ağıl, mezarlık ve saire. Hendese Çizgi, şekil ve hacimleri inceleyen, ölçü ve nispetlerini konu edinen riyaziye (matematik) kolu, mühendislik. Hurûf-u mühmele Arap elifbasındaki noktasız harfler. Hâfız Kurân-ı Kerîmi tamamen ezberleyen ve ezberinde tutan kimse. K Kadem-i Şerif Hz. Peygamber (S.A.V.)in ayak izleri. Ketebe Bir hattatın yazdığı yazıya ismini koyması yerinde kullanılır, imza demektir. Kitabe Cami, mescit, medrese, kale, türbe, kervansaray, han, hamam gibi bir mimarî eserin kapısı üzerine veya uygun bir yerine yerleştirilen, üzeri kabartma yazılı taş levha. Kuşak Bir abidenin çevresini tamamen, yahut kısmen kuşatan ve uzaktan okunabilmesi için celî şekliyle yazılmış olan yazılar. Külliye Osmanlı zamanında Araplardaki bazı medreselere üniversite kelimesinin karşılığı verilen bir ad. L Lahit Harç ile yapılan mezar, ölüleri koymaya mahsus sanduka yerinde kullanılır bir tabirdir. M Ma'kılî Hiçbir parçasında yuvarlaklık bulunmayan, düz, dik ve köşeli yazı biçimidir. Mahkûk Maden, taş, tahta vesaire üzerine demir kalemle çukur veya kabartma olarak yazının oyulması. Mahlas Asıl addan başka kullanılan ikinci ada verilen isimdir, şairler şiire başladıkları vakit böyle ikinci bir ad alırlar, onu şiirlerinde kullanırlardı. Devlet memuriyetine girenlerin bazılarına da amirleri tarafından mahlas verilirdi. Malakarî Tavan ve duvarlara alçı ile az kabartma olarak yapılan tezyinat. Kabartmalar gayet az kalınlıktadır ve ekseriya bir santimi geçmez. Bu tarz işe malakarî denilmesi, mala gibi küçük bir aletle yapıldığı içindir. Mektep (Ekol) Sanatta aynı esaslara tabi olan, aynı sanat prensiplerini müdafaa eden ve o tarzda çalışan sanatkarlar grubuna denir. Mevleviyet İlmiye tarikatında bir ıstılah olan "mevleviyet" kadılık demektir. Mevleviyet; kibâr-ı müderrisinin yolu idi. Bir eyaletin bütün hukukî ve kazâi işlerine bilfiil bakan kadı. Mevâlî Vilâyet kadılarına verilen isimdir. Muhakkak Sülüs yazıya göre harfleri daha düzümsü, çanakları genişçe ve derin olmayan yazıdır. Kuyruğu olan harflerin kuyrukları daha uzuncadır. Muharrir Tahrir eden, yazı yazan, katip, yazar, bir mevzuu yazı ile anlatan. Murakkaa Hattatların, ayrı kağıtlara yazarak körük gibi bir ciltte topladıkları yazı albümü. Murakka' albümleri çeşitli yazı türlerini içine alır. N Naht Ahşabı - ağacı yontmak suretiyle kabartma şekiller yapma sanatı. Nesih Sülüse tabi olup, onun üçte biri kadardır. Bu yazı teknik bakımından sülüsün üçte ikisini neshetmiş ve üçte biriyle de ona tabi olmuştur. Daha çok kitap istinsahında kullanılmıştır. P Paye Rütbe karşılığı kullanılır bir tabirdir. Bu tabir özellikle son zamanlarda, ilmiye rütbeleri hakkında kullanılmıştır. İlmiye payelerinin en küçüğü müderrislik, en büyüğü de Rumeli kazaskerliği idi. Herhangi bir memuriyetin fiilen ifa edilmek üzere değil de, adının bir rütbe olarak verilmesidir. Perspektif Eşya ve nesnelerin uzaktan görünüşü; nesneleri bir yüzey üzerine görüldükleri gibi çizme sanatı. Portal Abidevî giriş kapısı, büyük kapı. Puşide Türbelerde, mezar sandukaları üzerine serilen işlemeli ve yazılı örtü. R Reisü'l Küttâb Kâtiplerin reisi manasına gelen reisü'l-küttâb II. Sultan Mahmud'un saltanatının sonlarına kadar (1251/1835-36) Dîvân-ı Hümâyun katiplerinin âmiri olup Dışişleri Bakanlığı yerinde kullanılmış bir tabirdir. Reyhâni Muhakkak'a tabi olup onun ince kalemle yazılanına verilen ad. Rikaa' Tevki' yazıya tabi olup onun ince kalemiyle yazılan yazıdır. Rokoko Rokoko üslûbu, XVIII. yüzyılın ortalarına doğru, Barok üslûbundan sonra Fransız saraylarından doğan bir iç mimarlık ve mobilya stilidir. XIX. yüzyıl başlarında Rokoko üslûbu, Avrupa'da yavaş yavaş etkinliğini yitirirken, Türkiye'de görülmeye başlamış, ancak Türk Rokokosu adıyla, Türk zevkine uygun biçimde değişmelerle süslemelerde uygulanmıştır. S Sadâret İlmiye tarîkinde şeyhulislâmlık makamından önce elde edilen Anadolu ve Rumeli Kazaskerliği payelerine "Sadâret" denir ki, tarik mensuplarının en sonuncusu olmak itibariyledir. Sanduka Türbelerde mezarların üzerine tahtadan sandık şeklinde yapılan ve üstüne yeşil çuha örtülen yerin adıdır. Sere Tuğra'nın şekillerinden olup, tuğra metninin yazıldığı kısımdır. Bu kısımda padişahın ve babasının adları yazılırdı. Bu kısma kürsü de denilir. Seren "Kef harfinin üst çizgisi. Sikke-i Hümayûn Ressamlığı Kıymeti devletin resmî damgasıyla teminat altına alınan madenî paraların ve madalyaların yazı ve resimlerini çizme ressamlığına verilen isimdir. Sülüs Her harfinin altıda dört parçası düz, altıda ikisi de yuvarlak olan yazıdır, İslam yazıları içerisinde ümmu'l-hutût olarak isimlendirilmiştir. Umumiyetle ağzı 3-4 mm. genişliğinde kalemle yazılır. T Takvîm-i Vekâyi Türkiye'de ilk gazetenin adı. II. Mahmûd'un emriyle kurulmuş ve 2 Kasım 1831 tarihinde yayına başlamıştır. Tasdik İcazetname'ye, talebenin hocasından başka hocaların koyduğu kayıt. Tashih Hat sanatında harfin fazla veya pürüzlü kısımlarının, yalama yahut tıraşlama suretiyle giderilmesi, eksik kısımlarının ise tashih mürekkebi ile doldurulması suretiyle yapılan işlem. Teberrüken Başlanılan işin hayırlı ve bereketli olması için. Tenasüp Ölçülü olma; hüsn-i hatta aranan bir vasıftır. Harflerin boyları, kalınlıkları, harf aralıkları, kalem kalınlığına göre olmasıdır. Terkip İstif anlamında, hat sanatında harf ve kelimelerin ahenkli bir surette terkip edilmesi. Teşrifat Yazıda harflerin, yerli yerinde takdim ve tehir yapılmaksızın kullanılması. Tevkiî Sülüs'e tabi olup, onun ihmal edilmiş şeklidir. Ayrıca bitişmeyen harfler de birbirlerine bitiştirilerek yazılır. Tezhip Yazma kitaplarla murakka'larda, boya ve altın tozu ile yapılan her türlü süsleme işine verilen ad. Tezyin Süsleme, bezeme. V Vak'anüvis Tarihi hadiselerin kayıt ve zabtı için tayin olunan resmî memurun unvanıdır. Varak altın Kağıt halinde gayet ince hale getirilmiş altın. Vazzah Nesih yazının celî olarak yazılmış şekline verilen addır. Y Yazı silkelemek Harf kenarları iğnelenen bir yazının, zemin rengine göre kömür yahut tebeşir tozu ile yazı üzerinden gidilerek, yazının esas yazılacağı zemine tespit edilmesi. Z Zerendûd Kağıdın üzerine sıvama alan sürülmesi anlamına kullanılan bir tabirdir. Zülfe Sülüs yazısındaki eliflerin ucundaki çengele verilen ad.