Elektrik Mühendisi Deniz Altı Canlıları

'Biyoloji' forumunda merdyen2 tarafından 15 Ara 2013 tarihinde açılan konu

  1. merdyen2

    merdyen2 Member

    Elektrik Mühendisi Deniz Altı Canlıları

    Hayvanlar dünyasında çok farklı algılara sahip olan canlılar vardır. Kimileri çevrelerindeki ısı alanlarını görür, kimileri manyetik alanları hisseder, kimileri ise dış dünyayı algılama aracı olarak elektriği kullanırlar. Bir kısım deniz canlıları, Yüce Allah’ın dilemesiyle vücutlarında elektrik üreterek, etraflarını bir radar sistemindeki gibi görebilir; elektriği düşmanlarını etkisiz hale getirmek ya da avlanmak için kullanabilirler.


    Canlıların yaşamsal faaliyetleri, ısının dışında çevrelerinde elektriksel enerji alanları oluşmasına sebep olur. Hava yalıtım sağladığı için karada yaşayan canlılar arasında elektrik değişimlerini fark etmek zordur. Ancak su, iletken bir ortam meydana getirdiği için, elektriksel akımlar vücut dışına kolaylıkla sızar. Böylece canlılar çevrelerine sinyal yayarlar. Bu nedenle elektriği hissedebilen canlıların hepsi suda yaşayan canlılardır.


    Doğada yüksek elektrik yükleriyle silahlandırılmış olan balıkların yanı sıra, çok düşük sinyaller yayan balıklar da vardır. Bu balıklar 2-3 voltluk zayıf elektrik sinyallerinden bir duyu organı gibi faydalanırlar. Bunlardan bir kısmı hayvanların oluşturduğu elektrik alanlarını hissederken, bir kısmı görüş gücü düşük sularda avlarının yerini tespit etmek için kendilerine elektriksel bir alan oluştururlar.

    [​IMG]

    Biyolojik Pillerle Çalışan Torpido Balıkları


    Torpedinidae (Uyuşturanbalığıgiller) familyasından torpido balıkları, ürettikleri elektriği korunma ve beslenmede kullanırlar. İsimleri “felç olan” anlamına gelen Latince “torpere” kelimesinden gelir ve bu kelimeyle güçlü elektrik akımının, kendisine dokunan canlılar üzerindeki etkisi vurgulanır. Torpido balıkları yassı bedenlerini ustaca kamufle ederek, deniz altında pusuya yatarlar. Sığ sularda üzerlerine yanlışlıkla basan bir kişi, acı verici bir elektrik şoku yaşayabilir. Bu balıkların çok fazla hareket etmelerine gerek yoktur; çünkü sahip oldukları elektrik, besin yakalamaları için kendilerine yeterlidir. Torpido balığı silah olarak kullandığı elektrikle avını felç ettikten sonra, bedenini hareket ettirerek suyun içerisinde bir dalga oluşturur. Meydana getirdiği bu dalga nedeniyle felç olan canlıları avlaması daha kolay hale gelir. Allah bu canlılar için rızıklarını avlamalarını böyle bir yöntemle kolaylaştırmıştır. Bir Kuran ayetinde şöyle bildirilir:


    “Göklerin ve yerin anahtarları O’nundur. O, dilediğine rızkı genişletip-yayar ve kısar da. Çünkü O, her şeyi bilendir.” (Şura Suresi, 12)


    Torpido balıklarının gövdesinde 2 büyük elektrik organı vardır. Böbrek şeklindeki bu organlar, “elektrik plakaları” adı verilen yassılaşmış, altıgen prizma benzeri sütunsal yapılardan oluşur. Elektrik şoku gücünü etkileyen bu elektrik plakaların sayısı, sütun başına 500-1.000 arasındadır ve petek gözlerindeki gibi birbirlerine bağlıdır. Torpido balıklarının elektrik organlarındaki plakaları, pillerdeki çalışma düzenine sahiptir. Birbirlerine yapışık disk şeklindeki bu küçük sütuncuklar, sinir sisteminin etkisiyle alt yüzeylerinde pozitif, üst yüzeylerinde negatif elektrikle yüklenirler. Beyne sinirlerle bağlı olan bu canlı ve minyatür piller, bir tehdit anında beyinden gelen emirlerle elektrik deşarjı yaparak, düşmanı felç ederler.


    Torpido balıklarının ürettiği 220 voltluk elektrik gerilimi, iki elektrikli ısıtıcının suya aniden düşmesi sonucunda bir canlının spazm geçirmesine benzer bir durumdur. Eğer torpido suda ise, bir elektrik devresi oluşması için iki ucundan temas edilmesine gerek yoktur. Torpidoya temas etmek dahi insanı sarsıp geçici olarak sakatlanmasına sebep olabilir. Bu tür elektrik şokları bir dalgıcı bayıltabileceği için, son derece tehlikelidir.


    Tüm bu bilgiler, elektrikli balıkların olağanüstü derecede kompleks vücut sistemlerine sahip olduklarını göstermektedir. Rabbimiz her yeri rahmetiyle sarıp kuşatmakta ve tüm bu canlıları üstün kudretinin birer delili olarak yaratmaktadır.

    [​IMG]

    Görünmeyen Tehlike Tiryaki Balığı


    Daha çok tropikal bölgelerde yaşayan tiryaki balıkları (Uranoscopus scaber), genellikle sadece gözleri dışarıda kalacak şekilde, kendilerini kuma ve çamura gömerler. Yüzgeçlerini kürek gibi kullanarak ve sağa sola doğru kıvranarak bedenlerini kumun veya çamurun içerisine saklarlar. Bu balık türünün soluk kahverengi bedeni ve üzerindeki beyazımsı lekeler, balığın çamur veya kumda göze çarpmamasını sağlar. Kuma gömüldükten sonra çok az hareket ederek, düşmanlarının dikkatlerini çekmemeye çalışırlar. Gerektiğinde ise gizlendikleri yerden ortaya çıkarak, avlarını aniden elektrikle çarparlar. Tiryaki balıklarının başlarının üzerindeki geniş gözlerinin yanında, 50 voltluk elektrik üreten organları vardır. Bu derece bir elektrik gerilimi, tiryaki balığına dokunan balıkları geriye doğru fırlatacak kadar güçlüdür.


    Bu balıkların yüzgeçleri, solungaçları, göz yapıları, ağızları kısacası bütün vücut organları, yaşadıkları ortama en uygun şekilde yaratılmıştır. Örneğin tiryaki balığının ağzının içinde küçük bir etli yapı bulunur. Bunu dışarı çıkarıp sağa sola salladığında meraklı balıkların dikkatini çeker ve bu yanına sokulan canlıları kolayca avlamasını sağlar. Yaklaşık 30 cm boyundaki tiryaki balığı, kendi büyüklüğündeki avları bile yutabilir. Ağzı kendi hacminin 12 katına kadar şişip büyük bir elektrik süpürgesi gibi, yüksek bir emme basıncı oluşturarak avını çeker. Bu çekim işlemi şaşırtıcı bir hızla, saniyenin 6.000’de biri kadarlık bir sürede gerçekleşir.


    Bundan başka tiryaki balığının göğüs yüzgeçlerinin üstünde zehirli dikenleri de vardır. İnsan için de ölümcül olabilecek derecede zehirli olan bu dikenler, balığın elektrik dışındaki ikinci savunma mekanizmasıdır. Tüm özellikleriyle yaşadığı yere en uygun sistemlerle donatılmış olan bu canlı, bu mükemmel detaylara, var olduğu ilk andan itibaren sahiptir. Çünkü onu yaratan, ona kendini savunması için çeşitli özellikler veren, üstün güç, hüküm ve hikmet sahibi olan Yüce Allah’tır. Bir Kuran ayetinde şöyle buyrulmaktadır:


    “O, göklerin ve yerin Yaratıcısı’dır. Size kendi nefislerinizden eşler, davarlardan da çiftler var etti. Sizleri bu tarzda türetip-yayıyor. O’nun benzeri gibi olan hiçbir şey yoktur. O, işitendir, görendir.” (Şura Suresi, 11)


    Su ve elektriğin bir araya gelmesi, bilindiği gibi can güvenliği için büyük bir tehlike oluşturur. Oysa doğadaki bazı balıklar için durum çok farklıdır. Onlar suda yaşarlar ve ürettikleri elektriği kendi güvenlikleri için kullanırlar. Örneğin oldukça kısa bir sürede güçlü bir enerji açığa çıkaran yılan balıklarının kendi ürettikleri enerjiden kendilerinin çarpılmaması olağanüstü bir mucizedir. Suda yaşayan bir canlının elektrik üretmesi, üstelik bu elektriği kontrollü bir biçimde kendini savunmak, avını yakalamak, görüş gücü elde etmek gibi birçok farklı amaçlar için kullanması, Rabbimiz’in yaratmasındaki çeşitliliğin ve üstünlüğün örneklerindendir.

    [​IMG]

    Elektrik Algıları ile Avlanan İğneli Vatozlar


    İğneli vatozların gözleri, yassı bedenlerinin yukarısında, ağızları da aşağıdadır. İğneli vatozların, avlanma sırasında görme algısından pek fazla faydalanmaları gerekmez. Bunun yerine hassas elektrik duyularını kullanırlar. Bunlar köpek balıklarına benzer bir şekilde, başlarının alt tarafındaki Lorenzini ampulleri denen kompleks bir elektrik algılayıcı sistemi kullanırlar. Bu sayede 2 metreden daha uzakta ya da kumun altında saklanan avları fark edebilirler. Bu özellikleri nehir dipleri, okyanus tabanı gibi loş sularda yaşayan vatozlar için çok yararlıdır ve vatozun çamurlu tortullarda gömülü gizli avlarını bulmasına olanak sağlar. Bazı vatoz türleri ise vücutlarında güçlü elektrik şokları üreterek bunu düşmanlarını caydırmak ya da şaşırtmak için bir silah olarak da kullanırlar.


    Vatozların boşalttıkları elektrik akımı, 8-220 volt arasında değişmektedir. Örneğin Pasifik vatozu 50 voltluk elektrik boşalttığında, büyük bedene sahip bir deniz aslanını oldukça ürkütebilir. Bu miktar, aynı zamanda kendisine temas eden bir dalgıcın kalbini durdurmak için de yeterlidir.


    İğneli vatozların, böylesine tehlikeli bir silahı, doğdukları andan itibaren ustaca kullanmaları kuşkusuz olağanüstü bir durumdur. Darwinistler içinse bu sistemin kökeni tamamen büyük bir açmazdır. Nitekim Charles Darwin de, Türlerin Kökeni (Origin of Species) adlı kitabının “Teorinin Zorlukları” başlıklı bölümünde bu canlılara değinmiş ve teorisinin bu balıklardaki olağanüstü özellikleri açıklayamadığını kabul etmiştir. Üstelik Darwin’den bu yana geçen zaman zarfında, elektrikli balıkların, Darwin’in sandığından çok daha kompleks bir yapıya sahip oldukları anlaşılmış bulunmaktadır. Dolayısıyla elektrikli balıklar günümüz Darwinistlerinin en büyük korkulu rüyalarından birini oluşturmaktadır. Canlılığa ait yüzlerce, binlerce detayda olduğu gibi.

    [​IMG]

    Avını Felç Edebilen Elektrikli Kedi Balığı


    Afrika’nın tropikal bölgelerindeki tatlı sularda yaşayan elektrikli kedi balığı (Malapterurus electricus) 450 voltluk elektrik üretebilir. Bu yüksek elektrik potansiyelini, kendini savunmak ve avlanmak için gerektiği şekilde kontrol edebilir. Bu balıklar avlarını ve düşmanlarını sersemletme, elektrik şokuna uğratma konusunda çok ustadırlar. Kedi balığının elektrik üretebilmesi önemli bir yetenektir; ancak elektriği ihtiyaçları doğrultusunda, doğru zamanlamayla ve doğru hedefe isabet edecek şekilde kullanabilmesi ise ayrı bir mucizevi olaydır.


    Kedi balığının elektrik organları, neredeyse tüm vücuduna yayılmıştır. Elektrik, çeşitli kas dokularıyla ve balığın yumuşak derisinin altında bulunan, ince jölemsi katmanda oluşur. Bu elektrik organıyla balık, bir seferde 300-400 voltluk elektrik boşaltarak avını felç edebilir. Her elektrik boşalması, balığın elektrik organlarındaki gerilimi azaltır; bu nedenle yeniden şarj olmaları için belirli bir vakit geçmesi gerekir. 2 santimetre uzunluğundaki yavru kedi balığı bile, 10 voltluk elektrik üretebilir.


    Tüm canlılar, doğdukları andan itibaren ihtiyaç duyacakları sistemleriyle birlikte var olurlar. Bu canlıların tesadüf eseri, daha önce görmedikleri bir ortamla tam bir uyum içinde olmaları mümkün değildir. Canlıları sahip oldukları mükemmel sistemlerle yaratan, tüm varlıkların bilgisine sahip olan onları yoktan var eden Yüce Rabbimiz Allah’tır. Bir Kuran ayetinde şöyle buyrulmaktadır:


    “O, göklerin ve yerin Yaratıcısı’dır. Size kendi nefislerinizden eşler, davarlardan da çiftler var etti. Sizleri bu tarzda türetip-yayıyor. O’nun benzeri gibi olan hiçbir şey yoktur. O, işitendir, görendir.” (Şura Suresi, 11)
    (makale harun yahya)
     

Bu Sayfayı Paylaş