There is a house built out of stone Wooden floors, walls and window sills Tables and chairs worn by all of the dust This is a place where I don't feel alone This is a place where I feel at home And I built a home For you For me Until you disappeared From me From you And now, it's time to leave and turn to dust Out in the garden where we planted the seeds There is a tree as old as me Branches were sewn by the color of green Ground had arose and passed its knees By the cracks of his skin I climbed to the top I climbed the tree to see the world When the gusts came around to blow me down Held on as tightly as you held onto me Held on as tightly as you held onto me And I built a home For you For me Until you disappeared From me From you And now, it's time to leave and turn to dust ÇEVİRİSİ: Taştan yapılmış bir ev var Ahşap zeminleri, duvarları ve pencere pervazlarıyla Masaları ve sandalyeleri tamamen toz tarafından örtülmüş Burası benim yalnız hissetmediğim bir yer Burası benim evimdeymiş gibi hissettiğim bir yer Ve bir ev inşa ettim Senin için Benim için... Sen gözden kaybolana kadar Benden Senden... Ve şimdi ayrılma ve toza dönüşme zamanıdır Tohumları ektiğimiz bahçenin dışında Benim kadar yaşlı bir ağaç var Dalları yeşil renkle dikilmiş Toprak yükselmiş ve ağacın dizlerini geçmiş Onun cildindeki çatlaklar yoluyla en yükseğe tırmandım Ağaca tırmandım... Dünyayı görmek için... Ani bir rüzgar gelip beni yıktığında, Senin bana tutunduğun kadar sıkıca tutundum Senin bana tutunduğun kadar sıkıca.... Ve bir ev inşa ettim Senin için Benim için... Sen gözden kaybolana kadar Benden Senden... Ve şimdi ayrılma ve toza dönüşme zamanıdır....