Aleksitimi : Duygu sağırı insanlar

'Felsefe-Psikoloji-Sosyoloji' forumunda SeaBoy` tarafından 13 Mar 2010 tarihinde açılan konu

Konu etiketleri:
  1. SeaBoy`

    SeaBoy` " ۱۹ ٦ط "

    Aleksitimi : Duygu sağırı insanlar






    Bazen yönetici, bazen sevgili, ebeveyn, bazen de arkadaş olarak çıkarlar karşımıza. Uzunca bir süre, "Neden bu kadar katı, soğuk? Sanki yıkılmaz duvarları var?" diye düşündürürler insanları. Onlarla iletişim kurma çabaları, çoğunlukla boşa gider; çünkü ortada, duygularını tanımlamakta ve anlatmakta, başkalarının duygularını da anlamakta zorlanan biri, yani aleksitimik bir kişilik vardır...

    Onların kişilik yapılarının aleksitimik olduğu, 30 yıl önce keşfedildi. Kavram, 1970'lerin başında Nemiah ve Sifneos tarafından tanıtıldı ve o günden bu yana 700'den fazla bilimsel makaleye konu oldu. Aleksitimi kavramının Türkçe karşılığı ise 'duygu sağırlığı' olarak adlandırılıyor.

    Yıllar içinde bu kavram üzerinde biraz daha çalışılmış. Özellikle Kanada Toronto Üniversitesi'nde üç araştırmacı, 1980'li yılların başından itibaren, insanlardaki bu özelliği ölçen, 20 soruluk bir ölçek geliştirmiş. Bu ölçeğin Türkiye'deki geçerlilik çalışmasını da Prof. Dr. Kemal Sayar ve arkadaşları yapmış ve kavramı değişik gruplar üzerinde araştırmışlar.
     
  2. SeaBoy`

    SeaBoy` " ۱۹ ٦ط "

    Aleksitiminin üç boyutu


    Bakırköy Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekim Vekili Psikiyatr Prof. Dr. Kemal Sayar, aleksitiminin, duygular için söz yokluğu anlamına geldiğini ve bu kişilerin duygularını tanımakta, tanımlamakta, anlatmakta zorluk yaşadığına dikkat çekiyor. 30 yıllık bir geçmişe sahip olan aleksitimi kavramının dünyada yeni yeni tanınmaya başladığını belirten Sayar, özellikle psikosomatik rahatsızlıkları olanlarda, duyguları ifade etmeye yönelik yetilerin az bulunduğunun tespit edildiğini söylüyor.

    Sayar, aleksitiminin, duygular için söz yokluğu anlamına geldiğini; ancak üç temel özelliği bulunduğunu belirtiyor: Bunlardan birincisi, duyguları tanımakta, belirlemekte ve onları somatik-bedensel duyumlardan ayırmakta güçlük çekmek; ikincisi, duyguları dışa vurmakta güçlük içinde olmak ve üçüncüsü de somut düşünmede güçlük çekmek olarak çıkıyor karşımıza. Sayar'a göre, aleksitimik insanlar, duygularını tanımadıkları için, kendilerini hep işlerine yoğunlaştırarak düşünürler. Hayal de kuramazlar. Sayar, aleksitimi kavramına Türkçe olarak 'duygu sağırlığı' adını verdiğini, çünkü kendini anlatamayan, karşısındaki insanların da duygularını anlamakta güçlük çeken bu insanların, duygusal hayatlarının çok kısır olduğunu, bunun da çok ciddi sıkıntılara yol açabildiğini söylüyor.
     
  3. SeaBoy`

    SeaBoy` " ۱۹ ٦ط "

    Aleksitimikler nasıl anlaşılıyor?


    Bu soruya, "Kuru insanlar olarak gözlüyoruz" diye cevap veren Sayar, şunları söylüyor: "Daha robotik, kuru, etrafına sıcaklık vermeyen insanlar olarak tanımlayabiliriz onları. Anlamak ve anlatmak zorlukları olduğu için en büyük zararları yine kendilerine oluyor. Öncelikle bedensel rahatsızlıklara daha sık yakalanıyorlar, çünkü ifade edilmeyen duygular bir şekilde vücutta kendilerine çıkış kanalı bulurlar. Bedenselleştirme dediğimiz durum, ruhsal çatışmaların bedensel hadiselerle dışarı verilmesidir.

    Bu tür insanlar daha fazla bedenselleştirme gösterir, çünkü duyguları oradadır ama onlar tarif edemedikleri için ya baş ağrısı, ya karın ağrısı olarak kendilerini gösterirler." Sayar'a göre; aleksitimi, bir kişilik özelliği yani bir psikiyatrik rahatsızlık değil. Bunun sosyo-kültürel etkenlerle de ilişkisi olduğu gözlenmiş. Özellikle eğitimi az olan, duygusal alışverişin çok yoğun olmadığı ailelerde bu sorun daha fazla gözleniyor. Sayar, aleksitimi ile eğitimin alakasını da şöyle kuruyor: "Duygularımızı isimlendirmek için kelimelere ihtiyaç duyarız ve yeterli kelime hazinesine sahip olmayan insanlar, duygularını yeterince isimlendiremeyebilirler.

    Son üç beş senedir bu konuda çok ilginç çalışmalar çıkıyor ortaya. Mesela ebeveynlerinden yeterince şefkat görmemiş çocuklarda, beynin duyguları işleyen bölümün az geliştiği görülebiliyor. Sonuç olarak, ailemizden gördüğümüz şefkat, ilgi, beynimizin yapısını değiştirebiliyor. Bu tür çocuklar, çocukluklarında yeterince duygusal veri almamış, karşısındaki insanlara duygularını ifade etmeyi öğrenememiş çocuklar ve ileriki yaşlarda duyguları işleyecek merkezleri gelişmiyor. Bu insanlar gündelik hayatlarını devam ettiriyor fakat duygu boyutunda kepenk indiriyorlar. Sorun, duygu sağırlığı olarak isimlendiriliyor; çünkü bu insanlar kendi duyguları ve karşılarındakilerin duygularını duyamıyorlar."
     
  4. SeaBoy`

    SeaBoy` " ۱۹ ٦ط "

    Aleksitimi ve panik bozukluk


    Yapılan araştırmalar, aleksitimiklerin daha çok psikosomatik hastalıklara yakalandığını, ayrıca bazı psikiyatrik rahatsızlıkların, özelliklerde anksiyete ve panik bozukluk, post travmatik stres bozuklularının da bu kişilikleri yakaladığını göstermiş.

    Kemal Sayar, Türkiye'de yaptıkları çalışmaları özetlerken de önemli noktalar keşfettiklerini belirtiyor. Mesela sanıldığının aksine, intihar edenlerde aleksitimi yok. Buna karşılık anti sosyal kişilerde var. Bu insanlar sıklıkla dağılmış ailelerden geliyorlar. Bu nedenle onlardan duygusal uyaran almıyorlar ve kapasiteleri gelişmiyor.

    Alkol ve madde bağımlılarında da aleksitimi yüksek oranda görülüyor. Çünkü onlar da duygularını anlatamıyor, tanıyamıyor ve içlerinde huzursuzluk var. Psikiyatr Sayar, aleksitimiklerin terapilerinin zor ama imkânsız olmadığını belirterek, bir hastasına ilişkin şu örneği anlatıyor: "Yıllarca yöneticilik yapmış bir hastamdı. Çok huzursuz ve sıkıntılıydı. Ne çocuğu, ne arkadaşları ile duygusal alışverişi vardı. Hayatını hep olmalılar, olmamalılar ekseninde yaşamıştı. Herkesle sizli bizli olmuş, hayatı bir kurallar manzumesi olarak yaşamıştı. Çünkü bu kişiler konuşurlar ama iç dünyalarına, ruhlarına dokunamazsınız."

    16.12.04 Tempo-Füsun Saka
     
  5. bebiS

    bebiS New Member

    Ne kadar arastirma yaparlarsa yapsinlar, emin olamazlarki¿

    Tamam, belki duygularini tarif edemeyebilirler,
    benimda basima bazen gelir :D

    Ama.

    Duygularini göstermekte zorlanan vardir ( :
    Duygularini bilerek göstermeyen vardir..

    Mesela, ben?

    Duygularin ne oldugunu iyi bilirim ( : Çesit çesit..
    Hepsinide yasamisimdir, yasiyorum

    Baskalarina gösteresim gelmiyor içimden.

    Banada, burda söylendigi gibi "Kuru insan" "Robot" vs. vs. deniyor..
    Ben biliyorum canim ( :

    Ama yani, sanane kardesim, mecburmuyum ?

    Ben etrafima bosuna örmedim bu duvarlari ; )
    Ne kadar ugrasirlarsa ugrassinlar, giremezler :kzgn:

    Aleksitimi hastaligiymis,
    Bi yürü yaw :dil:
     
  6. GüLümSé!

    GüLümSé! ●şιιя ρєяιѕι●

    1 2 ay gönüllü üzerinde çalışmıştım :) Zor valla :)
     
  7. bebiS

    bebiS New Member

    Bunlara birde özel bir yer falan mi var yani ?

    Inanmam : )

    Onlarin baska türlü psikolojik psikiyatrik sorunlari falan vardir..

    Bir insan kendi duygularini ifade edemiyor diye kapatmazlar herhalde ¿
     
  8. GüLümSé!

    GüLümSé! ●şιιя ρєяιѕι●

    rehabilitasyon işte canm :)
     
  9. SeaBoy`

    SeaBoy` " ۱۹ ٦ط "

    Öncelikle, herkes sizin gibi veya diğer insanlar gibi rahat değil. Bazıları aile baskısından bazıları ise yaşadıklarından dolayı rahat olamıyor, Veya belli bir hastalıktan dolayı.




    Size zaten bu duvarlarınızı yıkan demiyorlar. Duvarlarınızı kurun, kendinizi koruyun diyorlar aksine. :)




    Bi yürü yaw ?

     
  10. bebiS

    bebiS New Member

    (Kötü) Birsey yasamis insan,
    yine bilir hangi duygunun ne oldugunu,
    sadece kendi istegiyle, ya da kensinin bile haber olmadan, negatif duygulari bastiriyordur : ) Ki bunun adina da Aleksitimi demezler, baska birsey derler..



    Baski altinda olan birisi, duygularini gösteremiyorsa buda hemen Aleksitimi olmaz ( :
    Sadece neyi eksik? Baskalarina anlatamadigi eksik..
    Duygularini tanimlayabiliyordur, baskalarin duygularini, belli etmesede anliyordur?

    Benim demek istedigim olay burda bitiyor ( :

    Sen (arastiran kisiler) nerden biliyorsun bir insanin birseyler hissedip hissetmedigini ?
    Hangi duygunun ney nasil oldugunu bilip bilmedigini nerden biliyorsun?

    O istemezse, zaten belli etmiyorsa, sen bilemezsin ki..

    Yani illede, bir insan duygu alisverisi yapmiyor diye, hasta yapacan onu..

    Ben onu sey yapiyom.

    Baska bir hastaliktan dolayi dedin birde..
    O'da baska bir hastaliginin belirtileri olabilir, depresyon falan olabilir.
    Hemen ayri hastalik mi oluyormus..

    Neyse.

    Ben, bu daha 30 yildir ortaya çikan "hastaligin" hastalik olduguna inanmiyorum ( :

    Buda benim düsüncemdir.

    Ve aynen dedigim gibi. Bi yürüsünler x)
     
  11. SeaBoy`

    SeaBoy` " ۱۹ ٦ط "

    Ne diyorlar ? Diyorsunuz ki yaşadım. Ama yaşadığınız şeyler farklı galiba. Herkesin yaşadıkları belki birbirine benzer ama etkili farklı olur. Şimdi şöyle diyim, bir savaş gazisi insanın hayatı algılaması senin algılamanla bir olabilir mi ? veya beklentileri veya o tarihten sonra ki hayatındaki duygularını yansıtma biçimi aynı olabilir mi ? İnsan etki altında kaldığı zaman duygu ve düşünceleri de değişmiyor mu ?






    Anlamadıklarını söylemiyorlar zaten. Tam kavrayamadığını söylüyorlar.
    Şimdi şöyle düşün bi de, yaşınız 60 larda birşey. Ve siz bilmediğiniz bir dili öğrenmek için kursa yazılıyorsunuz. Öğrenme sürecinin nedir ? Öğrenebilr misin ? Öğrenseniz ne kadar öğrenirsiniz?

    Zaten bilmiyorlar onun ne hissettiğini, sadece istatistk olarak bir kanıya varıyorlar. Bir A olayında bir kişinin verebilecek tepkilerini sıralıyorlar. Bunun sonucun diyelim ki 10 tane olası sonuç. Kişinin psikolijisi ve diğer etkenlerle olasılıklar üzerinde yüzdelik birimler kullanarak bir sonuç varmak. Amaç yüzde yüzde doğru sonuç değil.




    Duygu paylaşşımı yapmayanlar hasta diye bir kavram söz konusu değil : )
    Neyse tartışmak istemiyorum. Çünkü ''bi yürüsünler'' lafınız konuyu iyi bir yere götürmüyor. Cevap vermek istemiyorum o lafınıza..
     
  12. bebiS

    bebiS New Member

    Siz, paylastiginiz konunun her kelimesini bi okuyun isterseniz?
    Konu ile ilgili birsey söylemiyorum, yazmiyorum artik : )
    Ben ne düsündügümü yazdim zaten..

    Ama "Bi yürüsünler" dedim evet,
    bu lafima cevap vermek zorunda degilsiniz ki?
    Hatta neden cevap vermiyorum demenizi bile anlamadim,
    Üstünüze alindiysaniz bilemem, ama size yönelik demedim/demiyorum onu.
     
  13. SeaBoy`

    SeaBoy` " ۱۹ ٦ط "

    Düşündüğünüze birşey demiyorum!
    Görüşlerinizi savunun, tartışalım :) Bu sorun değil ama kullanığınız cümle, ve kelimeler uygun değil. Tanımıyorum sizi, bana bi yürü git demeye hakkınız yok . Ben görüşü savunuyorsam, bi yürü gitsenler demeniz içerisine beni de alır :)
    Tartışmak istemiyorsanız, keşke cevap yazmasaydınız da, biz de tartışmak zorunda kalmasaydık.

    Siz yine de benim kusuruma bakmayın !
     
  14. bebiS

    bebiS New Member

    Ben size demedim/demiyorum dedigim halde:
    "Beni de içerisine alir" diyorsaniz, alinmaniza birsey yapamam
    Asil siz benim kusurma bakmayin o zaman..
     

Bu Sayfayı Paylaş