Can Dündar, uzun zamandır peşinde olduğunu belirttiği Sarı Zeybekin final sahnesinde patlayan tabancayı bulduğunu açıkladı. 10 Kasım sabahı Atatürkün yaveri Salih Bozokun kalbine sıktığı tabanca, Yapı Kredi Bankası tarih arşivinde çıktı. Yazar milliyet gazetesinde bugün yayınlanan köşesinde tabancanın bulunuş hikayesini, "Geçen ay Yapı Kredi Yayınlarına uğradığımda, Biliyor musunuz, o tabanca bizde dediler. İnanamadım. Az sonra bankanın zengin tarih arşivinin kasaları açıldı; içinde özenle korunan tabanca çıkarıldı. Smith Wesson marka, sedef kabzalı, 228411 seri numaralı bir silahtı bu... Banka, tabancayı bir koleksiyonerden satın almıştı. Salih Bozokun diğer bazı eşyaları, notları, kitapları, fotoğraflarıyla birlikte... Bu sayede Atatürkün çocukluk arkadaşı ve hayat boyu yoldaşı olmuş yaverinin şahsi tarihçesi, gördüğüm en düzenli arşivlerden birinde koruma altına alınmıştı" sözleriyle açıkladı. Yazar, köşesinde söz konusu intiharın planlı olduğunu da açıklayarak bir başka sürpriz tarihi gerçeği daha şöyle açıkladı: "Anıların eksik bölümü Arşivden çıkan bir başka sürpriz, daha önce benim Salih Bozokun oğlu Muzaffer Bozok ile birlikte yayıma hazırladığım anılar kitabının (Yaveri Atatürkü Anlatıyor, 2001) eksik olan giriş bölümüydü. 1 Nisan 1926 tarihli bu Mukaddime de Salih Bozokun elyazısıyla bu arşivdeydi. Şöyle başlıyordu: Küçük yaşdan beri Mustafa Kemal Paşa ile beraber bulunduğumu bilen arkadaşlarım, Paşaya ve onun özel hayatına ait bildiklerimi kaydedip etmediğimi bana sordular. Ve şayet şimdiye kadar bunu yapmamış isem tarihe bir hizmet etmiş olmak için hatıratımı yazmak hususunda beni çok teşvik ettiler. Ben de düşündüm arkadaşlarımın söylediklerini haklı buldum ve tekmil hatıratımı yazmaya karar verdim. Bir vasiyet Hatıralarının 80 yıl ortaya çıkmayı bekleyen bu girizgâhında Atatürkle tanıştığı çocukluk yıllarını anlatıyordu Bozok... Yakında diğer anılarla birleşecek bu Giriş faslında Atatürkle başlayan anılar, 10 Kasım 1938 gününe ait notlarla ve yine Atatürkle son buluyordu. Aynı koleksiyoner tarafından tabancanın yanında Yapı Krediye devredilen Cemil Salih (Salih Bozokun büyük oğlu) imzalı bir kartvizit üzerindeki elyazısı notta ise şu satırlar vardı: Bu tabanca ailemiz için çok kıymetli bir hatıradır. Atatürk öldüğü gün babam kalbine bu tabanca ile kurşun sıkmıştı. Oğlum Salihin bunu hayatı boyunca saklaması vasiyetimdir. Planlı intihar Bu, 10 Kasımın üzüntüsüyle o an karar verilmiş bir intihar girişimi değildi. Planlıydı. Atatürkün sağlığının hepten bozulduğu 1938in sonlarına doğru bir gün Salih Bozok 17 yaşındaki oğlu Muzafferi Dolmabahçe Sarayına çağırtmış, karşısına oturtup şöyle demişti: Bak Muzaffer! Artık koca adam oldun. Atatürk ölüyor. Şunu bil ki eğer Atatürk ölürse ben de hayatıma son vereceğim. Sen artık koca adam oldun. Ailenin erkeği sensin. Annen, ablaların sana emanet. Aileye bakarsın. Oku, memleketine faydalı bir adam ol. Yürekteki iz Muzaffer Bozok, intihar edeceğini açıklayan babası karşısında hiçbir şey söyleyememiş, sadece ağlamış, yüzünü saklamış ve bitik bir vaziyette eve dönmüştü. Sonra bir sabah okula giderken babasını banyoda görmüş, tıraş olduğunu sanmıştı. Oysa Salih Bozok, elindeki tentürdiyotla Atatürk öldüğünde kalbine ateş edeceği yeri işaretliyordu. 10 Kasım sabahı Salih Bozokun oğlunu okul müdürü çağırttı, Derhal eve gidiyorsun dedi. Muzaffer yolda bayrakların yarıya indiğini görmüş, Atatürkün öldüğünü anlamıştı. Ya babası? O da planladığını yapmış, Atatürkün ölüm haberini alınca bir odaya kapanmış, tabancasını çıkarıp kalbine sıkmış, ancak kurşun kalbi bulmadığı için yaralı olarak Şişli Sıhhat Yurdu Hastanesine kaldırılmıştı. * Alıntı