Atatürkün yaveri Muzaffer Kılıç anlatıyor: Erzuruma Geliş ve Ordudan Ayrılma Çok sıcak bir Temmuz gününde Rauf Orbayla beraber Erzuruma geldik (3 Temmuz 1919). Kazım Karabekir, Erzurum Vali Vekili Münir Bey ve Bitlis Valisi Mazhar Müfit Bey, Erzurumun ileri gelenleriyle birlikte 8-10 km uzaklıktaki Ilıcada bizi karşıladılar. Atatürk onları görünce otomobillerinden inip teşekkür etti. Sonra hep beraber Erzurumun İstanbul kapısına geldik. Burada Atatürkü şeref kıtası, bando ve kalabalık bir vatandaş topluluğu karşıladı. Oradan Atanın kalacağı müstahkem Mevkii Komutanlık Binasına yöneldik. Halk yollara dökülmüş, gençler ağaçlara tırmanmış, kadınlar damları doldurmuşlardı. Atatürk bu ilgiden çok duygulanmışlardı. Atatürkü ilk defa böyle bir kalabalık karşılıyordu. Erzurumda, Erzurumun ileri gelenleriyle sık sık toplantılar yapıyor, fırsat buldukça da civardaki birlikleri teftiş ediyorlardı. Bu arada Atatürkün İstanbulla sürtüşmeleri olduğunu duyuyor ve buna hepimiz çok üzülüyorduk. Bir sabah Atatürk hepimizi topladı. Tabancalarımızı almamızı ve iki araba ile şehre ineceğimizi emrettiler. Hepimiz heyecanla hazırlandık ve iki araba ile yola çıktık. Ne yapılacağını hiçbirimiz bilmiyorduk. Henüz Atatürk hiçbir şey yapmadığı halde Erzurumlular bizleri alkışlıyorlar ve Yaşa, Mustafa Kemal Paşa! diye bağırıyorlardı. Doğruca PTT binası önüne geldik. Atatürk bir kısmımızı kapı önünde emniyet için bırakıp, bir kısmımıza binayı tamamen boşaltmamızı emrettiler. Verilen emri tutarak memurlar ve müdür dahil bütün binayı hemen boşalttık. Sonra Atatürk muhabere subayı Osman Beyle binaya çıkarak, sarayla irtibat kurdular ve padişahla görüşmek istediklerini bildirdiler. Önce Tevfik Paşa, sonra Galip Paşa, daha sonra Sadrazam Damat Ferit Paşa telgraf başına geldikleri ve ne istediği sorulduğu halde Atatürk ısrarla Zat-ı şahane ile görüşmek istediklerini bildirdiler. Bir saat kadar bekledikten sonra padişahın telgraf başına geldiği bildirildi. Bunun üzerine Atatürk, dört maddelik isteklerini tek tek saraya iletti. İlk üç maddeye hemen cevap verildiği halde, son maddeye ancak üç gün sonra cevap verileceği bildirilince muhabere kesilerek kaldığımız yere dönüldü. Üç gün sonra bir akşam yine aynı şekilde PTT binasına gidip binayı boşalttık ve sarayla iletişim kuruldu. Atatürkün cevap beklediği son maddeye cevap gelecekti. Atatürk fevkalade gergindi. Hiç durmadan sigara içiyor ve eğilip gelen şifreli telgraf işaretlerine bakıyorlardı. Telgrafın sonunda, derhal İstanbula dönmesi, eğer gelmezse tevkif edilerek İstanbula getirileceği bildirildi. Bunun üzerine Atatürk hemen orada, Bütün rütbe ve nişanlarından ayrılıp milletin bir ferdi olarak ülkenin kurtuluşu için çalışacağını bildirdi. Herhangi bir cevap verilmesini beklemeden muhabereyi kestirdiler ve ordudan böylece ayrılmış oldular (8-9 Temmuz 1919). Kaldığımız binaya gelince vali paşadan gelen sivil elbiseyi giyip askeri elbiselerini kaldırttılar. Kısmet olursa tekrar giyeriz dediler. Aynı gece, ilk defa sivil elbise ile bir toplantıya gittiler ve 23 Temmuzda yapılacak Erzurum Kongresi hazırlıklarına başladılar. Ertesi gün, bir bildiri yayınlayarak bunu bütün ülkeye duyurdular. Muzaffer KILIÇ Kaynak: Kaynakçalı Atatürk Günlüğü, S.94, Atatürkün istifasını bildiren genelge yayınlaması.