Ben Kalbimi Dünyanın Dert Duvarları Arasında Ezdirdim ..

'Din ve İslam' forumunda zipper tarafından 6 Haz 2013 tarihinde açılan konu

  1. zipper

    zipper quae nocent docent

    [​IMG]

    Ben kalbimi dünyanın dert duvarları arasında ezdirdim
    Çok özledim sonsuz genişliğini secdelerin
    Ben ruhumu zehir parmaklıklar ardında tutuklu bıraktım
    Öyle çok susadım ki ilk tekbirin dudağımdan içtiğim serinliğe
    Ben bencilliğin dehlizlerinde ümitsizce
    dolandım... dolandım... dolandım...

    Öyle çok hasretim ki bir rukün kavsinde
    Belimi kıran ayrılıkları göğe savurmaya
    Ben ellerine cilveli kelepçeleri vurulmuş bir zavallıyım
    Çok isterdim bir kıyamın kıyametinde
    İçimdeki bütün kuşları dağlara uçurmayı
    Ayaklarımı dar zamanların prangalarına kaptırdım ben
    Öyle hasretim ki yalnız ve yalnız sana kul olmaya
    Cümle dilenciliklerden kurtulmayı.

    Öyle hasretim ki göğsümde sakladığım kanadı kırık serçeleri
    Rahmetinin yuvasına uçurmaya
    Öyle çok hasretim ki yalnız ve yalnız sana muhtaç olmaya
    İçimde saklı sancılı incileri rahmetinin kıyılarına savurmaya
    ahdettim

    Mülteci ellerimin ayazında ölmüş kelebekleri
    Kudsi levhanın dokunuşuna emanet etmeye geldim
    Ben gururun mahkumuyum...
    Ben gerçeğin kaçkınıyım...
    Ben günahın tutsağıyım...

    Ben isyan çöllerinin çorağına sürgün bir yetimim
    Sevindir beni, sevdir, sevindir, sev, sevdiğini bildir...
    Hüzünlerimi bir secdenin billur sularında erit ne olur
    Ne olur korkularımı rahmetinin kucağında teskin eyle Sen
    Ben sahte uzaklıkların sürgünüyüm...
    Ben içine kalbimi sığdıramadığım dar vakitlerin küskünüyüm...
    Öyle özledim ki seccademin alnımdan öpüşlerini... öyle özledim...
    İşte huzuruna geldim ...

    Şöyle başımı sokacak bir umudum olsun istedim
    İstedim ki yüzünden menekşeler toplayacağım sonsuz ovalarım olsun
    İstedim ki koşup koşabildiğim kadar
    İçimde sakladığım bütün uçurtmaları rüzgarlara verebileyim
    Ben sonsuz derinlikte uykuların yitiğiyim
    Ben unutuş uçurumların dibinde unutulmuş bir cesedim
    Ben benlik ve bencillik yabancılıklarında
    Evine yol bulamayan bir yitirmişim
    Çok özledim En Sevgilinin en çok sevdiği yerde durmayı

    Öyle hasretim ki öyle muhtaçım ki
    En Sevgilinin en çok sevildiği halde olmaya
    Geldim...Huzuruna vardım...Geçtim kendimden...Kendime geçtim
    Deldim benlik dağını...Yolda kaldı ferhat...Şirinin ben oldum
    Yandı her yanım...İbrahimin oldum...Gül oldum...
    Çöle verdim leylayı;aklı mecnuna sattım
    Mecnun oldum yakınlığına geldim

    Tüm uzaklıkları uzaklara savurdum keremini gördüm
    Vazgeçtim aslıdan,gölgeden çıktım,aslına geldim... vaslına geldim...
    Yandım KUL oldum... Yandım KÜL oldum... Yandım GÜL oldum...
    Durdum namaza; Miracına geldim, niyazına durdum
    Nazla beni ne olur...

    En Sevgilinin durduğu eşikte durdum
    Miracına geldim... Miracına geldim
    Nazarında tut ne olur
    Bakışınla sar beni, el üstünde tut, bırakma ellerimi... Bırakma...

    Senai Demirci
     

Bu Sayfayı Paylaş