Beni Bu Sıralanış İçinde Bir Yerde Bırak(ın)

'Yazılar, Denemeler.' forumunda sha. tarafından 18 Eyl 2009 tarihinde açılan konu

Konu etiketleri:
  1. sha.

    sha. ..daha çirkin, daha huysuz

    " Her şey yerli yerindeydi, geceyi saymazsak... Hapsolmuş ne kadar yangın varsa içimizde, sokak çocuklarının telaşıyla sardık...Adını konduramadığım mazinin baş kahramanı bu harfler.. Gözlerim kapanmadan ve bu düğüm kendiliğinden çözülmeden, seni duymalıyım küçük bir mektup sayfasından dökülürken yaşam..."





    Aralık dökümleri...

    Sayfa sayfa akıyor her şey...

    Büyük ve sessiz taş parçalarının arasından kırılmaya yüz tutmuş bir kaç söylem ardı ardına sıralanıyor semaya... bir yakada sen diğer yakada ben...

    İncitmeden düşleri ve incitmeden bir aşkı bir ipi baştan sona yürüyeceğim, ayak bileklerimdeki inceliğe aldırmadan...



    Huysuz bir aldanış... Arkamda neyin yükselen tonları, gecede hızla atan bir bekleyiş; kim bilir kalbi nerede gidenlerin?



    ... Atar damarlarımda titreyen bir yalnızlık gölgesi, her ne zaman bu kelimenin kıyısına vursam saçlarımı, benden öte bir şeyler kayıp gidiyor hırçın denizlerin huzurlu bakışlarından... Yanaklarımı ovuşturmaya başlar anlamsız bir kaç dokunuş... Gece oluklarımdan damlar, gökyüzü usuldan inlemeye başlar, ve yağmur kırılganlığını fark ettirmeden, ince ince teslim eder kendini dokunulmamışlığıma...

    Tenim ağlar, ellerim sanki tüm evreni yerinden oynatabilecek kadar güçlü bir savrulmayla yine kendine döner...

    Kaybolurum sessizliğinin ardında...

    Susarsın...

    Aramazsın...

    Sonra bir an gelir, hiç beklenmedik bir dilimde avuçlarımı telaşlı sesine teslim ettirmeyi başarırsın...

    Orada kal... Hani camların arkasından seyrederken bir tarlayı, ya da ne bileyim bir iki yudumda tutarken yolculukların geçişini... Orada, o puslu masalın, bir şehirden diğerine giderken gözlerinde bıraktığı ayrılıkta... Kavurgan, yanık, loş, tenha hüzünlerin el değmiş yıkıntıları arasında..

    Sahi, kaç defa yoklandı terimiz altında geceler...? Kaç pazarlık yapıldı izbe duyguların gölgesinde? Söylesene, yalnızlık bu kadar mı cevapsız bırakır insanı?

    Senin bahanelerin yoktur bilirim...



    Her güne koca bir kıskançlık çiziyorum... Her girdabın içine bile bile kendimi sürüklüyorum.. Ağzımda tuzlu bir ıslaklık... yanı-yorum...

    Beni bu sıralanış içinde bir yerde bırak-ın!!



    Şimdi gidiyorum...

    Küçük kağıt parçalarına, çoktan vakti geçmiş bir fotoğrafın karelerini teker teker serpiştirmem lazım.. Elbise dolaplarında bıraktığım kaçışlarımı toparlayıp, yüreğimin valizlerinde kocaman bir yer açmalıyım... Biliyorum, bu yokluk ikimizi de kanattı bir zamanlar... İkimiz de gövdesi parçalanmış aşkların saçaklarında kuşandık ürperişleri...

    Her saniye sustuk, oysa ne çok bağırıyorduk!!





    Perdeyi aç..

    İstanbul'u ağlat!!

    Tren garından topla dökülmüş, kırılmış, yalnızlıkla çarpılmış her maziyi



    " Bu gece sesini duymak isteyeceğim..." dediğinde saat, gece yarısına kollarını çoktan açmış olacak...

    Öpmelisin...



    Beni bu sıralanış içinde bir yerde,

    Beni bu sıralanış içinde bir,

    Beni bu sıralanış içinde,

    Beni bu sıralanış,

    Beni bu,

    Beni...



    "Bir yerde..."


    Burcu Yıldızer

     

Bu Sayfayı Paylaş