Bir selam bekler gönüller..

'Din ve İslam' forumunda sha. tarafından 14 Ağu 2009 tarihinde açılan konu

Konu etiketleri:
  1. sha.

    sha. ..daha çirkin, daha huysuz


    Bir selam bekler gönüller
    Kutadgu Bilig “selamı veren eman verir; selamı alan selamette olur”
    der ve “garibe bir selam, bir altın yerine geçer” diye ilave eder

    Barıştır selamın bir anlamı ve bir anlamı huzur
    Selim ile Salim, Selami ile Selamet, Süleyman ile Müslim, Müslüman ile İslâm
    Hep aynı kökten hep aynı çiçekten Ilgıt ılgıt rüzgar, ışık ışık tebessüm

    Hiçbir şey iken biz, Elest Bezmi’nde bize can bağışlayana can verme sözüdür selam
    Gök kapılarını açan kutlu zamanlar güzeli Temiz yüreklerin ve gülen yüzlerin artırır aydınlığını
    Doldurur beyaz heybemizi ve boşaltır kara defterimizi Rahmetinden alır kuvvetini diller ve o söz ile silinir bütün suçlar

    Selam bir gülümseyiş, selam bir bakış, selam bir merhabadır;
    selam tam vaktinde bir gönül alma, ta yürekten bir teşekkürdür

    Selam bir umman; sevgi saklar derinliklerinde
    Selam içten bir tebessüm, kalbî bir yakınlıktır Selam ve aleyk, birbirini bütünleyen ikizler

    Selam geldi ve bütün yaslı çehrelerdeki kederlerin yerini en içten tebessümler aldı
    Onun sıcaklığıyla karanlık gönüllerimiz aydınlandı Göz gözü görmez olduğunda ve ters düştüğünde birbirine bütün yollar ve dahası gönüller kapattığında birbirine çelikten kapılarını,
    açtırmaz mı bahar çiçeklerini bir selam?

    Adı sinelerimizden kazınmak ve namı yeni nesillere unutturulmak istendi Ve şair:

    Bir devrde geldik ki azîzân unutulmuş
    Tutmuş yerini hurd u büzürgân unutulmuş demek zorunda bırakıldı

    Hasretlerimiz düğüm düğüm selamlarda gizlenir ve seher yelleriyle gönderilir yar olan uzak diyarlara
    Selamların en güzeli ile başlar ve selam ile sona erer bütün mektuplar
    Heyhat! Ne selamlar ile rahmet dilediğimiz dualarımız, ne de satırlarında sevgi çiçekleri açan mektuplarımız kaldı

    Oysa o, kıyamda bir ayet; kaidede bir tahiyyattı Küçük büyüğe, yürüyen oturana, süvari piyadeye, az çoğa
    Ama ne zaman ki ilâhi huzura selama durmayı unuttuk ve sağ cenahımızdaki meleği işsiz bıraktık, işte o zaman unuttuk selamı
    Belki içimizdeki yabanlıklardır veya yabancılıklardır bize selamı unutturan Sahi, kalbimizin bütün paslı kapılarını ardına kadar açıp da, o vefalı dosta en son ne zaman bir salât u selam yolladık?

    Oysa O, “sizden biriniz bir meclise girdiğinde evvela selam versin” ve “aranızda selamı yayınız” buyurmuştu
    Ve kutlu bir selam ile gelmişti dünyaya

    Oysa duymadı mühürlü kalpler teri gül kokanın selamını

    Oysa O, bir gün arkadaşlarının arasında, uzaklara bakıp, “kardeşlerime selam olsun!” demişti

    Yazık ki biz o kelimeyi onun söylediği yalınlıkta, onun söylediği sıcaklıkta ve tazelikte söyleyemedik
    Kurtuluşun, saadetin, barışın, sevginin, merhametin ve adaletin o bir kelimede saklı bulunduğunu dosdoğru anlayamadık ve anlatamadık
    Hatta “rüşvet değildir deyu” almadık

    Ne olur bugün Yunusleyin bir selam verelim onbir ay unutup bir ay hatırlayabildiklerimize
    Düşkünlere, yetimlere dullara, çocuklara, sevgililere, kimsesizlere
    Kalmasın selamın gönlünü okşamadığı bir yaralı yürek Bir gülümseyişimizle ısıtalım ısıtamadıklarımızı

    Biz dünyadan gider olduk,
    kalanlara selam olsun
    Bizim için hayır dua,
    kılanlara selam olsun
    Ecel büke belimizi,
    söyletmeye dilimizi
    Hasta iken halimizi,
    soranlara selam olsun



    **Erol Uzun**​
     

Bu Sayfayı Paylaş