Bonzai Gerçeği

'Sağlık' forumunda zipper tarafından 28 Haz 2014 tarihinde açılan konu

  1. zipper

    zipper quae nocent docent

    [​IMG]



    "Bonzainin içinde tam olarak ne olduğunu bilmiyoruz! Bir psikiyatr olarak araştırdım tam tatmin olmadım. Fiziksel ve psikolojik etkileri eroin kullanımı ve yoksunluğuna çok benzer... Kişilik değişikliği, acı, ağrı ve baş dönmeleri, ani öfke nöbetleri çok sık görülüyor."

    Bonzai’nin Türkiye ’de 5 yıldır var deniliyor. Bonzai Türkiye’de ne zaman ortaya çıktı ve yaygınlaştı? Ne kadar yaygın?

    Ben bonzai içen ilk hastamı 2007 yılında gördüm. Dolayısıyla 2006 yıllarından bu yana konu ettiğimiz çok yeni ve ciddi bir bağımlılıkla karşı karşıyayız. Madde kullanımı arttığı gibi madde kullanıcıları eğilimlerini bonzaiye yönelttiler. Madde kullanıcıları arasındaki şu an en moda madde diyebiliriz.

    Şu anda kullanılan uyuşturucular arasında ‘en çok kullanılanı, en tehlikelisi, en çabuk bağımlılık yapanı’ olduğu söyleniyor, bu doğru mu? Gerçekten iki üç kullanışta bağımlılık yapabiliyor mu? “3 yılda öldürür ifadesi” doğru mu? Fiziksel ve psikolojik olarak ne gibi etkileri var?
    Aynen diyebiliriz. En yaygın en sorunlu ve işin kötüsü tedavi ekibinin tecrübelerinin henüz yeni olduğu bir madde. Üç içimde bağımlılık yapmasa da bağımlılığa giden adım atılmış olur. Bonzai sentetik esrardır. Masum gibi duran bu cümle içinde korkunç bir ifade barındırıyor aslında. Hatta bir hastamın babası doktor bey “Bu çocuk ne güzel esrar içiyordu, bu bonzai nerden çıktı” demişti. Bu bir mantık hatasıdır. Bonzainin içinde tam olarak ne olduğunu bilmiyoruz. Bu konuya çok kafa yordum çok araştırdım bir psikiyatrist olarak tam tatmin olmadım. 3 yıldan daha kısa zamanda da ölümcül olabilir. İçerisinde fare ve tarım zehiri olduğu söyleniyor. Fiziksel ve psikolojik etkileri eroin kullanımı ve yoksunluğuna çok benziyor. Kişinin tüm mental ve psişik bütünlüğü bozuluyor. Ajitasyon ve aşırı sinirlilik, kişilik değişikliği, acı, ağrı ve baş dönmeleri, ani öfke nöbetleri çok sık görülür.

    Genel bir bağımlı tipi var mı? Bağımlıların çoğunluğu için geçerli bir yaş, genç-, yaşlı-çocuk, cinsiyeti, gelir durumu, meslek, mahalle söz edebilir miyiz?
    Hayır diyemeyiz. Zenginler güçleri yettikçe satın alır, fakir bağımlılar satıcı olur. 16-36 yaşlarında bağımlılığın pik yaptığı görülür. Bağımlılık erkeklerde daha sıktır ama bu kıstas değil, madde gelir seviyesi, semt ya da eğitim düzeyiyle hiç ilgilenmez. Bir kere deneyen bağımlı adayıdır.

    Bonzainin denetimli serbestlik uygulamasıyla serbest kalan madde bağımlılarına uygulanan rutin testlerde çıkmadığı, bu yüzden de yaygınlaştığı iddia ediliyor: Bu doğru mu?
    Gelişmiş testlerde bonzai kullanımını görebiliyor ve tespit edebiliyoruz. Basit test düzeneklerinin gözünden kaçabilir. Ama bonzai kullanıcıları bundan kaçamaz. Dikkatli bir doktor fark edip detaylı testte ısrarcı olabilir.

    En önemlisi, aileler, arkadaşlar, eşler yani bağımlıya destek olması beklenen insanlar, onun bağımlı olduğunu nasıl anlar? Kilo verme, odaya kapanma, öfke krizleri gibi bazı belirtileri var mı? Yoksa aylarca hiç belli etmeden kullanılabilir mi?
    Aile ve yakınlar bağımlıyı çıplak gözle anlayamazlar. Yapılan bir çalışma bir bağımlının 2 sene kendini gizlediğini ortaya koymuştur. Davranış ya da fiziksel belirtiler yanıltıcı olabilir. Madde kanda ve idrarda tespit edilmek zorundadır.

    Bir insan bağımlı olduğunu anladığında veya bir yakının bağımlı olduğunu anladığında öncelikle ne yapmalı? Tedavi süreci nasıl? Tedavi şansı nedir?
    Bağımlıların çok azı kendiliğinden tedavi arayışına girer. Ailenin zoruyla kliniklere getirildikleri çok sıktır. Yakınımızın kullanıcı ya da bağımlı olduğunu pozitif test sonucuyla kanıtlayıp öğrendiğimizde soğukkanlı olup psikiyatriste gidilmeli ve bağımlılık düzeyine göre tedavi planlanmalıdır. Bağımlılık çok ciddi bir beyin hastalığı olduğu için krizi bir uzman yönetmelidir. Yatarak ya da ayaktan psikoterapiyle desteklenen tedaviler seçilecektir. Ama kullanıcı ya da bağımlı yürekten tedavi olmak istemiyorsa tedavi bitince tekrar başlayacaktır.

    Aileye, okula, hastanelere düşen nedir?

    Aileler ve yakınları o kadar yıpranırlar ki çok ciddi aile sorunları oluşur. Okul bu konuda bence hiçbir şey yapamaz. Hastanelerin yapacağı en önemli şey her ilçedeki her hastaneye yataklı bağımlılık kliniği açmaktır. Doğrudan Başbakana bağlı ‘Uyuşturucu Müsteşarlığı’ kurulmasını öneriyorum. Türkiye'de yapılan tüm çalışmalar raydan çıkmadan bu müsteşarlık tarafından yürütülmelidir. Önüne gelen bu konuda kampanya ve kamu spotu yapmasın. Çünkü kullanıcılar zor çocuklardır. Uyuşturucu zararlıdır diye pankart bastırsan gülüp geçiyorlar. Neden zararlı anlattın mı karşına alıp?

    * Prof. Dr. Arif Verimli: 1994-2003 yılları arasında Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nin başhekimliğini sürdürdü. Liselerde uyuşturucu ile ilgili çok sayıda seminer verdi.

    İŞTE ÜÇ YILLIK BİLANÇO

    Narkotik polis, Türkiye'de bonzainin fark edildiği 2011’de yurt genelinde 16 olayda 48 kilo 223 gram bonzai ele geçirdi. 116 kişi tutuklandı.

    2012’de ele geçirilen bonzai miktarı aniden arttı, 148 kilo 675 grama çıktı. 125 kişi tutuklandı.

    Olay sayısı 2013’te 83’e yükselirken, yakalanan bonzai miktarında düştü. O yıl 121 kilo 333 gram bonzai ele geçirilirken 491 kişi tutuklandı.

    Bu yıl mayıs sonu itibarı ile operasyon yapılan 94 olayda 42 kilo 344 gram bonzai ele geçirildi. 206 kişi tutuklandı.

    2011'den bu yana Türkiye genelinde ele geçirilen toplam 540 kilo 559 gram bonzainin 275 kilo 895 gramı yani neredeyse yarısı İstanbul’da yakalandı.
     

Bu Sayfayı Paylaş