Güneş Tanrısı Heliosun tunçtan yapılma dev heykeliydi ve Rodos limanının ağzında bulunuyordu; Ama çoğu kez sanıldığı gibi heykelin bacakları arasından gemiler geçmiyordu. Heykel yaklaşık 32 m yüksekliğindeydi ve İÖ.304′teki başarısız Rodos kuşatmasından kalma tunç gereç ve silahların eritilmesiyle yapılmıştı. Rodos Heykeli, İÖ.280′den 255′e kadar, gemicilere karayı gösteren bir işaret görevi gördü ve daha sonra adayı sarsan bir deprem sonucu yıkıldı. Rodosluların Rodos limanının girişine diktikleri bu heykel söylenenlere göre o kadar büyüktü ki, ayaklarının biri limanın bir girişine, diğeriyse diğer girişine basıyordu. Böylece limana girmek isteyen gemiler bu ayakların altından geçiyordu. Tanrı Zeusu temsil eden bu bronz heykelin boyu 30 metreyi buluyordu. 224 yılında bir depremle yıkıldığı sanılan heykelin elindeki meşaleyi yakmak için ayaklarının içinden başlayan bir merdivenle yukarı kadar çıkılabiliyordu. Rodosun ilk sakinleri olan Dorlar, Argostan gelen denizci bir kavimdi ve güneş ilahı olan Heliosa taparlardı. Dorlar Rodosta en parlak devrini M.Ö. 3. asırda yaşayan bir medeniyet kurdular. Mısır ve Fenikenin ürünlerini alıp satarak zengin oldular. Adayı kültür-sanat merkezi, güzel konuşma ve felsefe okulu haline getirdiler. Dorlar, Makedonya Kralı Demetriosla yaptıkları bir savaşı kazandıktan sonra, zafer anıtı olarak ve ilahları Heliosa şükran borçlarını ödemek için, Rodos limanının girişine büyük bir Helios heykeli yaptılar. M.Ö.281-280 yılında yapılan 32 metre yüksekliğindeki bu tunç heykel, elinde bir meşale tutuyordu. Bu haliyle Newyork limanındaki Hürriyet Heykelini andırıyordu. Rodoslular bu heykelin kendilerini ve adayı koruduğuna inanırlardı. Bu nedenle her yıl Helicia denilen şölenler düzenler, bu heykelin dibinde dört atlı bir arabayı denize atarlardı. İnanışlarına göre, Helios böyle bir arabayla dünyayı dolaşarak insanları gözetlerdi. Rodos heykeli ancak 50 yıl ayakta kalabilmiş ve M.Ö. 223 yılında bir depremde yıkılmıştır. Rodos Kolossosu da denilen bu anıtın heykeltıraşı Lindoslu Kharesti. Lindos, Rodos adasının üç büyük kasabasından biridir. *** İkinci Kaynak.. Rodosun ilk sakinleri olan Dorlar, Argostan gelen denizci bir kavimdi ve güneş ilahı olan Heliosa taparlardı. Dorlar Rodosta en parlak devrini M.Ö. 3. asırda yaşayan bir medeniyet kurdular. Mısır ve Fenikenin ürünlerini alıp satarak zengin oldular. Adayı kültür-sanat merkezi, güzel konuşma ve felsefe okulu haline getirdiler. Makedonya Kralı Demetrios, Rodosu uzun süre kuşatma altında tutmuştu. Dorlar, Demetriosla yaptıkları bir savaşı kazandıktan sonra, kuşatmanın kalkması anısına zafer anıtı olarak ve ilahları Heliosa şükran borçlarını ödemek için, Rodos limanının girişine büyük bir Helios heykeli yaptılar. M.Ö. 281-280 yılında yapılan 32 metre yüksekliğindeki bu tunç heykel, elinde bir meşale tutuyordu. Bugünkü Newyork limanındaki Özgürlük Anıtı Rodos Heykelini andırmaktadır. Rodoslular bu heykelin kendilerini ve adayı koruduğuna inanırlardı. Bu nedenle her yıl Helicia denilen şölenler düzenler, bu heykelin dibinde dört atlı bir arabayı denize atarlardı. İnanışlarına göre, Helios böyle bir arabayla dünyayı dolaşarak insanları gözetlerdi. Rodos heykeli ancak 50 yıl ayakta kalabilmiştir. M.Ö. 223 yılında bir depremde devrildi ve Araplar 653te Rodosu alana kadar öyle durdu. Araplar ise heykeli parçalayıp hurda olarak sattılar. Rodos Kolossosu da denilen bu anıtın heykeltıraşı Lindoslu Kharesti. Lindos, Rodos adasının üç büyük kasabasından biridir. Rodos adasının ilk halkı olan Dorlar, deniz ticareti sonucu zengin olmuşlar, adayı bir sanat ve felsefe merkezi haline getirmişler ve şükranlarını sunmak için milattan önce 270te güneş tanrısı Heliosun 32 metre yüksekliğinde bir heykelini yapmaya başlamışlar. Heykeli 12 yılda bitirmişler. Heykel, 56 yıllık ömründe bir harika olmaya hak kazanacak kadar görkemliymiş anlaşılan. Sadece bir başparmağına sarılmak için iki kişi gerekiyormuş. Milattan önce 226daki deprem, heykeli en zayıf yeri olan dizinden kırmış ve bu da heykelin sonu olmuş. Mısır imparatoru, şehrin restorasyonunun bütün masraflarını ödemeyi önermiş ancak kâhinler bunu kabul etmemiş. Aferin onlara. 654te Rodosu işgal eden Araplar heykelin kalıntılarını almışlar. Söylenenlere göre sadece kalıntıları taşımak için 900 deve gerekmiş. * Alıntı