Bazen bilirsin; unutmak için onlarca bahanen vardır.En sağlamı da unutman gereken somut şeyler yoktur elinde.Avucun tam ısınmışken elini bırakıp giden,seni iliklerine kadar üşüten biri yoktur.Ceplerinde idare etmeye alışkındır ellerin.Ama uzakta öylece bekleyen bir çift el, o elin avucunda uzayan çizgiler...Hiçbir zaman o çizgilerde yürümemiştir parmakların,avcun oraya sığınmamıştır asla. Ama o eller hep sana ait olmak için vardır sanki.O çizgilerin falı hep sana çıkacakmış gibi gelir.Mesafeler sadece o ellerin içinde ezilip yok olmana müsade eder.Gerisi kalır aynı yerde.Zaman geçer;elleri bile göremez olduğunda özlersin.Beyninin sana tahsis ettiği sahiplenme duygusu-gerçekliği tartışmaya kapalı-barikatlar çekmek ister o ellere.Sadece gözlerinle,bir çift elin çevresine surlar dikmeyi özlersin.Yüreğine göre yasal,hayatın gerçeklerine göre en kaçak yoldan...Göz yaşları damlaya damlaya nedensizlik olur. Bomboş hissedersin bazen.Anlamı olan tek şey hıçkırığını bastırması için sımsıkı sarıldığın o battaniyedir.