Bu NASA şemasının gösterdiği gibi evrenin %25 ya da daha fazlası bir laboratuar ortamında henüz gözlenememiş olsa da karanlık maddeden oluşmuştur. Astrofizikte ışın yaymayan ya da doğrudan algılanabilecek şekilde elektromanyetik ışınları (ışık x-ışınları v.b.) yeterince yansıtamayan varlığı görünür maddeler üzerindeki kütle çekimsel etki ile belirlenebilen maddelere Karanlık madde adı verilir. Karanlık maddelerin varlığını belirlemek için gökadaların döngüsel hızlarından gökadaların diğer gökadalar içerisindeki yörüngesel hızlarından geri planda yer alan maddelere uyguladığı kütle çekimsel mercekleme özelliğinden ve gökadaların içerisindeki sıcak gazların sıcaklık dağılımından yararlanılır. İncelemeler gökadalarda gökada gruplarında ve evrende görülebilen maddelerden çok daha fazla karanlık madde olduğunu göstermektedir. Karanlık maddelerin bileşenleri tamamen bilinmemekle birlikte WIMPler aksiyonlar sıradan ve ağır nötrinolargezegenler ve sönmüş yıldızlara birlikte verilen isim MACHOlar ile ışıma yapmayan gaz bulutlarından oluşur. Mermi kümenin kırmızı renkte olan ve x-ışını yayınımı ile belirlenen sıradan maddeleri ile mavi renkte olan ve kütle çekimsel mercekleme ile belirlenen toplam kütlenin dağılımını gösteren kompozit resim. Büyüt Mermi kümenin kırmızı renkte olan ve x-ışını yayınımı ile belirlenen sıradan maddeleri ile mavi renkte olan ve kütle çekimsel mercekleme ile belirlenen toplam kütlenin dağılımını gösteren kompozit resim. Evrendeki kütle çekimsel enerjinin incelenmesi sonucu varsayılan toplam enerji yoğunluğunun sadece %4'ünün doğrudan gözlemlenebilir maddelerden oluştuğu gözlemlenmiştir. Yine bu toplamın %22'sinin karanlık maddelerden oluştuğu hesaplanmaktadır. Kalan %74'ünün ise everene dengeli bir şekilde yayılmış olan karanlık enerjiden oluştuğu kabul edilir. Mermi kümenin kırmızı renkte olan ve x-ışını yayınımı ile belirlenen sıradan maddeleri ile mavi renkte olan ve kütle çekimsel mercekleme ile belirlenen toplam kütlenin dağılımını gösteren kompozit resim. Karanlık madde kavramı ilk olarak 1933 yılında Kaliforniya Teknik Enstitüsünden İsviçreli astrofizikçi Fritz Zwicky tarafından öne sürülmüştür. Fritz Zwicky'nin gözlemi ve iddiası kırk yıl boyunca hiçbir ortamda ciddiye alınmamıştır. Karanlık maddenin varolduğuna dair en güçlü kanıt Spiral Gökadalar'ın düz dönme eğilimleri 1970 yılında Washington Carnegie Enstitüsü'nde Vera Rubin ve arkadaşları tarafından ileri sürülmüştür. Vera Rubin de Fritz Zwicky ile benzer bir kaderi paylaşarak uzun yıllar ciddiye alınmamış hiç bir ciddi yayın organı çalışmalarına yer vermemiştir. Master ve doktora tezleri de daha önce reddedilmiş olan Vera Rubin için bu durum pek şaşırtıcı olmamıştır. Onlarca yıl sonra bugün hemen hemen tüm astrofizikçiler karanlık maddenin varlığını kabul ederler. Ağustos 2006'da yayınlanan 150 milyon yıl önce gerçekleşmiş olan iki gökada kümesinin çarpışmasına dair gözlem karanlık maddelerin varlığına dair daha somut bir kanıt oluşturmuştur. Çarpışma sırasında sıcak gazlar arasında bir etkileşim olmuş ve daha sonra merkeze yaklaşmışlardır. Gökadalar ve karanlık madde etkileşime girmemiş ve merkezden uzak kalmışlardır. İki şekilde karanlık maddenin ortaya çıktığı sanılmaktadır:Baryonik karanlık madde ve Baryonik olmayan karanlık madde. Evrenin kütlesinin yüzde 90'ını oluşturduğu varsayılmakla birlikte karanlık maddenin henüz astronomlar için sırrı çözülmüş değildir. 1970'ler evrendeki maddenin yüzde doksanının görünmez olduğunun keşfedilmesiyle karanlık madde iddialarının güçlendiği yıllar olmuştur. Karanlık maddenin varolduğu bilinmektedir ancak ne olduğu konusunda çok az açık bilgi vardır. KARANLIK MADDENİN FORMU Astronomlar galaksilerde bulunan karanlık madde için bir çok mümkün biçim düşünmüşlerdir. Bu fikirlerin bazıları şunlardır. 1) Kahverengi Cüce Yıldızlar :Kahverengi cüce yıldızlar; yıldız olamayacak kadar düşük kütleli gökcisimleridir. Yapılan hesaplar bu yıldızların kırmızı cücelerden 200 kez daha fazla olması gerektirdiğini göstermektedir. Fakat bugüne kadar yapılan gözlemlerde ancak bir ya da iki tane kahverengi cüce yıldız adayı bulunmuştur. Geçmişte keşfedilmiş mikromercek olayları kahverengi cüce yıldızlarınında karanlık madde şeklinde olabileceğini göstermektedir. 2) Toz :Eğer toz karanlık madde adayı olsaydı bu büyük miktardaki tozun uzak galaksilerden gelen ışığı gözlenenden daha çok sönükleştirirdi. Fakat böyle birşey olmadığı için toz karanlık maddeye aday olamaz. 3) Ekzotik Parçacıklar :Teorik atom altı parçacıkları ağır nötrinolar ve foton halinde bulunur.Yüksek enerji fizikçileri bu parçacıkları araştırdıklarından dolayı bu parçacıkların karanlık madde için iyi bir aday olabileceği kanısındadırlar. 4) Hidrojen Gazı : Emisyon ve absorbsiyon çizgileri büyük miktarda hidrojen gazının varlığını gösterirdi. Birçok astronom bu olasılığa yer vermişler fakat birkaçı bu karanlık maddenin asla yıldızlar meydana getiremeyecek kadar soğuk gaz bulutları olduğuna inanmaktadırlar. 5) Karadelikler ve Nötron Yıldızları :Bu cisimleri oluşturan yıldızlar evrim geçirirken Galaksimizi çok büyük miktarda ağır elementlerle zenginleştirmişlerdir. Bu cisimler bu nedenle karanlık maddeye aday olamazlar. 6) Beyaz Cüceler :Güneşimizin nükleer yakıtı olan hidrojen bir gün bitince yıldız evriminden dolayı Güneşimiz bir beyaz cüce olacaktır. Eğer genç galaksiler yeterince hızlı bir şekilde soğuk beyaz cüceler oluştururlarsa bu beyaz cüceler karanlık madde adayı olabilirler. Karanlık Gerçek Kimse onu göremiyor hissedemiyor hatta onun ne olduğunu bile bilemiyorlar. Ancak karanlık madde denen bu esrarengiz madde olmasaydı gökadalar uçup darmadağın olurlardı. Toronto Üniversitesinden astrofizikçi John Dubinskinin yaptığı bilgisayar simülasyonunda yukarıda beyazla gösterilen karanlık madde ipliklerden oluşan ve uzay boyunca uzanan bir ağ gibi görünüyor. Dubinski ile başka astrofizikçilerin hesaplarına göre görünür evren yıldızlar ve gökadalar dışarıda olanın sadece ufacık bir dilimi. Tüm maddelerin en az yüzde 90ının karanlık maddeden oluştuğuna inanılıyor. En olası tahminlere göre karanlık madde elektrik akımı olmayan büyük bir partikül; kendini sadece yerçekimsel çekimle belli ediyor. Uzmanlar önümüzdeki on yıl içinde araştırmaların nihayet karanlık madde partiküllerini ayrıştırarak evrenin en büyük esrarını çözeceklerini tahmin ediyorlar. ALINTI