Ey "ALLAH korusun!" diyen ciddi misin sen

'Din ve İslam' forumunda ...... tarafından 6 Ağu 2009 tarihinde açılan konu

Konu etiketleri:
  1. ......

    ...... Misafir



    "İnna lillahi ve inna ileyhi raciun: Biz varoluşumuzu O'na borçluyuz ve en sonunda yine O'na döneceğiz."

    Bu yazıyı Cumartesi sabahı yani Düzce depreminin üzerinden henüz birgün dahi geçmeden kaleme alıyorum. Bu depremde hayatını kaybedenmü'minlere rahmet yaralananlara şifa geride kalanlara ibret ve sabırdileniyorum.

    Başbakan Bülent Ecevit 12 Kasım akşamı gerçekleşen 7.2'lik depreminardından yaptığı "Paniğe kapılmadan her ihtimale hazır olmamızlazım"açıklamasını endişeli bir yüz ve korkulu bir gözle şöylebitiriyordu:

    "ALLAH korusun!"

    Sadece ALLAH'ın varlığına ve uluhiyyetine değilO'nun koruyup-gözeten yaratıp-yokeden yaşatıp-öldürenyüceltip-alçaltan lütuf ya da kahrıyla terbiye edenödüllendirip-cezalandıran vasıflarını bünyesinde toplayan rububiyyetinede inanan bir mü'min olarak bu duaya tüm yüreğimle "amin!" diyorum.

    "Amin!" demeseniz ne çıkar?
    Tarih ALLAH'ınkorumadığı 'Kenanların' kaçıp kendisine sığındıkları sığınak barınaktutamak ve korunakların kendilerine mezar olduğu birey toplum veuygarlıklarla doludur.

    ALLAH korusun!

    ALLAH'ın korumadığını kim koruyabilir ki? Ve ALLAH'ın koruduğuna kim ilişebilir ki?

    Yanlız bu sözü söyleyen eğer ağzından çıkanıkulakları duyan biriyse eğer söylediği sözün ağırlığını tartacak birbilinç taşıyorsa öyle titremeden "ALLAH korusun!" diyemez.

    ALLAH değerlerini koruyanları korur

    Bir kere "ALLAH korusun!" demek peşinen "ALLAH'ın isterse istediğini koruyabilir olduğu" önkabulünden/inancından yola çıkmak demektir.
    Tabii ki tersi de geçerli: "İstemezse istemediğini korumaz."

    Bu durumda bazı soruları sormak kaçınılmaz olmuyor mu:

    ALLAH kimleri korur kimleri korumaz?
    Koruyacaklarında ne gibi özellikler arar?
    O'nun koruması altında bulunmak tesadüfi midir?
    Tabir caizse o koruyacaklarını -haşa- kura ile mi belirlemektedir yoksa onlar zaten belli midir?
    ALLAH'ın koruyacağını vaad ettiklerinde aradığı özellikler nelerdir?
    ALLAH'ın kimleri koruyacağı ve korumasını celbetme şartları belli ise
    O'nun korumasını isteyenler bu şartlardan ne kadarını taşımaktadırlar?

    "ALLAH korusun!" diye başları sıkışınca ALLAH'a koşanlar ALLAH'ın korumaları için kendilerine emanet ettiği değerleri ve öğretiyi korumuşlar mıdır?
    Yoksa onlar ALLAH'ın korunmasını istediği değerleri korumadıkları gibi onu tahrip etmek için ellerinden geleni artlarına koymamışlar mıdır?

    Dahası ALLAH'ın değerlerini koruyanlara doğdukları toprakları zindan edenlerin
    başları sıkışınca "ALLAH korusun!" demeleri ciddiyetle ne kadar bağdaşır?
    Ya da ALLAH katında ne kadar ciddiye alınır?
    Samimiyet bunun neresindedir?

    O halde birileri ALLAH'a ve O'nun korunmasını emrettiği değerlere aldırmamışlar
    hatta kimi zaman o değerlere hasım olmuşlar onları savunanları düşman bellemişler
    o değerlere karşı savaş açanların yanında olmuşlar ve bizzat kendileri ALLAH'a karşı açılan "değer yıkıcı" savaşın lejyonerliğine soyunmuşlarsa
    hangi yüzle ALLAH'tan koruma talebinde bulunabilirler ki?

    Ve ALLAH böyle birinin talebine hangi gözle bakar?

    O Rahman'dır O Rahim'dir

    Doğrusu Kur'an'da O aşkın zatını tanıtırken "Benim rahmetin her şeyi kuşatmıştır" buyurur.

    Yine Kitab'ta O'nun en büyük prensibine şöyle dikkat çekilir:
    "Rabbiniz rahmet ve şefkati kendisine prensip edinmiştir."

    ALLAH'ın bu "rahmet ve şefkat" prensibi dilerim ki O'nun değerlerine bir ömür saldırıp da başı sıkışınca "ALLAHkorusun!" diyenleri de kapsar.
    Bunu gönülden dilerim; fakat bilirim ki O "sonsuz rahmet kaynağı" olanbir Rahim olduğu kadar değerlerine saldıranlardan "öç alan"Müntakim'dir de.

    O "esirgeyen" bir Rahman olduğu kadar varlığını insanlığın değişmezdeğerlerine savaş açmaya adamış olan kişi kurum ve uygarlıkları"kahreden" bir Kahhar'dır da.

    O suyu getirenle testiyi kıranı bir tutmaz elbet; fakat yine de O'nun "rahmeti gazabını geçmiştir."

    İşte bu yüzden biz O'nun kahrından lutfuna sığınıyoruz.

    Gazabından rahmetine sığınıyoruz.

    Celalinden cemaline sığınıyoruz.

    O'ndan yine o'na sığınıyoruz.

    Bir kez daha Musa Peygamber'in diliyle Kur'an'dan iktibasla O'na şöyle yakarıyoruz:

    "İçimizdeki beyinsizler yüzünden bizleri helak eder misin ALLAH'ım!"
     

Bu Sayfayı Paylaş