Fotoğrafik Unsurlar

'Güzel Sanatlar' forumunda Uygu tarafından 26 Eyl 2012 tarihinde açılan konu

  1. Uygu

    Uygu New Member

    Fotoğraf dünyasında bazı isimler öne çıkar: Alfred Stieglitz, Edward Steichen ve Henri Cartier-Bresson bunlardan sadece üçüdür. Bu insanlar ve onlar gibi olanların fotoğraflarında yaptıkları işleri istisna haline getiren ne gibi özellikler vardır? Milyonlarca insan boyunlarında fotoğraf makineleriyle dünyayı arşınlamaktayken, sadece az sayıda fotoğrafçı herkesçe kabul gören bir üne ulaşabilmiştir. Büyük fotoğrafçıların çalışmaları arasında acaba ortak bir unsur, bir bağ mevcut mudur?

    Gerçekten de mevcuttur. Büyük ustalar tarz, konu ya da amaç açısından birbirlerinden nasıl ayrılırlarsa ayrılsınlar, hepsi de tek ve çok önemli bir beceriyi paylaşmaktadırlar: Sadece fotoğraf olarak var olabilecek görüntüleri üretebilme becerisi. Şüphesiz ki, bir fotoğrafçının şöhretine başka unsurlar da katkıda bulunurlar. Fakat bu ustalar istisnasız bir şekilde fotoğrafın olanaklarını başka hiçbir iletişim aracında mevcut olmayan özelliklerinden yararlanarak sonuna kadar kullanmışlardır. Bu başlıkta fotografik unsurlar diye adlandıracağımız bu özellikler konu edilecektir.

    Fotografik Unsurları Kontrol Altında Tutmak, Kompozisyonda Ustalaşmak İçin Ön Şarttır

    Fotoğrafın gençlik çağlarında henüz kimse fotografik unsurları tam anlamıyla anlayamadığı için, en azından grafik uygulamalarla ilgili prensipleri anlayabilenler sanatsal bir avantaj elde etmişlerdi. Grafik beceriler önemini korumakla beraber artık tek başına yeterli olmaktan çıkmışlardır. Günümüzdeki bir fotoğrafçı, fotoğraf makinesinin kendisinin de son görüntüyle ilişkisini anlamak zorundadır. Böylesi bir bilgiye sahip olmadan da bir fotoğrafçı sanatsal işler üretebilir, ancak fotoğraf sanatına yönelik işler üretemez.

    Aradaki fark hiç de önemsiz değildir. Bazı sanatlar doğası gereği sadece kavramsaldır. Yani kavramın ifade edilmesinde kullanılan araç değil, sadece sanatın ardındaki kavram önemlidir.

    Kavramsal olmayan sanat, sanatçının ifadesinin onu nasıl dile getirdiğiyle ilintili olduğu sonucunu doğuracak şekilde kullanılan araca bağlıdır. Yani araç değişince mesaj da değişir.

    Bunu fotoğrafa uyarlayınca, başka araçlarla da -mesela resim vasıtasıyla - ifade edilebilecek bir mesajın fotografik olarak sunulması sanatsal fotoğraf olmak için yeterli değildir. Ortaya konan iş teknik olarak bir fotoğraf olabilir, ancak tüm büyük sanatsal fotoğraf işlerinin ortak özelliğini teşkil eden ve iletişim aracı vasıtasıyla kurulan ilişki eksikliği söz konusudur. Bir çalışmanın doğası gereği kavramsal olup olmadığının basit sağlamasışu soruyla anlaşılabilir:

    "Bu mesaj bir başka iletişim aracıyla
    da aynı etkiyi verecek şekilde oluşturulabilir miydi?". Eğer cevap evetse yapılan iş bir fotoğraf olarak değerlendirilmemeli, ancak bir fikir olarak göz önünde tutulmalıdır.

    Fotografik unsurlar temel düzeyde fotoğraf makinesinin nasıl gördüğüyle, nasıl kaydettiğiyle ve hatta görüntüyü nasıl bozduğuyla yakından ilgili olduğundan, fotografik unsurları tam anlamıyla anlayıp istifade edebilmek için fotoğrafçının görkemli sanatsal esinlenmelere ihtiyacı yoktur. Fotografik unsurları anladığında fotoğrafçı belli bir malzemenin görüntüyü nasıl etkileyeceğine ve bu etkinin kendisinin vermek istediği mesajı nasıl destekleyeceğine ya da zayıflatacağına karar verebilecek duruma gelir. Bunun için de öncelikle kullandığı iletişim aracının en önemli yönünü, yani ışığı anlaması gerekir.

    Alıntı
     

Bu Sayfayı Paylaş