Fotoğrafta sürekli vurgulanan ve sık sık tekrar edilen ana düşünce fotoğrafçının üretiminin öne çıkan bir konu, bir fikir ya da bir mesaj içermesidir. Fotoğrafçının bir fikri ifade edebilmek için fotoğrafının görsel unsurlarını nasıl kullandığı göz ardı edilerek kompozisyonun tartışılması anlamsızdır. Fakat fotoğrafçının aklına şu soru takılabilir: Bir fotoğrafta kaç tane yeni ve ilginç fikir olabilir? Fotoğrafçıya ilginç geldiği sürece fotoğrafta yer alan fikrin yeni veya özgün olmasına gerek yoktur. Herhangi bir fikri ifade etme eylemi, fotoğrafçıya çektiği fotoğrafa zihinsel bir vurgu yapma olanağı sağlar. Bu vurgu kompozisyon tartışmasını olanaklı ve anlamlı yapan referans noktasını oluşturur. Böylesi bir vurgu eksik olduğunda fotoğrafçının kompozisyon tasarımıyla ilgili kararları alabilmesine yardımcı olacak temel oradan kalktığı gibi, izleyici de fotoğrafta gördüğü unsurların anlamlarını yorumlayabileceği ölçülerden yoksun kalacaktır. Özetle iletişim yok olacaktır. Kompozisyon Yeteneğini Geliştirme Fotografik kompozisyonu kavramanın zor olmasının temelinde fotoğrafın kendi doğası yatmaktadır. Bu araç önümüze öylesine zahmetsizce ve öylesine bol görüntüler koyar ki, fotoğrafçılar sürekli olarak kendilerini bir fikirden ötekisine hızla atlama eğilimi içerisinde bulurlar. Halbuki ressamlar genellikle dikkatlerini tek bir fikre sabitlerler ve bu fikri çalışmalarında belki de yıllar boyu sürekli takip ederler. Bir başka ifadeyle tek bir fikir bir dizi resmi birbiriyle ilişkilendiren bir ana fikir haline gelir. Resimler üretildikçe ana fikir ve ressamın tekniği gitgide daha saflaşır ve zarifleşir. Kompozisyon tasarımında ustalaşmak isteyen bir fotoğrafçı da benzer bir uygulamadan büyük çapta yararlanabilir. Her bir fotoğrafta farklı bir düşünceyi ifade etmeye çalışmaktansa ilginç bulduğu bir fikri seçebilir ve bu fikri sürekli ana fikir olarak kullanabilir.Yahut da birkaç ana fikir seçerek bunları birbirine koşut olarak takip edebilir. Mesela fotoğrafçının kendi çocuğunun doğum gününü görüntülemek istediğini varsayalım. Takip edecek bir ana fikir olmadığı zaman, fotoğrafçının ortaya koyabileceği iş konuyla ilgili bir gazete röportajından daha öteye gidemeyecektir. Çocuklardan bir grup fotoğrafı için poz vermelerini isteyebilir ya da hoşuna giden her şeyi fotoğraflayabilir, fakat büyük ihtimalle bu fotoğraflar sadece bir anın hatırası olacaklardır. Değerleri, üzerinden zaman geçtikçe söz konusu olayı izleyiciye hatırlatabilme yeteneklerine bağlı kalacaktır. Oysa fotoğrafçı böyle davranmak yerine takip edeceği bir ana fikri seçerse elde edeceği sonuç çok daha farklı olacak ve hem fotografik yönden, hem de kompozisyon tasarımı açısından bir değer taşıyacaktır. Fotoğrafçının ilgisine ve yetenek düzeyine bağlı olarak ana fikir tek başına "doğum günlerinin heyecanı" ya da "doğum günlerinin renkleri" olabilir. Yahut ana fikir "gençken harcanan gençlik" veya "doğum günleri çocuklar kadar büyüklere de gereklidir" gibi daha iddialı bir konu da olabilir. Fotoğrafçı belli bir ana fikir çerçevesinde çekim yaparken, çevresindeki olayların fark edilen yüzlerinin altında yatanları soruşturan görüntüleri üretecektir. Daha iddialı olarak fotoğrafçı günler, haftalar, aylar hatta yıllar boyunca fotoğraflarına yansıyacak bir ana fikri de seçebilir. Örneğin kitabın bu bölümü yaklaşık on iki aya yayılan bir çabayı yansıtan görüntülerden bir seçkiyi içermektedir. İyi kompozisyonlar oluşturabilmek amacıyla kompozisyon becerisini ve duyarlılığını geliştirmenin bir başka yöntemiyse başkalarının ürettiği işleri incelemektir. İstisnasız olarak büyük fotoğrafçılar kendilerini fotoğraf makinesi aracılığıyla ifade etme konusunda ustalaşmışlardır. Genellikle acemi fotoğrafçılar belirli bir fotoğrafın neden çok iyi olarak nitelendirildiğini anlamakta güçlük çekerler. Oysa ki, çoğu zaman bu fotoğrafın kompozisyonunun dikkatle incelenmesi, onun hem grafik hem de fotografik kontrollerin özenle uygulanması vasıtasıyla izleyiciye aktarılan güçlü bir mesaj içerdiğini ortaya koyar. Başkalarının fotoğraflarını okuyup yorumlama konusunda kendini geliştirmek, bir fotoğrafçının kendi işlerinde uyguladığı kompozisyonların gelişimine de yardımcı olur. Kompozisyonu iyice algılama ve değerlendirme konusunda ilave bir alıştırma olması için okurun daha önceki bölümlerde kullanılan fotoğrafları yeniden incelemesini öneriyoruz. Fakat bu defa okur fotoğrafları sadece görüntülenen belli nesnelere göre değil, onun anlamına katkıda bulunan fotoğrafın tüm unsurlarım gözeterek incelemelidir. Alıntı