Gazi Pazar Yerinde

'Mustafa Kemal ATATÜRK' forumunda Uygu tarafından 26 Eyl 2012 tarihinde açılan konu

  1. Uygu

    Uygu New Member

    [​IMG]

    Sakarya savaşından sonra idi. Ilık bir güz sabahı. Akşehir'in pazar yeri karınca yuvası gibi kaynıyor. Bin ağızdan bin ses.Bir aralık, ortalıktaki uğultu perde perde sönmeye başlıyor, pazar yerini bir tapınak sessizliği kaplıyor. Yalnız kulaktan kulağa bir fısıltı:



    - Gazi gelmiş, gazi.

    Bütün gözler bakışlarıyla aynı yöne dönüyor; Gazi, o ölçülü güzel yürüyüşüyle yavaş yavaş ilerlemekte, ara sıra sergilerin önünde durup ilgilenmekte. Belli, alış-verişe çıkmış; ama O, başka bir şey değil yalnız gönül alıyor. Böylece gönül ala ala satıcı kadınların kesimine geliyor.
    - Nasılsınız bacılar ?
    - Sağ ol Paşam,

    Kadınlar Paşalarına özlem dolu gözlerle kana kana seyrederken kendilerini tutamıyorlar:
    - Güzel Paşam.
    - Yiğit Paşam .
    - Yiğitlerin yiğidi Paşam.
    Paşa utangaç; bu sevgi haykırışlarını durdurmak için birine soruyor:
    - Erin var mı bacım?
    - Var Paşam, cephede.
    - Ya senin ?
    - Kanı helal olsun, benimki Çanakkalede kaldı. Gazi daha sonra soracak, soracak ama yüreği yanıklardan alacağı yanıtların çoğunu şimdiden oranlıyor; Çanakkale'sinden sonra Kafkas'ı, Kanal'ı, Galiçya'sı, İnönü'sü, Sakarya'sı hep sıralanacak, hem de hiç kırgınlık taşımayan, hiç birşey istemeyen, beklemeyen seslerle.

    Paşa, gözleri buğulanmış, bir an düşünüyor ve hemen, bu kez, sakin adımlarla, geldiği yana yöneliyor, bir kuyumcunun sergisi önünde durduktan sonra elinde bir avuç yüzükle dönüyor.

    O gün pazardan köye dönen bacıların parmakları, Gazi'nin armağan ettiği yüzüklerle süslü, yürekleri yaşantılarının övüncü ile dolu idi.


    *

    Alıntı
     

Bu Sayfayı Paylaş