II. Mahmud

'Biyografiler' forumunda zipper tarafından 1 Tem 2013 tarihinde açılan konu

  1. zipper

    zipper quae nocent docent

    [​IMG]

    II. Mahmud (Osmanlı Türkçesi: محمود ثانى Mahmud-ı sānī, محمود عدلى Mahmud-ı Âdlî) (20 Temmuz 1785 – 1 Temmuz 1839)

    30. Osmanlı padişahı ve 109. İslam halifesidir. Osman Gazi ve Sultan İbrahim'den sonra Osmanlı hanedanının üçüncü ve son soy atasıdır.

    Son altı Osmanlı padişahından ikisi onun oğlu dördü ise torunudur. Tahtta kaldığı 31 yıllık süreç Osmanlı tarihinin siyasi açıdan en bunalımlı dönemlerinden biridir. Balkanlarda imparatorluğun dağılma sürecini başlatan Sırp ve Yunan isyanları, Rus, İngiliz ve Fransız donanmalarının Navarin'de Osmanlı donanmasını imha etmesi, Rus ordularının doğuda Erzurum'a batıda da Edirne'ye kadar ilerlemeleri, Fransa'nın Cezayir'i işgal etmesi ve asi ilan ettiği Mısır Valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa'nın ordularının Suriye ve Anadolu'yu geçerek Kütahya'ya kadar gelmeleri ve gibi hadiseler ile karşı karşıya kalan Sultan II. Mahmud bir diğer taraftan gerçekleştirdiği reformlarla imparatorluğun çehresini değiştirerek Osmanlı modernleşmesinin temellerini atmış, ölümünden dört ay sonra ilan edilen Tanzimat Fermanı'na giden yolun hazırlayıcısı olmuştur. Hükümdarlığı dönemindeki icraatları nedeniyle, bazıları kendisini devleti tekrar ihya etmek üzere her yüzyılda bir gelmesi beklenen müceddid olarak kabul edip büyük sıfatıyla yad etmiş, muhalifleri ise gavur padişah olarak nitelendirmişlerdir.
    Sultan II. Mahmud dönemi, Osmanlı tarihinde batılılaşma süreci içerisinde büyük öneme sahiptir. Sultan II. Mahmud, Osmanlı Devleti’ne yeniden bir düzen verilmesi amacıyla, bütün işlerinde batı teknik ve kültüründen faydalanma yolunu tuttu. Tarihlere Vaka-i Hayriye olarak geçen Yeniçeri Ocağı’nın kanlı bir şekilde kaldırılması hadisesinden sonra kurduğu Avrupai tarzda eğitim gören Asakir-i Mansure-i Muhammediyye (Türkçe: Muhammed'in zafer kazanmış orduları) ordusu ile modern Türk ordusunun temellerini attı. Yayınladığı Kıyafet Nizamnamesi ile sarık, kavuk ve biniş giyilmesini yasaklayıp, ceket, pantolon ve fes giyilmesi kuralanı getirdi ve kendi de sakalını kısa keserek modern kıyafetler ile halkın içine çıktı. Portrelerini yaptırarak devlet dairelerine astırdı. Devlet ve saray teşkilatında geniş ölçüde değişiklik yaparak Divan-ı Hümayun ve Enderun’u lağvedip çeşitli bakanlıklar ve meclisler kurdu. Modern anlamda ilk nüfus sayımını gerçekleştirdi, ilk posta teşkilatını kurdurdu ve ilk resmi Türk gazetesi olan Takvim-i Vekayi (ilk Osmanlı Türk gazetesi) onun döneminde yayımlandı. Sultan II. Mahmud, yapmakta olduğu reformların kalıcılığını bunların manasını kavrayacak nesillerin yetiştirilmesi ile mümkün görüyordu. Bunun için de, eğitime çok önem verdi. İlköğretimi zorunlu hale getirerek bugünkü ilkokula denk rüşdiye okullarını kurdu. Avrupai tarzda eğitim vermek amacıyla İstanbul'da, Türkiye'nin ilk modern tıp okulu olan Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane ve modern anlamda ilk harp okulu olan Mekteb-i Harbiye'yi kurdu.


    Tahta Çıkışı


    Sultan III. Selim, gerçekleştirmek istediği reformlara karşı meydana gelen Kabakçı Mustafa İsyanı ile tahttan indirilince Şehzade Mahmut ağabeyi Sultan IV. Mustafa'nın 14 aylık saltanatı boyunca korku dolu günler geçirdi. Bu esnada saraydaki dairesinde tutuklu olan III. Selim ise gelecek için tek umut gördüğü kuzeni Şehzade Mahmut’a fırsat düştükçe hükümet ve saltanat işleri ile ilgili öğütler veriyor Nizam-ı Cedid’in yeniden ihyası hakkında uzun uzun konuşmalar yapıyordu.
    İstanbul’dan sağ kurtulup kaçabilen Nizam-ı Cedidciler Rumelide yenilikçi ve III. Selim yanlısı olan Rusçuk ayanı Alemdar Mustafa Paşa’nın yanına sığınmışlardı. Tarihe Rusçuk yaranı diye geçen bu kişiler III. Selim’i tekrar tahta çıkarmaya karar vermişlerdi. Alemdar Mustafa Paşa 28 Temmuz 1808'de 15.000 kişilik ordusu ile Sultan III. Selim'i tahta çıkarmak için Topkapı Sarayına dayandığında tahtta bulunan Sultan IV. Mustafa, Sultan III. Selim ve kardeşi Şehzade Mahmud'un ölüm emrini verdi. Haremdeki dairesinde feci şekilde öldürülen Sultan Selim'in cesedi Arz Odası'nın önünde bırakıldı ve Alemdar Mustafa Paşa sarayın Babüssade Kapısını kırdığında tahta çıkarmak için geldiği Sultan III. Selim'in cesedi ile karşılaştı. Bunun üzerine Şehzade Mahmud'un derhal bulunup getirilmesini emretti. O esnada haremde Şehzade Mahmut'u katletmek için cellatlar ile Şehzadenin hizmetkarları arasında çatışmalar yaşanıyordu. Şehzadenin maiyetindeki cariyelerden Cevri Kalfa hamam külhanından aldığı bir kase külü katillerin yüzüne avuç avuç atınca kazanılan zamanla birlikte ağalar bunu fırsat bilip Şehzade Mahmut’u damdan kaçırmayı akıl ettiler. Dama çıkarken katillerden birinin fırlattığı hançer Şehzade Mahmut’un koluna saplandı ve derince bir yara açtı. Şehzade Mahmut dama çıkarken, telaş ve heyecandan başını da çatı kapısına çarpmış, sağ kaşının üstünde bir yara açılmıştı. Ancak katillerin tüm çabalarına rağmen Şehzade Mahmut, sarayın kubbelerine çıkmayı başardı. Haremden kuşhane’nin damına geçen şehzade, kuşaklarla birbirine bağlanan iki merdivenle Baş İmam Hafız Ahmet Efendi ve arkadaşları tarafından Enderun avlusuna indirildi. Çıplak ayaklarına acele ile koğuşuna kaçan Enderunlulardan birinin kapı önünde bıraktığı pabuçlar geçirildi ve Alemdarın bulunduğu yere getirildi. Oradan Hırka-i Saadet dairesine geçilerek Sultan II. Mahmud'a biat edildi. Sultan II. Mahmud tahtı borçlu olduğu Alemdar Mustafa Paşa'yı sadrazamlığa getirdi. Tahta çıktığı ilk gün Sultan III. Selim'in ölümüne sebep olanlar birer birer idam edildi ve o gün sarayın kapısında 33 kesik baş sergilendi. Ancak Sultan II. Mahmud, Alemdar Mustafa Paşa'nın ısrarına rağmen ağabeyi Sultan IV. Mustafa'yı öldürtmedi. Sultan II. Mahmut hayatının kurtulmasına sebep olan Cevri kalfayı ise Hazinedarbaşılığına getirdi ve ona Çamlıca'da geniş arazi vererek, bir de köşk yaptırdı.
    İstanbul’daki karışıklıklar ve güvensizlik nedeniyle Sultan Mahmut’un kılıç alayı uzun bir gecikmeden sonra 13 Eylül 1808’de yapıldı. O gün Topkapı Sarayı’ndan çıkılarak Seyf-i Nebevi’yi Silahdar Ağa alayın önünde taşırken Enderun müezzinleri tekbir getiriyor; Alemdarın seğmenleri de muhafızlık ediyordu. Sultan Mahmut, Eyüp Sultan’da Hz Muhammed’in halifesi olduğu için ona izafe edilen kılıcı sağ tarafına atası Osman Gazi’nin kılıcını ise Osmanoğullarının soy atası olması umut edildiği için sol tarafına kuşandı.

    Saltanatı dönemindeki önemli siyasi olaylar
    1 Sened-i İttifak
    2 Sekban-ı Cedid ve Alemdar Vakası
    3 Bükreş Anlaşması ve ayanlarla mücadele
    4 Sırp İsyanının bastırılması
    5 Mekke ve Medine'nin Vehhabilerden kurtarılması
    6 İran'la Savaş ve Erzurum Antlaşması
    7 Tepedelenli Ali Paşa ve Yunan İsyanları
    8 1828-1829 Osmanlı-Rus Savaşı ve Edirne antlaşması
    9 Yunanistan Krallığı ve Sırbistan Prensliği'nin kurulması
    10 Kavalalı Mehmet Ali Paşa isyanı
    11 Hünkar İskelesi Anlaşması ve Boğazlar sorunu

    Ölümü:

    Sultan II. Mahmud yakalandığı verem hastalığından kurtulamayarak, 1 Temmuz 1839 günü dinlenmek için gittiği kardeşi Esma Sultan'ın Çamlıca'daki köşkünde, 54 yaşında vefat etti. Büyük bir cenaze töreni ile halkın gözyaşları arasında Divanyolu'nda kendisi için oğlu Abdülmecit tarafından Mimar kardeşler Ohannes Dadyan ve Boğos Dadyan'ın inşa ettiği II. Mahmud Türbesi'ne defnedildi.

    Mimari çalışmaları:

    Sultan II. Mahmud döneminde, mimari alanda da yeni bir gelişmenin başladığı görülür. İmparatorluğun değişik bölgelerinde birbirinden güzel yapılar inşa edildi. Sultan II. Mahmud'un yaptırdığı eserlerden bazıları şunlardır; Rodos Süleymaniye Camii, İzmir Bıyıklıoğlu Mahmud Camii, hayatını kurtaran Cevri Kalfa'nın adını verdiği mektep, Tophane Nusretiyye Camii, Arnavutköy Tevfikiye Camii, Asariye Camii, Hidayet Camii İstanbul Kocamustafapaşa Küçük Efendi Camii ve Külliyesi, Taş Kışla, Gülhane Parkı girişindeki Alay Köşkü.
    Sultan II. Mahmud ayrıca, İstanbul'daki bütün büyük camilerin tamirini de yaptırdı. Unkapanı köprüsü yine onun zamanında yapıldı. Mekke-i Mükerreme'de bir medrese yaptırdı ve Mescid-i Aksa'yı tamir ettirdi. Aynı zamanda hattat, bestekâr ve şair olan Sultan II. Mahmud yazdığı şiirlerde Adlî mahlasını kullandı.
     
  2. mustafakartal

    mustafakartal New Member

    30. Osmanlı padişahı ve 109. İslam halifesidir. Osman Gazi ve Sultan İbrahim'den sonra Osmanlı Hanedanı'nın üçüncü ve son soy atasıdır.
     

Bu Sayfayı Paylaş