İnka İmparatorluğu

'Tarih' forumunda Uygu tarafından 7 Eki 2012 tarihinde açılan konu

  1. Uygu

    Uygu New Member

    Amerika’da Kolombiya’nın güney kesiminde Şilideriz Mavle’ye kadar, doğuya doğru ise Amazon ormanına kadar uzanan ve doruk noktasına XV. yy’da ulaşan Kolomb öncesi imparatorluk.


    [​IMG]

    Cusca-Kutsal İnka Vadisi

    3310m yükseklikte And Dağları arasında yer alan İnka İmparatorluğunun başkenti Cusca’nın M.Ö. 1100 senesinde kurulduğu söylenmektedir. Ovcehva dilinde Cusca göbek bağı anlamına gelmektedir. Çünkü İnkaların yaptıkları her yol Cusca’ya çıkmaktadır. Geneşinoğlu altın saçlı Manco Copac’ın günün birinde okyanusların ötesinden çıkıp geleceğine inanan İnkalar, tanrı sandıkları İspanyollara her şeylerinihiçbir mücadele göstermeden vermişlerdir. (1532)

    Tarih:

    İspanyol kronik yazılarına göre kavimler kudretli Tahvantinsuyu İmparatorluğu’na bağlı olduklarını söylüyorlardı. Efsaneye göre bu imparatorluk dört kardeşin karılarıyla birlikte Pacari-Tampu’daki dört mağarayı terk etmelerinden sonra kuruldu. Bunlardan biri, Ayar Manco, karısı Mama Ocllo’yla Cuzco vadisine geldi ve buraya yerleşerek kendi uygarlığını kurmaya girişti. İnkalara göre Ayar Manco ya da Manco Capac inka hanedanının on iki ya da on üç hükümdarının ilkiydi.

    Ayar Manco’nun XII. Yy’a doğru hüküm sürdüğü sanılır. Bu efsanede İnkalar’ın vadide yaşayan kavimler arasında giriştiği uygarlık kurma çalışmaları yüceltilir. Bununla birlikte, arkeolojik kazılar, And dağlarındaki mağaralarda İ.Ö. 1000’e doğru avcı toplayıcılarının yaşadığı ve tarımın ilk izlerinin İ.Ö. 4000 yılında görüldüğünü (Oysa mısır üretimi İ.Ö. 1800’e doğru başlamıştır.) ortaya koydu.

    i.Ö. 1500’e doğru Chavin gibi ileri uygarlıklar Kuzey Andlar’da varlığını sürdürüyordu; daha sonraları İsa’dan birkaç yüzyıl önce kıyı bölgelerinde bir çok savaşçı devlet gelişti. (Paracas, Nazca, Vicus, Moşikalar vb.) Huari egemenliğinden sonra, birkaç kavim arasından sıyrılan İnka kavmi, yavaş yavaş egemenliğini genişletti ve yedinci hükümdarları Yahuar Huacac zamanında, tüm vadiyi denetim altına aldı.

    Sekizinci hükümdar Viracocha döneminde, Chancalar krallığı tehdit ettilerse de, Viracocha’nın oğlı İnka Yupangui’ye yenildiler; bunun üzerine Yupangui, Pachaqcutec (“dünyanın iyileştiricisi”) devlet yönetimini ele geçirdi. İmparatorluğun böylece başlayan yayılması 1471’den sonra Yupangui’nin oğlu Tupac Yupangui tarafından sürdürüldü.

    Tupac’ın orduları kuzeyde Quiyo’ya dek ilerledi, güneyde bugünkü kuzey-batı Arjantin ve Kuzey Şili toprakları ile Bolivya’nın büyük bir bölümünü ele geçirdi.

    Huayna Vapac topraklar fethetti; ancak, ölümünden sonra 1527’ye doğru oğulları Atahualpa ve Huascar arasında patlak veren iç savaş, İspanyol Conguistador Pizarro’nun zaferini kolaylaştırdı. İspanyollara esir düşen Atahualpa 1533’te öldürüldü. Yerine geçen kukla hükümdar Manco İnka’da 1537’de öldü. Gerilla hareketi, kral temsilcisi Francisco de Tolede zamanında (1569 – 1581) bastırıldı.

    Din:
    İnkalar, güneşe taparlardı. Bütün imparatorlar, güneş tanrısı İnti’nin çocuklarıydı ve bu yüzden imparatorların bu soydan geldiğine inanılırdı. Güneş tanrısı İnti’nin kültürünü tüm imparatorluğa kabul ettirmiş olmalarına karşın İnkalar, ele geçirdikleri kavimlerin inançlarına karşı hoşgörülü davranırlardı. Bir çok tapınak ve dağların zirvelerine manastırlar inşa etmişler ve taş işlemeciliğinde ileri bir düzeye gelmişlerdir. Güneş dışında Ay’a (Killa), Şimşek’e (İllapa) vb. taparlardı.

    Yaşam:
    İnkalar mimari şehircilik ve tarım alanlarında çok ilerlemişlerdir. Dağların eteklerinde teraslama yönetimiyle tarım yapmışlardır ve halen bu yerler de patates, mısır, buğday ve fasulye üretiminde aynı sistem uygulanmaktadır.

    Bilimler:
    Yazı olmadığından, İnkalar’ın bilimsel bilgi düzeyini kestirmek zordur. Bir inka takvimi vardı, buna karşılık kronik yazarları İnkaların astronomide ulaştıkları düzey üzerine çelişkili bilgiler verirler.

    Mimarlık ve Şehircilik:
    Dağınık bölgelerde kalan görkemli ve yalın taş yapılar ya kabaca yontulmuş taş bloklarıyla ya da dış yüzleri hafifçe taşkın dikdörtgen bloklara çok düzgün bir biçimde örülmüş tapınaklar ve duvarlara nişler açılmıştı. Daha önceki dönemlerden (Chavin, Tiahvanaco) farklı olarak mimarlık, çoğunlukla heykelcilikten bağımsız bir biçimde gelişmiştir. Cuzco’da Sacsahvaman, Vrubanaba vadisinde Oltanhaytambo kaleleri, Pisaç, Machu Picchu kentleri ve başkent Cuzco en gözalıcı şehircilik örnekleridir. Yine de Güney Amerika’nın estetik açıdan en az gelişmiş topluluğudur.
    Ay tapınağı inkaların törenlerinde kullandıkları birkaç yapının yer aldığı iki mağaradan oluşur.

    İnka taş işlemeciliğinin en güzel örneği güneş tapınağıdır.

    Güney Amerika’da, ekvator, Peru, Bolivya civarında eski inka uygarlığında kalan bir çok tünel olduğu söylenir. En fazla bilineni Lima’yı Peru2nun eski başkenti olan Cuzca’ya bağlayan ve sonrada Bolivya sınırına kadar uzanan bir tünel şebekesidir. Eski bilgilere göre bu tünellerde çok zengin bir kralın mezarı vardır. İnkalar bu tünelleri biliyor, kullanıyorlar ama bu tünellerin ilk inşaatçılarını onlarda bilmiyorlardı.

    Machu Picchu Kenti
    İnkaların bu yeri ne amaçla kullandıkları kesin olarak bilinmemektedir. 50 yılda 200 kadar işçi tarafından inşa edilen kentte 100 sene kadar yaşayabilmişlerdir.

    Güneşin Bakireleri için:
    Her güneş tapınağında rahipler, kahinler vardı. Bu gruplar içeridinde güneşin Bakireleri yani ACLLA adındaki kızlar bulunurdu. Sarayların İnka hükümdarlığı altındaki dört bölgeden yetirilen güneşin kazlarının kaldığı güzel döşenmiş bir çok oda vardı. Güneş tanrısının hizmetine seçilen güzel kızların bakireliklerinin bozulmaması için çok sıkı korunan bir yerde hep beraber yaşarlardı.

    İbadet için:

    İnkaların burayı bir ibadet yeri olarak kullandığı düşünceside hakimdir. Yüksek kayalıklara yerleştirdikleri elips şeklindeki altından yansıtıcılarla astronomik gözlemler yapmışlardır.

    Kentlerde yer alan tapınakların büyük bir bölümü tektarafı açık gökyüzüne doğru giderek daralan üç duvardan oluşmaktadır. İnkalarda üç rakamının ayrı bir anlamı vardır. İnkalar gökyüzü, yeryüzü ve yer altı olmak üzere üç varlığa ve bu üç varlığın kendi tanrıları olduğuna inanıyorlardı. her şeyin temelinde bu üç varlık gizliydi. Hava, su, toprak , güneş bir din parmaklarıydı. Serçe parmağı ise insanı temsil ediyordu.

    Astroloji:
    Güneşe tapan İnkalar güneş hareketlerini dikkatle izliyorlardı. Hatta bir güneş saati bile yapmışlardı. Matematik hesaplamalarda ise düğüm yöntemi kullanmışlar ve bu şekilde yıllık alınan ürünü, doğum ölüm ile ilgili istatistiki bilgileri arşivleyebilmişlerdir. Tohum ekme ve hasat dönemi ise ayın hareketlerine göre belirlenmiştir.

    El Sanatları:
    Sanatsal açıdan, İnka seramiği Nozkalar ve Maşikalar’inkinden daha düşük nitelikliydi. Aryballas gibi, genellikle geometrik süslemeli, bazı kap biçimleri yarattılar. Dokumacılık (kıyıda pamuklu, dağlık bölgelerde yün) atölyelerde yapılırdı. İnka dokumalarındaki renk ve motifler paracas dokumalarının inceliğine ulaşmamıştır. İnkalar altın, platin ve gümüşü işlediler. Tunç elde etmek için bakırı kalayla karıştırdılar, bu metali kullanarak süslemeler, silahlar ve aletler yaparlardı. Altın işçiliği Avrupa kökenlilerin eline geçmiştir.


    Alıntı
     

Bu Sayfayı Paylaş