Kadyanda (Cadianda) , Fethiyeye 18 km. uzaklıktaki Üzümlü köyünün 3 km. kuzey-doğusunda 400 m. yüksekliğindeki bir tepenin yamacında idi. Kadyanda Likcedeki Kadawanti kelimesinden gelen bir sözcüktür. Büyük olasılıkla da bu kentin halkı anlamındadır. Buradan ilk kez Sir Charles Fellows söz etmiştir. Ondan öğrenildiğine göre kentin ana yolu çevresinde mabetler ve yapılar bulunuyorsa da günümüze onlardan hiçbiri gelememiştir. Kadyandanın tarihini kitabelere dayanarak M.Ö. V.yy.a kadar indirebiliriz. Ayrıca Lykianın Hekatomnosların kontrolünde olduğu bir zamana ait bir kitabede Karia satrabı Piksodorosun (M.Ö.340-334) yaptığı bir bağıştan söz edilmektedir. Bu bağış muhtemelen , bir Karia şehri olan Kaunosa karşı girişilen bir harekatta Kadyandanın satraba yardım ettiği anlaşılmaktadır. M.Ö. 168-67 de Likya birliğine dahil olup birlik sikkesi bastıran 24 kent arasında Kadyandanın da adı geçmektedir. Kent Roma döneminde önem kazanmıştır. Followsdan öğrenildiğine göre çok köşeli ve dış yüzleri düz olan polygonal surlardan bugün yalnızca temel izleri kalmıştır. Akropolün güney yamacındaki, yarım daire şeklinde caveası olan tiyatro büyük bir olasılıkla deprem sonucu yıkılmış,daha sonra da taşlarının bir kısmı kullanılmıştır. Şu andaki durumu bile tiyatronun eski görkemini yansıtmaktadır. Akropolde beş basamakla çıkılan bir mabet ile onun yanında Agora ve 82 m. uzunluğundaki Stoa yer alıyordu. Stadionun 183 m. uzunluğunda ve 9 m. genişliğinde, kuzey yönünde de 6 oturma sırası bulunduğunu kalıntılardan anlaşılmaktadır. Ayrıca Stadionun üzerinde Dor nizamında bir mabet ile bir mezar odası vardır. Burada 8 atlete ait bir heykel kaidesi bulunmuştur. Kaidelerden biri üzerinde Kadyanda sözü geçmektedir. Stadionun çevresinde kentin ihtiyacını sağlayan dört büyük sarnıç görülmektedir. Bir başka sarnıç da Agora ya yakındır. Kadyanda Lykia tipi mezarları ile tanınmıştır. Fethiye ovasına bakan yamacında oldukça yüksek temeller üzerine oturtulmuş silindirik çatılı bir Mausoleum dikkati çekmektedir. Ev tipi mezarların çoğu kabartmalı olup bunlardan birisini Ch.Fellows M.Ö. 400e tarihlemiştir. Bu mezarın yan yüzlerinden birinde atlı bir komutan yere dizleri üzerine çökmüş olan bir savaşçıya saldırmaktadır. Ayrıca Üzümlü köyü ile antik kent arasındaki yamaçta, Salas Anıtı diye adlandırılan anıt-mezarın ön yüzünde Salas ismi okunmaktadır. Ön yüzünde tek yan yüzlerde ise friz şeklinde, birbiri ile savaşan iki savaşçı görülmektedir. Büyük bir olasılıkla bu anıt Hekatomnid sülalesinden Kadyandalı bir prensin mezarıdır. Bu mezarın da bazı parçaları Britissh Museuma götürülmüştür. Alıntı