Tanrı soracak sana 'neden bırakıp gittin?' diye. İyi ezberle! Sevmiyordum diyeceksin. Tahtından indirilip boynu vurulmaya götürülen çocuk padişahlar Eve mi gidiyoruz oyun bitti mi?! diye sormuşlar mıdır?! Kaç çocuk sevgilinin boynunu vurdun sen.. Sadece ben. Kalbimi duyuyor ve insanları tanıyorum. Gördüklerimden hiçbiri gibi yaratılmamışım; yaşayanlardan hiçbiri gibi yaratılmış olmadığıma inanmak cüretini gösteriyorum. Öteki insanlardan daha iyi değilsem bile hiç olmazsa başkayım... Hiçbir lokantada tek başınıza oturabileceğiniz şekilde dizayn edilmiş masa bulamazsınız. Toplum sizi yalnızlıkdan kurtarmak için gerekirse ruh sağlığınızla oynar!.. iki sözcükle gözlerine yazardım kendimi acemice! ve bayram harçlıklarımı açlıklarımı düşürmüş olurdum böylece! 'Diyemediklerim yoktu benim... İçimdeki sessizlik değil 'sensizlikti'.. İçimdekilerini haykırdım.! Bana sadece yankıları kaldı.. Ben yine aşkta sınıfta kaldım..'' uzanıp topraktan çıkarttın beni tozumu sildin hohladın parlattın ovdun ve okşadın beni çıktı içimdeki cin; ondan -gidecektin mecburdun hepsi gibi- affını diledin. mayıstı. mecburdum. seni o yüzden bağışladım! Düşlerimin yıkıldığı gece oturup bütün resimleri yeniden yapıştırmayı denedim. Her resimde hep bir parça eksik çıktı. git gidebildiğin yere kadar .. bu liman da kaybettiğim ilk gemi sen değilsin.Ama şunu unutma!. rıhtımda kalanı değil çekip gideni vurur fırtına. konuşan eşyalar getir bana koku alan cisimler takla atan hacimler normali hiç anlatma bana uzak dursun sistemin kalıcı terimleri. Aşk herhangi bir gün olarak katılır haftaya salı ile çarşamba arasında bir yere aşkher koşulda eğlenceli; aşkistedi mi sereserpe! Varsın kırmızı ışıkta dursun otomobiller ben serilip yere 'gökte kaç yıldız var acaba' diye sayacak kadar hayalperest pervasız korumasız ve sonsuza kadar salak kalacağım.
**Kana tek kelime ögretemedim.Kan emeklerken ayaga kaldıramadım yarayı. Acıkızımdı..Hüzün oglum..Hangisini cok sevdigimi annelerine bile söyleyemedim... **Sevgilim! Korkma sakın.. Can verebilmekte bir hedef.. **Damdan dama atlarken düşen bir kedinin gözlerii var şimdi kana batan yüzümdee. Yüzümü ellerinin arasına all Hani tutarmış gibi bir sincap cevizinii.. **Beni bir halk öpüyorsa âşığım Beni bir devrim kucaklıyorsa sadığım sevdalıya... **Aşktan bana her mevsim çığ düşüyorr Aşkın mı? Böyle bir şarkı dinlemiştim. Ne kimse söylüyordu ne de ben eşlik ediyordum. **Bütün aynalarında tükürdüm kendi yüzüme yüzümü ayna üzerinde boyadım ki ben gittikten sonra kalsın orada sahte suretim bu suskunlugun ortayerinde başlayan şarkılar gibi hani o çok sevildiği halde dinlenirken hep ağlanılan nedensiz ben olanların en fuzuli yanıtı olarak verildim bütün sorulara önemsemediniz! **Farkındayım ölsem cesedimi gerçekten teşhis edebilecek tek insan odur! ceset de olsam hainim hâlâ. Ne mutlu sana! **senin bu gömlek senin bu pantolon artık yalnızca eşyaların artık yalnızca eşyalarını sevebilirim artık yalnızca eşyalarınla ağlıyoruz en fazla seni özlüyoruz **Ağlarken yüzünü gökyüzüne çevir ki melekler gözyaşlarını silebilsin... **Bildiğin ö l ü y o r u m !! **Üstüne dökmeden sev beni! **Çat kapı girdin ruhuma kaptın götürdün beni; satılan mal geri alınmaz sevgilim.
"Anladım ki benim içimi cız ettiren ona vız geliyor." Fazla ciddiye almayın bu hayatı nasıl olsa içinden canlı çıkamayacaksınız! Eyy sevgili; elma dersem çık armut dersem çıkma! eel-muut".. İster çık ister çıkma. Sen bilirsin artık. Seviyorum... affet" dedi ya.!! O an insanın sadece ağzıyla gülmedigini anladım.. Biliyorlar aslında.Seni gazete kağıdına sardığım şarap gibi biliyorlar.Uluorta ve gizli gizli seni sevdiğimi.
Dik tut başını. Meraklanma buluta çarpmaz, Gök delinmez, Derinlik bozulmaz ! Sen 1'imdin benim! Bense 0'dım gözünde...Görüyorsun ya sevgilim ;10 numara aşk yaşamışız seninle..... Çünkü hayat, ölümün insana oynadığı en trajik, en mükemmel, en acımasız oyunuydu. Senin için ölüyordum. Durum buydu!
" sevgilim! sana eşim diyemem! eşim demek, benzerim demektir. ben, bana benzeyen birini sevemem! " ----- sana tuz yalatsam; sabaha kadar tuz yerine suyu düşünürsün. işte çelişki burada gibi görünse de nesnel hareketin kanıtıdır bu. bir durumla uyarılan her durum, bir başka durumu işaret edecektir. beni sevdiğini söyledikçe sen, ben bir diğerini sevdiğimi hatırlayacağım. buna ihanet diyemezsin .. ---- sen bir mıknatıssın.. şeffaf .. ve ben çekilirken sana içimdeki alelade metal parçalarıyla .. kan şekerim düşüyor.. ağzım düşüyor.. ellerim.. en çok da ellerim düşüyor. ---- son ödeme tarihini unuttuğumuz fatura gibiydi aşk! senin gözlerini kesmişlerdi, her yer karanlıktı.. benim gözyaşlarımı kesmişlerdi, artık akmıyorlardı! borçluyken yakaladı aşk bizi.. bizim suçumuz yok! ayrılık çok erken icraya geldi.. ---- sana, sana diye başlayan şiirlerden birinden ağlıyorum... acizim işte kabul ediyorum, hıçkıra hıçkıra ağlarken esrar gibi çekiyorum burnumu. yanağımı siler misin? biraz kan kalmış. seni öpmek, bir sigaradan nefes çekmek gibi bu son gecede, tuzlu bir sigarayı basmaksa gözlere, sen olmayan bir cümle kurmak gibi, biliyorum bu aşkta biraz ayrılık kalmış. bize kalan tek renk kırmızıyken, mavi bir oğlumuz olsun isterdin, neyse bırak annenin okuttuğu dualar avuçlarında dursun ve sus, lütfen, içimde biraz umut kalmış. bir rüya için ağıt yaktım, bak uçuşuyor hala külleri... yeter, okşadığın tetiğe bas artık bende biraz can kalmış... ---- hepimiz karanlığa sığınmış böcekler değil miyiz aslında... antenlerimiz korkuyla, acıyla ,aldatılmanın ironisiyle titremiyormu sanki... saklandıgımız yerden yeryüzüne, yeryüzünün kötü adamlarına şüpheyle yaklaşmıyormuyuz? bizlerde delirmiyecekmiyiz bu sistemde, bu koşullarda, bu baskıyla... her an üstümüze bi terlik inebilir, sevgilimizin yüzü cibinlikle örtülebilir ya da ruhumuza sıkılan bir filtre zehrin doruklarına ulaşabiliriz. artık mutluyuz. çünkü bunca böcek savarın saldırıya geçtiği bir coğrafyada ters dönsek bile hala oynatabiliyor ve gökyüzüne , gökyüzünün şahane yıldızlarına. yıldızlardaki küçük prenslere umutla bakabiliyoruz. iyiyiz, iyiyiz... hakikaten iyiyiz. öldüremiyorlar . ezemiyorlar. milyonlarcayız. dahada milyonlara katlanacağız. gülümseyin ve gülümseyebildiğiniz için ağlayın ---- beni bir fıkra sanma sakın. gülemezsin yüzüme. beni bir şiir sanma sakın. kafiye taşımaktan hoşlanmam. beni bir şarkı sanma sakın. adımı fısıldarken kaktüs batar ağzına.... beni bir ülke sanma sakın. sınırlarımdaki askerler,işsizlikten orospu oldu! beni bir öküz sanma sakın. çünkü sen o kadar hülyalı bir tren değilsin!.. ---- sen küfürsün. ben bu küfrü etmeyi reddediyorum. seni sana ediyorum. seni sana bir hançer gibi tam da adresinde, o dolaylarda saplarken parmak izim kalsın istiyorum. yüzünde parmak izim kalsın. ister bir gözyaşı olarak taşı onu, ister alaycı bir ifade diye. kalsın. yüzünde parmak izim kalsın. ---- senin yaşın aşka tutmuyor çocuğum hiç gelme açıkta kalırsın aşk insanı acıktırır aşk insanı bir ölüme susatırsa aşk diye anılır senin mahallende aşk masallara giremez masala giren aşk çıkamaz o mahallelerde! masalların aşkına,benim aşkıma,allah aşkına senin yaşın aşka tutmuyor sevgilim,lütfen gelme.... --- bizim senle hukukumuz var... avukatımız var, suçumuz var... bizim senle bir ömrü paylaşmaya andımız; bu andı çiğneyip iç yüzümüzü ifşa eden ihanetlerimiz, ...birbirimizi kolayca harcamanın lüksü, bu lükse sığan baş önde boş boş oturuşlarımız var. konuşamayışlarımız, hiçbir şeyi açıklayamayışlarımız, kaçıp gitmeyi erdem sayışlarımız var. ---- tecavüzden sonra "zevk aldın mı?" diye sormak nasıl abesle iştigalse gidişinin ardından aylar sonra arayıp "nasılsın, ne yapıyorsun?" diye sorman da o kadar abesti işte.. uyuz bir itin kasığındaki pire kadar mutluyum.. ve başını çöpe soktuğu için kıçı açıkta kalan bir kedi kadar tetikteyim. tut ki mutluyum.. tut ki yıkıldım... sana ne..!!! ---- tercumesi zor izahlarin anlam azaltma dersindeyim.. bugun biriyle sevissem,yarin cenazesindeyim...! ---- "aklının pususuna yattım seni indirdiğimde inecek, gerçek cehenneme zifir şafak! mânâm telaşlanırken mânâsızlığım rahatlayacak.." ---- sevgililerim beni terk etti. enkaz kaldırma çalışmaları sürüyor. hayatımı etkisi altına alan yağışlı havadan umudumu kestim. çetin ceviz hüzünlere kaptırmayacağım paçamı.. ---- hüzünlü bir küfür bilen var mı mayıstan başka; hani şeytan diyor ki durma çözül, dağıl milyarlarca hücreye ve git, ağlamaya uzak bir şehirde yeniden başla!
Bir organ nakli gibi sevmiştim seni; Çürük gözlerine bağışlanan ellerim Yırtık dudaklarına bağışlanan şiirlerim.. Darmadağın kadınlarındarmadağın ettiği erkekler gibi Sevmiştim seni Çok eskitilmiş bir aşkın hatırlanması Sevgilinin resmi karşısında çocuksu bir iç kanaması.. Aslında işin açıkçası; Rüzgarın fırtınaya dönüşmesi gibi Hayatına yönelik bombalı bir saldırı gibi Geriye çekilirken herkesi öldürmek gibi... Sevmiştim seni Ruhum kan kaybederken nasıl tutarım seni şimdi deniz gibi Neticesi olmayan herhangi bir sebep gibi Ortalık yerde durup dururken Sevmiştim seni Atlara kalırsa çoktan kaybettik savaşı Mızraklar kırıldıkalkanlar delindiganimetler paylaşıldı. Kasaba meydanında birbirini dövmekten Yorulan iki kovboy gibi Bir tabancanın namlusuyla tetiğiyle Kendisinden farklı Kendisinden ayrı Bir silahın şarjöründe tanışan iki soğuk mermi gibi Aynı bedene sıkılan iki el kurşun gibi Katille kurban arasında o birkaç saniyelik telaşla Sevmiştim Seni Küçük İskender
Sesini özlemedim Yüzünüde.Ellerini de.Yanımdaki varlığını hele hiç!Daha yazamıyorum Uzayan burnum kalemime çarpıyor. Bırakıyorum!! Kadınlarasla unutmaz diye birşey yok...Kadınlar unutmak zorunda kaldığı herşeyi unutabilir; ama neyi unuttuklarını asla unutmazlar..." Kim bilir.. Belki de yaralarımıza üflerken öğrendik ıslık çalmayı...! Yaptığım şakanın ardından gözlerimin içine bakıp ''Aşk Olsun'' dediğinde ''Keşke'' demek için can atıyordum.. Sana söz hayat bundan sonra;kimseyi göz çukurlarıma ekip büyümesi için gözyaşı dökmeyeceğim... Farkındayım..Ne yazıkki "Seni Seviyorum" diyerek pot kırdım Jüri yılın en iyi çıkış yapan aşığı seçti beni Sense sekiz dalda en iyi ihaneti kaptın Tebrikler... ------ Adındaki harf kadar alfabem ------ Sevme beni bile bile benle aldatıyorsun yalnızlığı
“bir gün bana ihanete kalkışacak olursan beni sana emanet ettiğim silahla değil kendi silahınla vur.. “ "onlar love derler bizim sevdamıza olsun! lav’dır her iki dilde de aşk! onlar yapabilmeyi ‘can’ arkasına saklar bizler ruh doldururuz canla maharetlerimize!ustaca! elbette iskender de sevebilir/eğer can varsa lavında!" "..bazı aşklar bitmesi için yaşanır. Bazı doğum günleri kötü geçer. Bazı romeolar julietleri iplemez... Boşver ... Kim aşktan Ölmüş ki !" "Bu aralar çok meraklı zarif bir yağmurumBana halk arasında kısaca ''fırtına'' diyorlar." "Biliyorum kavgada bile söylenmez bu söz ama söyleyeceğim: Seni seviyorum !" "''Seni sevmeler cumhuriyeti'' kalbe yapılan ağır bir darbeyle yıkılmıştır." "-Oof dedi. -Ne oldu? dedim . -Hiiç dedi. -Herseyi bırak gel benimle dedim. -Olurmu ? dedi. -Topu topu bi tabak fazla koyarız soframıza dedim. -Olmaz dedi. -Neden? dedim. -Aynı tabaktan yeriz dedi. Bir daha Sevdim.." "..çünkü ben sevdim mi herşeyi ağlatmak isterim en başta da anlamlı nesneleri.." ''Yanlış adrese gönderilmiş bir mektup gibi ne olur iade et kendime beni.'' "ben burdaki ateşi ordaki buz için yaktım!" " Ben zilzurna sarhoş olsam da yaşadıklarımdan çıkarken hesabı odeyecek kadar ayığım.." " Ben neden senin avuçlarına bakarken kendi hayat çizgimi aradım !? Ben neden hava durumu sunucularının bölgelerdeki gözyaşı miktarlarını da belirtmesini bekledim,yağmurlarla birlikte !? Ben neden bütün süpermarket raflarında senin konserveni aradım ?! Ben neden senin telefon numaralarını kutsal kitaplarda bir şifreye de...nk düşürmeye çabaladım ?! Ben neden soğuk suyla yıkanırken hep sen üşüyorsun sandım ! " "Bana 'benden iyisini bulamazsın' diyen sevgilim: Ne gemiler yaktım ben, kıçı kırık bir sandalın lafı mı olur.." "sen bir defa olsun “seni seviyorum” yalanını at ; melekler günahını bana yazsın olur mu ? " ”attığın tüm zarlar kaybettirdi bana.. hani sen benim düş-eşimdin…” ”ah be çoçuk ah! seninki, masalda ki pamuk prensese aşık olmak değil.. uyutulduğun ninnideki bostana giren danaya yüreğini vermek…” ”bırak şimdi yumurtayı tavuğu. al sana yüzyılın sorusu ; kalp mi aşktan çıktı / aşk mı kalpten sevgili ?..” ”nasıl bittiyse bundan öncekiler.. bu da biter..bite bite bende biterim..olur biter” ”bu aralar yine çok abur cubur konuşuyorsun, pişmanlayacaksın iyice. biraz dediklerine dikkat etmelisin…” ”senin hep ”seni seviyorum ama…” ların vardı. benimse ” ama seni seviyorum”larım …” ”siz bir kelebeğe tutunuyorsunuz telaşla, onu incitmeden, kelebek telaşla geldiği tırtıla tutunuyor insan bu, azat etmek de gerek korkmayın, …unutuluyor!” ”sana, senli masalımı anlatmamı ister misin? bir vardın, bir yoktun. -en çok yoktun! -evvel zamanların, şimdiki zamanlarımın kalburundan aktı gitti.. ve sen zamanla ‘hiç’ oldun.” ”senden sonra kaç lekeli aşk yaşadım bilmiyorum. lekeli diyorum çünkü senin anılarınla kirlettim hepsini…” ”yanlış ışıkta geçmiş bir aracın ardında kalıp can çekişirken,”kırmızı” “kırmızı”diye sayıklamak gibi bir şeydi sen giderken konuşamamak..” ”öğrendik ki gidenin nerede olduğunu düşünmek saçmalıktır.öğrendik ki hayallerin yıkılması,hayallerin kurulmasından daha ucuza mal oluyor.” ”git gidebildiğin yere kadar.. bu limanda kaybettiğim ilk gemi sen değilsin! ama şunu unutma! rıhtımda kalanı değil, çekip gideni vurur fırtına…” ”ben sana uyandım,sen başkaları ile uyurken…!” ”aramızdaki yaş farkını sorun etme. sevgide bunun önemi yok; insan ile tanrı arasındaki yaş farkını düşünsene.” ”civarda bana benzer bir hayvan görürseniz hemen vurun! yoksa sevip evcilleştirmek zorunda kalırsınız…!” ”tabaklarda kalan son kırıntılar gibiydi sana olan sevgim , sen beni hep bıraktın bense hep arkandan ağladım..” ”kızının adını ’sarmaşık’ koy anne. hayata ve hayale sarılarak büyüsün. oğlunun adını ’veda’ koy anne. hayatı ve hayali terk ederek yürüsün.. kendi adını ’cefa’ koy anne.. hayatı ve hayali önüne katıp da sürüsün. benim adımı koymayı bir zahmet unut anne. hayattan ve hayalden utanıp da çürüsün” ”seni ilk gördüğüm gün bir martı oydu iki gözümü de” ”olur bırakma sigarayı, ****** et sağlığa zararlı sloganını.. sen bilmiyorsun, gittiğinden beri izmaritlerde dudak izini aradığımı..” ”kendini bir bok sananlarla aynı kanalizasyonda olmak zor.” “en basit yalanları gözümün içine bakarak söyleyen aptallar tanıdım. inandığımı sandılar; bense onların kuş kadar akılları ve cahil cesaretlerine hayrandım.” ”sessizce fısıldadı “hep mutlu ol” içimden cevapladım “sen hiç mutlu olma” ” … şimdi kim kimi daha çok seviyor acaba… mutlu ol diyen mi olma diyen mi ???” ”karpuz seçerken gösterdiğimiz özenin yarısını sevgili seçerken de gösterseydik, bu kadar kelek aşklar yaşamazdık.” ”oksijensiz bir ortamda nefes almaya çalışmak gibi bir şeydi sen kokan sokaklarda sensiz dolaşmak… şimdi o sokaklarda dolaşmıyorum ama kokunu her hissedişimde sen kokan herkese basıyorum küfrü…” ”önceleri hatayı hep kendimde bulurdum… “az geçtim” kalbinden…! derdim hep… söyleyemedim sevdiğimi diye ağlardım geceleri… ama senin bir başkası için yandığını gördüm ya… “az geçtim” demiyorum artık… bir harf daha ekledim acım diner belki diye… artık ” vazgeçtim…” ”neden her zaman zeytinyağı gibi üste çıkıyorsun”diyordu. onu su gibi aziz kıldığımı bilmiyordu..” ”affedilen vazgeçilendir… o, affedildi… çünkü ondan vazgeçildi !…” ”sen çok güzel hayvan taklidi yapardın. beni de taklit etsene ! biraz daha cesaret sevgilim …” ”seni tanıyamıyorum artık derken ne kadar da haklıydın… ben de seni sevdikten sonra kendime hiç rastlamadım…” ”boşuna beklemişsin. gelemezdim. ayaklarımı kuş çaldı. boşuna sevdalanmışsın. sevemezdim. kalbim rulet çarkı. boşuna dövünmüşsün. kabullenemezdim. mezarım çift kişilik değil sevgilim!” ”kapat ağzını sevgilim.! yalanların cereyan yapıyor.!” ”olur ya gökten üç elma düşerse, üçü de sana girsin!” ”bizim gibiler yüksek gerilim hattında flört ederler..” ”şimdi sen gittin ya, şairin dediği gibi herkesi sana benzetiyorum.. bu da mı o.çocuğu acaba diyorum..!” ”kim tutar ki elini bir daha.. içini kanatan bir rüya olur bu yara… bir masalın sonunda ölüme… aşkını anlatan bir kadın olur bu defa” ”ipodunda hiç dinlemediğin, sırası gelince geçtiğin parçayım.. ne dinliyorsun ne de siliyorsun!…” ”diyemediklerim yoktu benim..içimdeki sessizlik değil ‘sensizlikti’.. içimdekilerini haykırdım.! bana sadece yankıları kaldı.. ben yine aşkta sınıfta kaldım..” ”doğaçlama yaşıyorum, artık hiçbir şeye şaşırmıyorum. .”umrum”a yaklaşmasın kimse.. ne halim varsa görmekle meşgulüm şimdilerde…” ”allah belanızı versin doktor kontrolünde terkediyorum seni!…” ”hafızamı kaybetttim, dedim doktora.. “bir tek, onu sevdiğimi hatırlıyorum…” ”misafirliğe gittiğim evlerde yırtık çorabımı saklar gibi saklıyordum seni deli gibi sevdiğimi…” ”söyleyecek sözüm yok. yeni bir sevdaya tutulana kadar yerçekimsiz ortamda şizofreni dersleri alacağım.” ”sev-gil-i hangi gillerdensin sen?! muhtemelen bütün duygulardan yoksun; züğürtgillerden…” ”kapat(a)madım kapılarımı sana, sıkışacak diye parmakların… ‘ gitme ‘ dedimse nefsi müdafaaydı bu sadece…” ”önce aldırmadım seninle güzelleşen her şeye..sonra tüm parfümeri dükkanlarını aşındırıp kokunu ararken anladım seni deliler gibi özlediğimi…” ”elimi telefona uzattım; ‘aradığınız kişiye şu anda ulaşılamıyor!’ aradığımız kişilere ne zaman ulaşabildik ki! biz zaten onları hep ulaşılamadıkları için aradık…” ”ben taşındım artık “sol” yanından, kiraya verebilirsin o boşluğu… ” ”baş aşağı bir gelecek tasarlıyorsun bana ! seni seviyorum. hiç yokmuşsun gibi seviyorum seni. art niyetsiz, hak etmediğim, hak etmediğin kadar temiz” ”sana hediyem olsun, al , kanlı ağzımdan tükürdüğüm fatiha ….!! ” ”aaaaa hadi ama bakkk arkandan ağlar sonraa…. hadi son lokma,aç bakimm ağzını…. ye yalanını…!! ye ihanetini…!! çiğnemeden yut…!! sindiremeden…!!hadi!! son lokma…!! büyümen lazım” Küçük iskender
Aşkı hep 'iki kişilik' diye öğrettiler bize. Peki ya kişilik bozukluğu sonucu mu dahil edildi 3. kişi aşk bildiğimiz şeye ? Bunlar da geçecek şüphesiz. Seni unutmama kaç yüzyıl kaldı ki... de gülüm! De ki: ela bir günde geleceğim istanbul darmadağın olacak saçlarım darmadağın. Hepsi darmadağın! üzülme gülüm! Toparlanacağız birlikte ...ayağa da kalkacağız yürüyeceğiz de gülüm hem de çelikten toprağını dele dele hayatın! Ronaldo'nun hareketleri gibi mükemmeldi gelişin.Messi'nin çalımları gibi zevk vericiydi ilk öpücüğün.Xavi'nin ara pasları kadar güzeldi "canım"deyişinve Guiza'nın gol kaçırışları gibi aptalcaydı gidişin
Dokunamadım sana. Parmakuçlarım neşterdi çünkü. Kırılan bir kemiğin sesiyle veda ederken Bir nedeni yok. Yalnızca öptüm.... AR'mut deyip geçmeyin onun ilk hecesi çoğu kişide yoktur.. Yüzünün yarısını bana vereceksin!" Yüzümün bir yarısı intihar eden sevgilimin peşinden gitti. Öte yarısı film artisti olmak için evden kaçtı. Hayvanlar insanlar için yaratılmıştır" diyor İncil. Belki de o yüzden bağlıyım sana.
Seni gözümde fazla büyütmüş olabilirim. Önemseme lütfen. Küçük çocuklar bozuk paraları hep büyük zannederler!
De Gülüm De gülüm! De ki: ela bir günde geleceğim İstanbul darmadağın olacak, saçlarım darmadağın. Hepsi, darmadağın! üzülme gülüm! Toparlanacağız, birlikte, ayağa da kalkacağız, yürüyeceğiz de gülüm hem de çelikten toprağını dele dele hayatin! De gülüm! De ki: bitmiştir umut, bitmiştir sevgi, bitmiştir güven! güven bana gülüm! sana bitmemişliği öğretecek, tattıracaktır hasretten-hakikaten-ten değiştiren yüzüm! Göreceksin gülüm! Bekle! hırslarımız, acılarımız gitgide ihanetlere hainlere, ezilmelere alışacak.. göreceksin-sevinçten ağlayacaksın gülüm-ki iste o vakit bana-doğrudur!- sair olmak, seni sevmek pek çok yakışacak! bak! şiirler var, mektuplar var, çocuklar var, sokaklar var, kediler! İnan bana gülüm, ölüm yok bir tek! ölüm yok bize! ölüm inananlar için sessizce kara kaplı kitaplardan çıkartılacak.. göreceksin gülüm! Bekle! Göreceksin! artık hiçbir insan, hiçbir kavga ve hiçbirimiz bu dünyada, yapayalnız, umarsız kalmayacak! Küçük İskender
Hiçbir kastım yoktu , hiçbir şey kastetmedim seni severken . Kasıtlı sevmedim seni yani , Allah fısıldadı kulağıma ; ' Nasıl ölmek istersin ? ' diye , Ben de seni seçtim . . .