Kimileyin dalar düşersin çukuruna dinginliğinin, gururlu öfkenin dipsiz uçurumuna, ve güçbelâ dönersin, üstünde kalıntıları varlığının derinliğinde bulduklarının. Sevgilim, ne buluyorsun kapalı kuyunda? Yosun, çamur, kaya parçaları ne görüyorsun kör gözlerle, kızgın ve yaralı? Sevgili, bulamazsın düştüğün kuyunun içinde senin için yüksekliklerde sakladıklarımı: bir tutam çiğli yasemin, bir öpüş, daha derin düştüğün uçurumdan. Ürkme benden, düşme kinin içine yeniden. Savur seni yaralamaya gelen sözümü ve bırak uçup gitsin açık pencereden. O söz dönüp beni yaralayacaktır sen ona yol göstermeden, çünkü haşin bir anla yüklüydü o ve o an benim göğsümde silahsızlanacaktır. Gülümse bana sevinçle ağzım yaralasa da seni. Tatlı huylu bir çoban değilim masallardakiler gibi, ama iyi ormanlar adamıyım seninle toprağı, rüzgârı ve dağ dikenlerini paylaşan. Sev beni, gülümse bana, iyi olmama yardım et. Yaralama kendini boşuboşuna, yaralama beni çünkü yaram sende işler. Pablo Neruda Çeviri: Talât İnanç