Medeni Hukuk

'Hukuk' forumunda Pl1 tarafından 23 Eyl 2012 tarihinde açılan konu

  1. Pl1

    Pl1 Mary Poppins Site Yetkilisi

    MEDENİ HUKUK KAVRAMI


    Medeni Hukuk 5 kısma ayrılır.

    1.Şahsın Hukuku
    2.Aile Hukuku
    3.Miras Hukuku
    4.Eşya Hukuku
    5.Borçlar Hukuku

    Medeni Hukukun Kaynakları



    Asli Kaynaklar Tali Kaynaklar Yardımcı Kaynaklar(isteğe bağlı)
    1.Kanunlar 1.Örf ve adet hukuku 1. İlmi içtihatlar
    2.KHK 2.Hakimin yarattığı hukuk 2. Kazai içtihatlar
    3.Tüzük
    4.Yönetmelikler
    5.İçtihadı Birleştirme Kararları


    BAŞLANGIÇ HÜKÜMLERİ

    1.Medeni Kanunun Tatbiki
    2.Objektif Hüsnüniyet
    3.Subjektif Hüsnüniyet
    4.Hakimin Takdir Hakkı
    5.Sözleşmelerin Meydana gelmesi, hükümleri, sonaermesi.
    6.Beyyine külfeti( isbat yükü)

    SÜBJEKTİF HÜSNÜNİYET

    Tanım: Hak iktisab(kazanılırken) edilirken hakkın kazanılmasına mani bir hususun hadisede varlığı veya iktisab için gerekli bir unsurun yokluğu hakkında şahısta mevcut, mazur görülebilen bir bilgisizlik veya yanlış bir bilgidir
    1.Hakkın kazanılması durumunda olması
    2.Bilgisizlik

    durumlarında hakkı kazanacak olan kişi sübjektif hüsnüniyetli sayılır ve bazı haller dışında hakkı kazanmış sayılır.

    Hakkın Kazanılması:Bir hakkın bir şahsa bağlanması demektir.2 şekilde olur
    1.Aslen Kazanma(Asli iktisap): Bir kimsenin o zamana kadar hiç kimseye ait olmayan bir hakkı kendi fiiliyle elde etmesi. Menkul mallarda ihraz(ele geçirme), Gayrımenkullerde işgal yoluyla olur.

    2.Devren Kazanma:Bir kimsenin bir hakkı sahibinden miras yoluyla veya hukuki muamele yoluyla elde etmesidir.



    Sübjektif Hüsnüniyetin Rolü

    Eşya Hukukunda:
    1.Menkuller üzerinde mülkiyet hakkının kazanılması
    a .Sahibini elinden isteğiyle çıkan menkuller: Hüsnü niyet sahibi kimseler menkul mallar üzerinde hak sahibidirler. Çünkü bu mallar sahibinin isteğiyle elden çıkmış ve karşı tarafta hüsnüniyet sahibidir.

    B .Sahibinin elinden isteği olmadan çıkan menkuller: Sahibinin rızası dışında çalınma, gasbolma gibi durumlarda sübjektif hüsnüniyetle mülkiyet hakkının kazanılması mümkün değildir. Ancak kendi isteği dışında elinden menkulü çıkan hak sahibi sübjektif hüsnüniyetli kişiye 5 yıl içersinde açacağı bir “İstihkak(hak ileri sürme) davası” ile malını alabilir. Yani burada hukuk sübjektif hüsnüniyetli kimseleri değil , asıl hak sahiplerini korur. Bu kuralın istisnası ise; para ile hamile yazılı senetler sahibinin elinden isteği olmadan çıkmış olsa bile , bu durumu bilmeyen kimseler bunları iktisap edebileceklerdir. Ayrıca bir menkul eşyayı çalınmış olduğunu bilmeden pazardan veya bir dükkandan alan hüsnüniyet sahibi kişiye bu malın bedeli ödendiği zaman geri verilebilir.

    2.Gayrımenkuller üzerindeki mülkiyet hakkının kazanılması

    Gayrımenkul üzerindeki mülkiyet hakkı tapu siciline tescil ile mümkün olur. Tapu sicilindeki kayıtların doğru olduğuna inanan hüsnüniyetli kişileri kanun korumaktadır.

    Karine; Mevcut ve bilinen olgulardan bilinmeyen bir olgunun mevcudiyeti sonucunu çıkarmaktır. Karinelerin en önemli fonksiyonu , iddiasını bir karineye dayandıran kimseyi isbat külfetinden kurtarması, bunu karşı tarafa geçirmesidir.
    Sübjektif hüsnüniyet bir karine mahiyeti kazanmıştır. Sübjektif hüsnüniyet karinesi bir kimseyi sübjektif hüsnüniyetli olduğunu isbattan kurtarır.





    OBJEKTİF HÜSNÜNİYET

    Tanım: Bir hak sahibinin hakkını kullanırken veya bir borçlunun borcunu yerine getirirken iyi ve doğru hareket etmesi, yani dürüst, namuskar, makul, fiilinin neticesini bilen, orta zekalı her insanın, benzer olaylarda takip edecek olduğu yolda hareket etmesi demektir.

    1.Hakkın kullanılması
    2.İyi niyetli olunması

    Objektif Hüsnüniyetin İşlevi:

    Objektif hüsnüniyetin en önemli işlevi, hakların kullanılması ve borçların ifasında hak sahibinin veya borçlunun davranış biçimlerini tesbit etmek, bunun sınırlarını tayin etmektir. Bir hak, objektif hüsnüniyet kurallarının çizdiği sınırlar içerisinde kullanıldığı takdirde “iyi kullanılmış”, aksi halde “kötü kullanılmış” olur.

    Emprevizyon Nazariyesi(Öngörülemezlik Teorisi): Bir sözleşme yapıldıktan sonra hal ve şartlarda büyük oranda değişiklikler meydana gelse ve bu yüzden borçlunun durumu çok müşkülleşirse ve borçlu objektif hüsnüniyet sahibi ise hakim sözleşmeyi yeni şartlara uydurmak üzere değiştirebilmesi veya tamamen feshedebilmesi mümkündür. Buna Öngörülemezlik Teorisi denir.
     

Bu Sayfayı Paylaş