Muharrem Ayı ve Hicri Yılbaşı

'Din ve İslam' forumunda zipper tarafından 3 Kas 2013 tarihinde açılan konu

  1. zipper

    zipper quae nocent docent

    [​IMG]



    4 Kasım 2013 Pazartesi günü haram aylardan biri olan ve hicri takvimin de başlangıcı kabul edilen, Muharrem ayıdır. Yarın Hicri yılın ilk günü olması sebebiyle bu gece hicri yılbaşı gecesidir. Sudan sebeplerle gece ve gün kutlayan, her fırsatta haçlı batının özel günlerini, bayramlarını kutlamayı kendine adet haline getirenlere inat, bu geceyi de Müslümanlar olarak yılbaşı gecesi olarak kutlamalıyız.
    Elbette bizim kutlama denince aklımıza gelen, hayırlı işler ve günahsız geçen gün olmalıdır. Zaten böyle bir gün geçirmek de bayram niteliği taşır. İmam Ali (as) bu konuda şöyle buyurmuştur: “Günahsız geçen her gün Müslümanın bayramıdır.”
    Bizler de çoluk çocuğumuza bu günün özel bir gün olduğunu hatırlatmak adına mutlaka bu güne özel bazı davranışlar sergileyerek adeta farkı fark ettirmeliyiz. İmkânlarımız nispetinde hediyeler almalı, özel ikramlarda bulunmalı ki gelecek yılın bugünü özlemle beklenilsin, hafızalarda özel bir yer edinsin.
    Muharrem ayı haram aylardan ve hürmete layık bir ay olduğunu yüce Allah Kur’an-ı Kerimde şöyle beyan etmektedir:
    “Gökleri ve yeri yarattığı günde Allah’ın yazısına göre Allah katında ayların sayısı on iki olup, bunlardan dördü haram aylarıdır. İşte bu doğru hesaptır. O aylar içinde (Allah’ın koyduğu yasağı çiğneyerek) kendinize zulmetmeyin ve müşrikler nasıl sizinle topyekûn savaşıyorlarsa siz de onlara karşı topyekûn savaşın ve bilin ki Allah (kötülükten) sakınanlarla beraberdir.” (Tevbe suresi: 36) (Haram aylar; Zilkâde, Zilhicce, Muharrem, Receb) Bu aylarda savaş yapmak yasak olduğu ve hürmete layık olduğu için “eşhuru hurum” diye de adlandırılmıştır.
    Yarın başlayacak (4 Kasım 2013 Pazartesi) Muharrem ayı; hürmete layık ve başından sonuna Mübarek olayların cereyan ettiği bir aydır. Bu ayda yapılan ibadetler ve de tutulan oruçlar çok faziletlidir.
    “Ramazan’dan sonra oruçların en faziletlisi, Muharrem ayında tutulan oruçtur. Farzlardan sonra en faziletli namaz da gece namazıdır.”(Hadîs-i şerîf-Et-Tergîb vet-Terhîb)
    “Kim arefe günü oruç tutarsa, iki senelik günahına kefâret olur ve kim de, Muharrem ayında bir gün oruç tutarsa, her bir günü için otuz gün sevabı yazılır.” (Hadîs-i şerîf-Taberânî)



    Peygamberimizin Mekke-i mükerremeden Medîne-i münevvereye hicretinin başlangıç kabûl edildiği târihe, seneye “Hicrî Yıl” denir. Burada, ayın hareketi esâs tutulduğu için buna, “Hicrî-Kamerî Sene” veya “Sene-i Kameriyye” de denir.Hicrî sene de mîlâdî ve rûmî târihler gibi 12 ay esâsına dayanır ve Muharrem ayı ile başlar, Zilhicce ile sona erer. Ayların adları şunlardır: Muharrem, Safer, Rebîul-evvel, Rebîül-âhir, Cemâzil-evvel, Cemâzil-âhir, Receb, Şâbân, Ramazân, Şevvâl, Zil-kâde, Zil-hicce.Hicrî senenin kabûlünden beri asırlardır İslâm âleminde 1 Muharrem sene başı olarak kabûl edilmiştir. Hristiyânlığın aslında bulunmayan, fakat sonradan kabûl edilen yılbaşı günü, onlara âit özel bir gündür…

    Peygamberimiz Muhammed aleyhisselâm 53 yaşındayken Medîne’ye hicret etti. Bir hafta yolculuk yapıp mîlâdî Eylül ayının 20. ve Rebîülevvel’in 8. Pazartesi günü, Medîne yakınındaki Kubâ köyüne vardılar. Eylülün 23. gününü de burada geçirip, Cumâ günü Medîne’ye girdiler. Bu seneki Muharrem ayının birinci günü, yâni hicretten 66 gün evvel, Müslümânların hicrî-kamerî sene başlangıcı oldu. Bu da, târihçilere göre mîlâdın 622. yılındaydı. Temmuz ayının 16. Cumâ gününe rastladığı, Ahmed Ziyâ Beyin “Kozmoğrafya” kitabında yazılıdır. Kubâ köyüne ayak bastığı 20 Eylül günü Müslümânların yılbaşısı, yâni hicrî sene başlangıcıdır. 20 Eylül gününü başlangıç kabûl eden güneş yılına da “Hicrî-Şemsî Yıl” denir.

    HİCRÎ YILBAŞI DUÂSI

    Peygamber Efendimiz bir hadîs-i şerîfinde buyurdu ki:

    “Bir kimse, Muharrem ayının ilk günü [ya’nî hicrî yılbaşında], aşağıdaki duâyı 3 defa okursa, Allahü teâlâ o kimseyi, gelecek Muharrem ayına kadar bütün belâlardan emîn kılar.”

    Şeyh Şihâbüddin-i Sühreverdî’den menkûldür ki: “Her kim bu duâyı aşûre günü üç kerre okursa ölümden de emîn kılınır. Zîrâ o sene ölümü mukadder olan kimseye, bu duâyı bu veçhile okumak nasip olmaz. (Hâmiş)

    Duânın Latin harfleriyle yazılışı şöyledir. Mümkün mertebe, duâyı, doğru olarak Arabî aslından, orijinalinden okumalıdır.

    “Bismillâhirrahmânirrahîm. Elhamdü lillahi Rabbil-âlemîn. Ves-salâtü ves-selâmü alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âlihî ve sahbihî ecmaîn. Allahümme Entel-Ebediyyül-Kadîm. El-Hayyül-Kerîm. El-Hannânül-Mennân. Ve hâzihî senetün cedîdetün, es’elüke fîhel’ısmete mineş-şeytânir-racîm, vel-avne alâ hâzihin-nefsil-emmâreti bis-sûi vel-iştigâle bimâ yukarribünî ileyke, yâ zel-celâli vel-ikrâm, bi-rahmetike yâ erhamer-râhimîn. Ve sallallahü ve selleme alâ seyyidinâ ve nebiyyinâ Muhammedin ve alâ âlihî ve sahbihî ve Ehli beytihî ecmaîn.”

    Meâli ise şöyledir: “Besmele”, “hamdele” ve “salvele”den sonra, “Ey Allah’ım! Sen Ebedî ve Kadîmsin [Kendinden evvel hiçbir varlık olmayan], varlığı, hayâtı devâmlı olan, kullarına keremi ziyâde, merhameti, ni’metler bağışlaması sonsuz, yalnız Sensin Allahım!

    İşte bu yeni yıldır ki, ben, bu yıl boyunca, huzûrundan kovulmuş şeytândan korumanı ve dâimâ kötülüğü emreden nefsime gâlip olmam için yardımını ve beni Sana yaklaştıran işlerle meşgûl olmamı Senden dilerim ey celâl ve ikrâm sâhibi Allahım. Ey merhametlilerin en merhametlisi, rahmetinle muâmele eyle. [Sonunda tekrâr salevât-ı şerîfe var].”

    “Nüzhetü’l-mecâlis” kitâbında [I, 156] bildirildiğine göre bir kimse böyle derse, şeytân: “Biz bu kişiden ümîdi kestik” der ve Allahü teâlâ ona, kendisini sene boyunca koruyacak iki melek görevlendirir.
     

Bu Sayfayı Paylaş