Şahıs Hukuku

'Hukuk' forumunda Pl1 tarafından 23 Eyl 2012 tarihinde açılan konu

  1. Pl1

    Pl1 Mary Poppins Site Yetkilisi

    Şahıs : Haklara ve borçlara sahip olabilme iktidarını yani “hak ehliyetini” haiz bulunan varlıkları ifade etmektedir.

    Şahsi Haller: Bir şahsı diğer şahıslardan ayıran ve hukuk düzeninin kendilerine bir takım sonuçlar bağladığı niteliklerdir.(sahih(düzgün) nesepli, gayrisahih(düzgün olmayan) nesepli, küçük,reşit,veya mahcur(kısıtlı)bulunması, evli,bekar olması birer şahsi haldir.)

    Şahsiyet Hakları: Şahısların maddi, manevi ve iktisadi bütünlüğü ve varlıkları üzerinde sahip bulundukları mutlak haklardır.( vücut bütünlüğü,sağlığı, ismi,şeref ve haysiyeti,resmi,hürriyetleri,sır çevresi,iktisadi ve fikri faaliyetleri üzerindeki hakları şahsiyet haklarıdır.)

    Şahıs Türleri:

    1.hakiki şahıslar: Gerçek kişilerdir. Bugün modern hukuk düzenleri,cinsiyet,ırk,din,dil vs. gibi farklar gözetmeksizin bütün insanları şahıs olarak kabul eder.

    2.hükmi şahıslar: belli bir gayenin gerçekleştirilmesi maksadıyla bir araya gelmiş olan şahısların meydana getirdikleri şahıs toplulukları veya belli bir gayeye tahsis olunmuş bulunan mal toplulukları biçiminde ortaya çıkarlar.

    Şahsiyetin Başlangıcı: Çocuk sağ doğmak şartı ile ana rahmine düştüğü andan itibaren medeni haklardan istifade eder. Örneğin mirasçılar arasında bir cenin varsa miras bölüşülmez ceninin doğması beklenir. Evlilik dışı cinsi ilişkiden olan cenin namına doğumundan önce babalık davası açılabilir.

    Şahsiyetin Sona ermesi:

    1.Ölüm: hakiki şahsiyeti sona erdiren hukuki bir olaydır. Ölüm ile şahsiyet sona erince, ölenin “şahsiyet hakları” ortadan kalkar,fakat “mameleki hakları” mirasçılarına geçer.2 tane karine vardır.
    a.ölüm karinesi: ölümüne kesin gözle bakılacak bir halde kaybolan ve cesedi bulunamayan bir kimse ölmüş sayılır. Bu kimsenin künyesine mahallin en büyük amiri tarafından ölüm kaydı düşülebilir. Buna ölüm karinesi denir.
    b.birlikte ölüm karinesi:hangisinin önce veya sonra öldüğünü tayin mümkün değilse biranda ölmüş sayılırlar.(aynı anda ölmüş baba ile oğlu birbirlerinin mirasçısı olamazlar.

    2.Gaiplik: şahsiyeti sona erdiren hallerden bir tanesi de gaipliktir. İki halde karar verilebilir:
    1-ölümüne muhtemel gözle bakılabilecek bir durumda kaybolma(gaipliğine karar verilebilmesi için 1 yıl geçmesi gerekir)
    2-uzun zamandan beri haber alınamama( son haber tarihinden itibaren 5 yıl geçmesi gerekir.)

    *Bir kimsenin gaipliğine karar verilebilmesi için, o kimsenin ölümüne muhtemel gözle bakılması gerekir. Eğer bu kimse ölümüne kesin gözle bakılmışsa ölüm karinesi geçerli olur.

    *Gaiplik kendiliğinden yani kanundan ötürü gerçekleşmez. Bunun için mahkemenin gaiplik kararı vermesi gerekir. Mahkeme gaiplik kararını resen(kendiliğinden) veremez. Bunun için talep de bulunulması gerekir.

    *Gaiplik kararı ile gaibin evliliği kendiliğinden sona ermez. Gaiplik davası ile birlikte evliliğin feshi davası açılarak evlilik feshedilir.

    *Gaibin mirası ölümde olduğu gibi mirasçılara hemen geçmez. Gaibin terekesi mirasçılara “teminat karşılığında” teslim edilir. Mirasçılar terekeye, ölümüne muhtemel gözle bakılacak halde kaybolma için 5 yıl , uzun zamandan beri haber alınamama için 15 yıllık süreler geçtikten sonra kesin olarak kazanırlar.


    ŞAHSİYETİN EHLİYETLERİ


    1.Hak Ehliyeti: Medini haklardan yararlanma yani hak ve borç sahibi olabilme ,hakların ve borçların süjesi,hamili olabilme iktidarıdır. Doğumla kazanılır.2 ilkesi vardır:

    a.Genellik ilkesi; Her şahıs medeni haklardan istifade eder. O halde hak ehliyeti için de hakiki şahıslar için sağ olarak doğmuş olmak, hükmi şahıslar için ise kanunun öngördüğü şekilde kurulmuş olmak yeterlidir.

    b.Eşitlik ilkesi; Kanun dairesinde haklara ve borçlara ehil olmakta herkes eşittir. Hak ehliyetine sahip olabilmek bakımından şahıslar arasında herhangi bir ayrım yapılamaz.(medeni haklarda geçerlidir fakat kamu haklarında bazı ayrımlar vardır.)

    2.Fiil Ehliyeti: Medeni hakları kullanma ehliyeti yani bir şahsın bizzat kendi fiil ve muameleleriyle kendi lehine haklar, aleyhine borçlar yaratabilme iktidarıdır.
    Hak ehliyetine herkes sahip olurken fiil ehliyetine ancak kanunun aradığı bazı şartları haiz bulunan şahıslar sahiptir çünkü hak ehliyeti pasifken fiil ehliyeti aktif bir ehliyettir.

    Fiil Ehliyetinin Şartları:

    1.Olumlu Şartlar: Fiil ehliyetine sahip olabilmek için bulunması gerekli şartlardır.
    a.Mümeyyiz olmak: Temyiz kudretine sahip olmak demektir. Yani bir şahsın fiil şahsın fiil ve muamelelerinin amacını, sonuçlarını, kapsam ve tesirlerini seçme ve bunlara uygun olarak hareket etme iktidarıdır. Temyiz kudreti aşağıdaki hallerde ortadan kalkar:
    -akıl hastalığı
    -akıl zayıflığı
    -yaş küçüklüğü
    -sarhoşluk
    Bu sayılan haller de bir kimsenin temyiz kudretinden yoksun olduğu bir karine olarak kabul edilmektedir ki buna gayrı mümeyyizlik karinesi denir. Bu hallerin dışında ise reşit bir kimsenin temyiz kudretine sahip bulunduğu karinesi geçerlidir. Buna da Mümeyyizlik karinesi denir.

    b.Reşit olmak: Fiil ehliyetine sahip olabilmek için bir kimsenin kanunun tayin ettiği belli bir yaş sınırını aşmasına “reşit olmak”, bu yaşa da “rüşt yaşı” denir. Rüşt yaşı 18 dir. Buna normal rüşt denir. Ancak bazı hallerde Erken Rüşt olur. 2 şekilde olur:
    -evlenme ile reşit olma(e-17, k-15 yaşın bitirilmesidir. Evlenme ile kazanılmış rüşt kesindir. Evlenmenin ortadan kalktığı hallerde önceki küçük durumuna geri dönülmez.)

    -kazai rüşt(15 yaşını doldurmuş küçüğün mahkemece reşit kılınmasıdır. Bunun için küçüğün 15 yaşını doldurmuş olması, küçüğün isteği, ana ve babanın muvafakatı, vasinin dinlenmesi.)

    2. Olumsuz Şart:
    a.Mahcur(Kısıtlı) Olmamak: Mahcur hacir altına alınmış olmak demektir. Hacir (kıstlama) kanunun belirttiği hallerden birinin mevcudiyeti halinde bir kimsenin fiil ehliyetinin mahkeme kararıyla sınırlandırılması veya tamamen kaldırılması demektir. Bunlar:
    -akıl hastalığı
    -israf, ayyaşlık
    -bir sene veya daha fazla hapis cezası yemek
    -aciz olan kimsenin talebi(ihtiyari hacir)


    Fiil Ehliyetinin İçeriği:

    1.Hukuki muamele ehliyeti: tek taraflı ve çok taraflı hukuki muameleler fiil ehliyetinin içeriğine dahil edilir.
    2.Haksız fiillerden sorumlu olma ehliyeti: bir şahsın hukuka aykırı fiilleriyle başkalarına vermiş oldukları zararları bizzat ödemekle yükümlü oldukları ehliyetidir.
    3.Dava ehliyeti: bir şahsın mahkemelerde davacı veya davalı sıfatıyla yemin, ikrar, sulh, feragat, kabul vs. gibi usul hukukuna ait muameleleri bizzat yapabilme iktidarıdır.

    Fiil Ehliyetine Göre Hakiki Şahısların Hukuki Durumu:

    1.Tam Ehliyetliler: Fiil ehliyetinin bütün şartlarına sahip bulunan kimselerdir. “mümeyyiz”, “reşit”ve “mahcur(kısıtlı) bulunmayan” bütün şahıslar fiil ehliyetine tam anlamıyla sahiptirler. Tam ehliyetliler hukuki muameleleri bizzat yaparlar, haksız fiilleriyle başkalarına vermiş oldukları zararlardan bizzat sorumludurlar. Dava ehliyetleri de mevcuttur.

    2.Sınırlı Ehliyetliler: Aslında tam ehliyetli oldukları halde bazı konularda ehliyetleri sınırlandırılmış bulunan şahıslardır. Bunlar evli kadınlar ile kendilerine kanuni müşavir tayin edilmiş olan şahıslardır. Karının kocasıyla olan muameleleri , karının kocası adına kefil olmaları sulh hakiminin onayını almak zorundadır. Kendilerine kanuni müşavir tayin edilmiş olanlarda ise dava açma ve sulh, gayrımenkulün alım satımı, kıymetli evrak alım satımı ve rehin , ödünç verme alma, sermayeyi almak, bağışlama, kambiyo taahhütleri altına girmek, kefalet gibi işlerde kanuni müşavirlerinin iznini almaksızın yapamazlar.

    3.Sınırlı Ehliyetsizler: Bunlar “mümeyyiz küçükler ile mümeyyiz kısıtlılar” dır. Bu şahıslar, fiil ehliyetinin en önemli şartı olan temyiz kudretine sahiptirler, fakat bunlardan bir kısmı reşit değil, bir kısmı da mahcur(kısıtlı) dur.
    -Bizzat yapamayacakları muameleler; satım, kira gibi kendisini borç altına sokan muameleleri bizzat yapamazlar. Kanuni mümessilleri tarafından yapılır yada izin verirler.
    -Kendi başlarına yapabilecekleri muameleler; kendilerine sadece menfaat sağlayan muameleleri (ivazsız iktisapları(karşılıksız kazanmaları)) kanuni mümessillerinin rızasına muhtaç olmadan bizzat yapabilirler. Şahsa sıkısıkıya bağlı olan hakları da(kazai rüşt talep etme, boşanma, nişanı bozma, tanıma, babalık davası açma vs.) kanuni mümessillerinin rızasına muhtaç değillerdir.
    -Hiç yapamayacakları muameleler; bağışlama, vakıf kurma, kefalet yasak muamelelerdir.

    Sınırlı ehliyetsizler haksız fiillerden sorumlu olma ehliyetleri vardır. Çünkü bunlar mümeyyizdirler. Haksız fiilleriyle başkalarına verdikleri zararlardan dolayı bizzat kendi mal varlıklarıyla sorumludurlar.
    Sınırlı ehliyetsizler kendi başlarına yapabilecekleri hukuki muameleler ve haksız fiilleriyle ilgili olmak üzere dava ehliyetine sahiptirler.

    4.Tam Ehliyetsizler: Bunların fiil ehliyetleri hiç yoktur. Çünkü bunlar temyiz kudretinden yoksundurlar. Hukuki muamele ehliyeti yoktur. Tam ehliyetsizler şahsa sıkı sıkıya bağlı haklarını da bizzat kullanamazlar. Haksız fiillerden sorumlu ehliyetleri de yoktur. Temyiz kudretinden daimi olarak değil de geçici olarak yoksun bulunan kimseler haksız fiillerinden dolayı sorumludurlar. Tam ehliyetsizlerin dava ehliyetleri de yoktur.
     

Bu Sayfayı Paylaş