Samimi dindar olmak ahiret inancının güçlü olması ile mümkündür

'Din ve İslam' forumunda merdyen2 tarafından 21 Tem 2011 tarihinde açılan konu

  1. merdyen2

    merdyen2 Member

    Samimi dindar olmak ahiret inancının güçlü olması ile mümkündür

    Önceki bölümlerde de belirtildiği gibi, hayatını kendi istek ve tutkuları doğrultusunda, yaratılış gayesini unutmuş halde, değersiz işler peşinde koşarak, Allah'ın emir ve yasaklarını tanımadan geçiren bir insan, ölümden sonra dirileceğini, yaptıklarının tek tek hesabını vereceğini ve buna uygun bir karşılık göreceğini düşünmeyi istemez. Bundan dolayı her ne kadar ahiretin varlığını vicdanen bilse bile, vicdanını susturmayı ve kendini kandırmayı tercih eder. Sırf bu gerçekten kaçmak için bazı sapkın inançlara bile sarılır. Örneğin, özellikle son zamanlarda yaygınlaşan, öldükten sonra çeşitli kereler farklı yer ve zamanlarda ve farklı kimliklerle dirilerek yeniden dünyaya gelme şeklinde açıklanan reenkarnasyon inancının insanlar tarafından benimsenmesinin sebeplerinden biri de budur. Çünkü dünyada yaptıklarının karşılığı olarak ahirette cehennem gibi bir cezanın kendilerini beklediğini bilen ya da en azından buna ihtimal veren insanlar, öldükten sonra ahirete gidecekleri gerçeğinden rahatsız olurlar. Bu yüzden de mevcut hiçbir delili ve dayanağı olmamasına rağmen bu sapkın inancı veya bu tarz gerçek dışı inançları seve seve kabul ederler.

    Bu şekilde kendilerini bir yolla ahiretin olmadığına inandırarak avutmaya çalışan insanlar her dönemde yaşamıştır. Nitekim Allah Kuran'da bu insanların, sırf ahireti kabul etmemek ve bu gerçekle yüz yüze gelmemek için akıl ve mantıktan nasıl uzaklaştıklarını bizlere ibret olarak aktarmıştır. Bu ayetlerden biri şöyledir:
    Derler ki: "Biz çukurda iken, gerçekten biz mi yeniden (diriltilip) döndürüleceğiz? Biz çürüyüp dağılmış kemikler olduğumuz zaman mı?" Derler ki: "Şu durumda zararına bir dönüştür bu." (Naziyat Suresi, 10-12)
    Yukarıdaki ayetlerin sonunda da görüldüğü gibi ahireti ve dirilişi inkar eden bu insanlar, yeniden diriltilecekleri gerçeğinin kendi zararlarına olacağını vicdanen bilmektedirler. Bu yüzden bu gerçeği mümkün olduğunca akıllarına getirmemeye, demagojik konuşmalarla, sapkın düşüncelerle unutmaya ve unutturmaya çalışırlar. Cevabını çok iyi bildikleri halde, sırf gerçeklerden kaçmak için sordukları bu sorularla ilgili bir diğer ayet ise şöyledir:
    Kendi yaratılışını unutarak Bize bir örnek verdi; dedi ki: "Çürümüş-bozulmuşken, bu kemikleri kim diriltecekmiş?" De ki: "Onları, ilk defa yaratıp-inşa eden diriltecek. O, her yaratmayı bilir." (Yasin Suresi, 78-79)
    Ahiret konusunda bu şekilde kendilerini kandırma yolunu seçen insanların bu mantıkları, tüm düşünce ve tavırlarına yansır. Bir insan eğer kendi kendini ölümünden sonra bir hesap gününün olmayacağına ve cennet ya da cehennem hayatının olmadığına inandırırsa taşkınlıkta sınır tanımaz. Çünkü insanı korkup sakınarak hareket etmeye yönelten sebeplerden biri, ahirette yaptıklarına uygun bir karşılık göreceği inancıdır. Ama eğer aksi yönde bir düşünce geliştirirse, sorumluluklarını önemsememeye ve göz ardı etmeye başlar. Çünkü ancak ahirete inanan insanlar, bu dünyada kendilerini kandırarak gerçeklerden kaçmanın ahirette çok büyük bir acı ve hüsranla sonuçlanacağını bilebilirler.

    Siz de biraz düşündüğünüzde kendiniz dahil etrafınızdaki hiçbir şeyin bir tesadüf eseri olmadığını, herşeyin Allah'ın sonsuz gücü, bilgisi, isteği ve kontrolünde gerçekleştiğini rahatlıkla görebilirsiniz. Ayrıca ahireti yaratmanın da yukarıdaki ayetlerde haber verildiği gibi Rabbimiz için çok kolay olduğunu, İlahi adalete en uygun olan olduğunu kavrayabilirsiniz. Dikkat edin, bunları sakın anlamazlıktan gelerek kendinizi kandırma yoluna gitmeyin. Çünkü bu konuda kendini kandıranlar ve ahiret gerçeğinden uzak yaşayanlar, ahirette yaptıkları hataları telafi edememenin sonsuz acısını yaşayacaklardır.
    (alıntı harun yahya Niçin Kendini Kandırıyorsun)
     

Bu Sayfayı Paylaş