Sessizliğinden kaçıp bir kadının sesine sığınıyorum şimdi, Konuşmak için yalvaran duvarlara kulaklarımı yumdum ve bilemezsin nasıl korkuyorum Bana da öğretsene ; Nasıl becerebiliyorsun bunca susmayı Nasıl düğüm düğüm doğrayabiliyorsun dilini Ya da dur! Sen bana susmayı değil, ölmemeyi öğretsene Çünkü yürek bir sese dolanmışsa, Bir ses dolanıp kalmışsa ; boynuna , kulağına , saçlarına Aklına dolanıp kalmışsa bir ses Sessizlik ölümdür Sen bana susmayı değil , Ölmemeyi öğretsene.. Sessizliğinden kaçıp bir kadının sesine sığınıyorum şimdi. Dudakların, bir namlu ağzı ; karanlık ve ıslak Bilmezsin , en ağır silahtır aslında sessizlik Başıma yıkılıyor bütün sohbetler Bütün şiirler, bütün cümleler havadan sudan , dereden tepeden, gelişi güzel ve özel ne varsa sesinden ; hepsi başıma yıkılıyor.. Yıkıntılar altında ben , böyle kaç gün kaç gecedir sessiz sensiz nefessizim Sen bana susmayı değil, ölmemeyi öğretsene.. Sessizliğinden kaçıp bir kadının sesine sığınıyorum şimdi Ağır ağır doğruluyor dudakların hayatın tam ortasından, Ve aklımın tam ortasından vuruyorsun beni.. Ah be sevgili ! Silahları sevmeyen , silahları bilmeyen sevgili ! Kalibrenin ne olduğunda değildir mesele ; Mesele , merminin nereye isabet ettiğindedir. Yürek, bir sese dolanmışsa, Bir ses dolanıp kalmışsa boynuna , kulağına,saçlarına Aklına dolanıp kalmışsa bir ses ; Bir susuş bir küçük sessizlik vurur öldürür adamı.. Sen bana susmayı değil ölmemeyi öğretsene.. Dilek Kartal