Çünkü ben seni sevdim,ne kadar içlendim,umdum ki ellerin güzel böyle uzakları çizmeye yormasan. Çünkü ben seni sevdim,bozdum rengini,ne akisler vardı sen de yok,öyle pek umurumda değil yazıp ezberlediğin güzelliğin arka bahçede saklanıyor yetiştirdiğin çiçekler heves ediyorum göğe göğe büyüyen şu ağaçlarına şu nehirlerin akışına bakıyorum,gün batımlarına yakın bir serinlik besliyorum ellerimin arasında. Çünkü ben seni sevdim,ne kadar içlendim,gördüm ki uçsuz bucaksız bir suskunluk plajıyla birbirimizden ayrıldık su yeşili derinliklerde ölüm öpücükleriyle oyalandık. Ilım noktası sensin,senden ibaret,güz noktası da sen sen diye diye büyüttüğümüz oğullar,kızlar,kalabalıklar hepsini nerende saklarsın bilmem ekmeğin ve kanın haklılığını kullanırsın halklara gecikmiş bekleyişleri dindiren bir yanın var senin Her şeyimi bir yitik anne veriyor bana tükenmez bir doğurulmaktır yaşadığım benim. Sol mememin altını cefaya katladı bu bahargillerin gelişi bahar dediğin de ne sadece bir yarısı nisanın pek güvenemem bu yüzden güle çiğdeme filan gel bitmeyen günleri örgütle sen bir puslu begonya olarak gözetle haftaların geçişini sahici bir dağ şarkısı uzat bana şapka yerine Çünkü ben seni sevdim ey aranış ey akdenize bakan serin odalar ey Anadolu bir yenilgi ben sana bir yol söylevi oldum artık. Yalnız cinsellikten uzak kızgın kamyoncuların bildikleri bunca fetihler çağından beri duruşumuz mu bu felaket. Kuzeyde ve başkentlerde hızlı geçer mevsim, müslüman günlerle birleşir insanoğlunun istanbulları. Ey canım ey celali bakışlım ey topukları zencefil kokan söyle Bakırçayı nere akar böyle bu sinagogları camiileri karşı karşıya getiren kim ey şattülaraptan yenilgi çeken kervancı başı zeytinleri kıpır kıpır yetiştirenden geldik ona döneriz öyle mi şimdi ve şimdi susak dururum ben kırmızımı kullanmaya aşuremi pişirmeye giderim artık