Sinemada yeri dolmayan oyuncu: Ahmet Tarık Tekçe

'Biyografiler' forumunda çitlenbikk tarafından 30 Mar 2014 tarihinde açılan konu

  1. çitlenbikk

    çitlenbikk Well-Known Member

    Çeşitli mesleklerde şansını denedikten sonra sinema oyunculuğunda karar kılan Ahmet Tarık Tekçe, Yeşilçam'a kötü adam rolü karakterleri ile girmiş, gösterdiği başarılar neticesi 8-10 komedi türü filmde başrol oynamış, sonraki filmlerinde ikinci derecede kötü adam karakterleri canlandırmıştır. Tespitlerimize göre 199 yangın vs ile kaybolanları da kattığımızda 250 civarında filmde oynayan Tekçe'nin,1964 yılı ölümünden sonra yerini dolduracak hiç kimse çıkmamıştır.

    Ahmet Tarık Tekçe 15 Aralık 1920 yılında İstanbul'da dünyaya gelir. İlk ve ortaokuldan sonra bir süre Işık Lisesinde, sonrasını Galatasaray Lisesinde okuyarak mezun olur. Lise diploması elinde iş arayan genç delikanlı geçici olarak bir süre Kasımpaşa Camii altı tersanesinde işçilik yapar.

    Daha sonra Fener Nüfus Müdürlüğünde memur olarak çalışmaya başlar. İçinde devamlı bir boşluk hisseden Ahmet Tarık Tekçe, memuriyetin dışındaki boş zamanlarını bir şeylerle doldurmak, yazmak, çizmek ister... Bir ara karikatürler çizip dergilerde yayınlatmayı düşünse de pek aklına yatmaz, şiirler yazmayı dener amatörlüğün ötesine geçemez.

    İçindeki çocuk ruhu mizaha yatkındır, mizah dergilerini okur, hoşuna gider etkilenir. İşte o vakit içindeki boşluğun farkına varır ve mizahi yazılar yazar. Bu yazdıklarını bir dosyada toplar mizah dergilerinden birine başvurur. Derginin yazı işleri müdürü, Ahmet Tarık Tekçe'nin dosyasındaki mizah yazılarını beğenir, yayınlar. Daha sonra "Gel bizimle çalış. Gazetecilik yap" der.

    Gazetecilik cazip gelir Tekçe'ye, Nüfus Memurluğundan ayrılır, dergide yazarlığa başlar.
    Yazları Büyük Ada da oturan Tekçe bir gün gazete patronu olmak ister, fikrini arkadaşlarına açar. Arkadaşlarının da teşviki ile "Adalar Gazetesi" adlı yarı mizah yarı magazin bir gazete çıkarır. Hem patronu hem de yazı işleri müdürüdür gazetenin. Sonradan ismi "Pantispanya" olan Adalar gazetesinde dönemin hükümetini yeren mizah yazıları yayınlar. Magazine yer verdiği için de Sinema sanatçılarına, Tiyatroculara, Şarkıcılara gazetesinde yer verir. Magazin haberleri, sanatçı röportajları yapar. Sinemadan bazı kişilerle dostluklarını ilerletir.

    Ahmet Tarık Tekçe'nin Yeşilçam'la tanışması 1948 yılında olur. Dönemin ünlü Yönetmeni Faruk Kenç'in "Tuzak" adlı filminde ufak bir rol oynar. Yaptığı işte başarılı olmaya alışkın Tekçe, bu filmdeki rolünden tatmin olmaz ve gelen film tekliflerini geri çevirir, çıkarmakta olduğu gazetesine ağırlık verir. İki yıl sinemadan uzak durur. Fakat, Faruk Kenç'le olan dostluğu sonucu 1951 yılı tekrar sinemaya döner ve o yıl direk kötü adam rolü oynamak suretiyle iki film çevirir.

    Faruk Kenç tarafından keşfedilip direk kötü adam oynatılan Tekçe, filmler vizyona girince seyircinin ilgisini çeker. Kötü adam olarak sinemada sevilir, başarılı bulunur. Peş peşe film teklifleri almaya başlar. 1952 de değişik yönetmenlerle üç film çeker. Bu arada Adalar Gazetesi'nde dönemin Demokrat Parti Hükümeti aleyhine yazmış olduğu bir mizah yazısından ötürü bir yıl hapis cezası alarak, 1952 yılının sonlarına doğru ceza evine girer.

    1953 Ekim ayında cezasını çekip tahliye edilen Tekçe, filmcilerden peş peşe film teklifleri almasına rağmen, o yıl sadece iki film de oynar. Hapis yattığı süre içinde ihmal ettiği gazetesi borç batağına girer, çalışma ağırlığını gazeteye verir ve 1954 yılı sadece bir filmde oynar. Borçlarının bir kısmını öder kalanını da "Adalar Gazetesi"ni satarak kapatıp kendini tamamen sinemaya adar...

    Sinema, Ahmet Tarık Tekçe yi, Tekçe de sinemayı sevmiştir. 1955 de yedi adet filmde kötü adam oynar. "Vahşi Arzu" filmi ile üne kavuşur. Kendine has oyun tarzı, değişik fizik yapısı ile oynadığı her filmde kendini sevdirir. Kötü adam karakterinin içine yer yer tipik komedi mimikler yerleştirir. Bu oyun tarzı Ahmet Tarık Tekçe'ye her filmde oynayabilen ve çok tutulan kötü adam unvanı kazandırır.

    1956 yılında başrolünü ünlü Starların oynadığı altı ayrı filmde Ahmet Tarık ikinci derecede roller oynar. Bölge İşletmecisi sinemacılar, Yeşilçam'daki yapımcılardan Tekçe'nin oynadığı filmler ister. Yapımcı ve yönetmenler filmlerindeki kötü adam rolünü oynatabilmek için birbirleriyle yarışır...

    1957 yılında 13 filmde kötü adam oynar sanatçı. İşletmecilerin dediği gibi "Kitapsız İlimTekçe'siz film olmaz" Sloganı Yeşilçam'da kabul görür. "Kitapsız ilim Tekçesiz film olmaz" sloganı Ahmet Tarık Tekçe'yı kamçılar, gece gündüz demeden o film seti, bu film seti koşuşturur durur, neredeyse uyumaya bile vakit bulamaz.

    1958 yılında sanatçı, 16 filmde oynar. 1959 da ise 18 film çevirir. Kötü adam oynamasına rağmen tatlı gülüşü, sempatik hali ile jönlerden daha çok sevilir. Seyirciden gelen rağbet üzerine her yapımcı Ahmet Tarık Tekçe ile film yapmak ister...

    1960 yılı 23 filmde oynayarak Yeşilçam'da bir rekora imza atar. "Kitapsız ilim Tekçesiz film olmaz" sloganı yerine oturmuştur. Sinemaseverler Ahmet Tarık Tekçe'yi daha çok filmde görmek hatta bazı filmlerde başrol oyuncusu olarak karşılarına çıkmasını ister.
    Tekçe, kendisini sinemaya sinema seyircisine adamıştır. İstirahat etmeye uyumaya vakit bulamada peş peşe filmlerde oynar. İkinci derecede büyük roller oynadığı için her filmin çekimi on-on beş gün sürmektedir. Sezon açıldığında gerek İstanbul içi, gerekse Anadolu sinemalarında yapılan gala gecelerine de mümkün oldukça katılmaktadır.

    Bu etkinlikler sırasında özel davetlere, şahsına verilen yemek ziyafetlerine de katılmak zorundadır. Filmin ilk gösterimi olan gala gecelerinde sahneye çıkan Ahmet Tarık Tekçe, sanat yaşamında ki başından geçen enteresan olayları hayranları ile paylaşır.
    Onların sorularını tonton haliyle sevecen bir şekilde içtenlikle cevaplar. Seyirci ile arasındaki iletişimi kuvvetlendirir. Filmlerde''kötülük yapan, nefret uyandıran, ırz düşmanı sapık'' birisi olan Tekçe'nin aslında öyle birisi olmadığı, sevecen, altın gibi bir kalbi, karıncayı incitmeyecek kadar insancıl, çocukla çocuk, büyükle büyük, tatlı gülüşü ve sempatik bakışları ile sevilecek bir kişiliği olduğu gala gecelerinde ortaya çıkar...

    Ege bölgesi sinemalarından birinde gala gecesinde sahneye çıkan Tekçe, sinemaya gelmeden önce davet edildiği akşam yemeğinde başından geçen bir olayı şöyle anlatır:

    "-Az önce mülki amirimiz Vali Bey'in evine yemeğe davetliydim. Mükemmel bir masada ağırladılar beni. Şimdi "bunda ne var" diyeceksiniz. Ama çok şey var. Bir kere oynadığım kötü adam rollerindeki başarılarımı, filmlerimi seyreden sizlerin nefretini gördüm.
    Canlandırdığım karakterlerde sizin nefretinizi ne kadar çok kazanırsam o kadar çok başarılıyım demektir. Şu an karşınızdayım, hiçte kötü birisine benzer halim yok sanırım.

    Şimdi size, şerefime verilen yemekten bahsedeceğim. Vali beyin küçük kızı önüme bir salata tabağı koydu, Vali Bey bu tabağı kendi salata tabağı ile değiştirdi. Bir anlam veremedim zira ikisi de salata, ara da hiçbir farklılık yoktu. Vali Bey küçük kızına bakarak "Ahmet Bey için getirdiğin bu salatayı ben yiyebilir miyim kızım?" dedi.

    Kız şöyle bir bana birde babasına baktı "Yiyebilirsin baba. Zehir koymaktan vazgeçtim" dedi... Geldi boynuma sarıldı, yanaklarımdan öptü küçük kız. "Filmlerinizde o kadar kötülük yapıyorsunuz ki, hele kadınlara yaptıklarınız bende nefret ve kin uyandırıyordu. Yemeğe davetli olduğunuzu babam söyleyince hele bir gelsin yemeğine zehir katacağım, bir daha kimseye kötülük yapamayacak" demiştim. "Babam bu yüzden salata tabağını değiştirdi. Zehir kattığımı sanıyordu. Oysaki sizi gördükten sonra fikrim değişti, hiç kötü kalplı birine benzemiyorsunuz. Sevimli, tonton babacan bir adamsınız, sizi sevdim amca" dedi. Çok sevdi beni, imzalı resmimi aldı, kapıya kadar uğurladı... Sizler, velinimet seyircilerim. Sizde sevdiniz mi beni?" İşte Ahmet Tarık Tekçe her çıktığı gala gecelerinde buna benzer hatıralarını anlatır, sevenlerinin gönlünü hoş ederdi.

    1961 yılı gece gündüz demeden çalışır Ahmet Tarık Tekçe, tam 34 filmde oynar. Bunlardan birkaç tanesi başrolünü oynadığı filmlerdir. Seyirci komedi ile kötü adam rollerini bir arada harmanlayıp oynama ustalığını gösteren Tekçe' den Komedi tarzında başrol filmlerde görmek ister. Be-Ya Film Şirketi adına senaryosunu Burhan Bolan'ın yazıp yönettiği "Toros Canavarı" adlı filmde başrolde oynatılır. Rol arkadaşları Cavidan Dora, Efkan Efekan, Atif Kaptan, Tomris Hakgüder ve daha birçok ünlü isimli oyunculardır. Aynı yıl Semih Evin'in yönettiği "Toto Ali Milyoner"de Serpil Gül ile başrolde oynar. Yine Semih Evin'in "Zeyno"sunda Meral Körmükçü ile başrolde oynayarak seyircinin karşısına çıkar.

    34 film içinde sıradan olanların yanı sıra iddialı filmlere de imzasını atar. Bunlar arasında senaryosunu Vedat Türkali'nin yazdığı ve Atıf Yılmaz'ın yönetmenliğini yaptığı "Tatlı Bela "filmini sayabiliriz. Tatlı Bela'da Tekçe, Orhan Günşiray ve Neriman Köksal'la başrolleri paylaşır. Birçok ünlü sanatçının bir araya geldiği "Tatlı Bela" filminde yönetmene asistanlık yapan Yılmaz Güney de küçük bir rol, "Erdoğan karakteri" oynamıştır.

    Ahmet Tarık Tekçe'nin günde üç ayrı film setinde çalıştığı çok olmuştur. Onunla çalışıp halen hayatta olanlar iyi bilirler. Tekçe'nin kendine has bir çalışma çizelgesi vardı. Büyük boy afiş ebadında ki bu çizelge de Günü, saati, giyeceği kostümü, hangi filmin setinde ve hangi mekanda bulunacağı yazılıydı. Hiç bir seti aksatmadan bu şekilde çalışabiliyordu. Herkesçe sevilen babacan, tonton bir adamdı. Espri yapmasını çok severdi. Bir gün Kemal Filmin Kasımpaşa da Eşref Vural'ın kahvesinde çekilen "Mahalleye Gelen Gelin" filminin setine saat ikide gelmişti. Çizelgesini açıp yönetmen Osman Seden'e göstererek."Bak tam vaktinde geldim Osmancığım. Ben herkesi eker Kemal Film'e koşarım" dedi. Bu olayı gözlerimle görüp kulağımla işittim. O an gazeteci olarak Fikret Hakan'la röportaj yapmak üzere orada bulunuyordum.

    1962 senesi 28 filmde oynayan Tekçe, her sene film sayısını aşağı çekmek ailesine vakit ayırmak istemiş olmalı ki 1963 yılı 23 filmde oynadı. Bu tür setten sete koşuşturmalar Tekçe'den çok özel şoförünü yormuş" Abi paraya ihtiyacın yok ki neden her gelen film teklifine evet diyorsun" diye sorduğunda Tekçe'den aldığı cevap ilginçtir " Beni bu mertebeye getiren seyircilerime ihanet mi edeyim. İmkanım nispetinde galalara dahi gitmek zorunluluğundayım" der.

    1964 yılının ilk filmine başlar Tekçe, Erler Film adına çekilir. Yönetmeni de Türker İnanoğlu'dur."Yankesici Kız" adlı bu filmde Filiz Akın, Orhan Günşiray ve Ahmet Tarık Tekçe birlikte oynarlar. O yıl 22 filmde ikinci derece de rolde oynamıştır Tekçe. Meslek hayatının son filmi "Adanalı Tayfur Kardeşler" olur. Kemal Film Şirketi adına çekilen bu yapıtta, Türkan Şoray, Efkan Efekan, Ahmet Tarık Tekçe, Öztürk Serengil, Kadir Savun, Sevda Ferdağ ve daha bir çok ünlü bir arada oynarlar.

    Bir gün Lale Film Stüdyosunda kendisini konuşan Kemal Ergüvenç'le karşılaşır Tekçe "-Sende bu ses, bende bu azim oldukça daha çok konuşursun beni. Senin sesinin de katkısı ile şöhretin zirvesine çıktım."demiş... Ama ne yazık ki Tekçe iki yüz elliye yakın filmde
    Oynayabilmiş. Bunların 199 tanesini Kemal Ergüvenç konuşabilmiştir.

    O dönemler İstanbul dışında bazı filmlerin Gala gecesi yapılırdı. Başrol oyuncuları filmin ilk gecesinde sahneye çıkar seyirciyi selamlardı. "Yankesici Kız" filminin gala gecesi için özel otomobili ile Karabük'e giden Tekçe, eceline koştuğunun farkında değildir. Arabayı şoförü kullanmakta, kendisi de yanında oturmaktadır. Arka koltukta ise Filiz Akın ile Tekçe'nin eşi Hatice Tekçe koyu bir sohbete dalmışlardır...

    Günlerden 4 Ekim 1964, Safranbolu yolunda aniden önlerine çıkan bir kamyonla çarpışır Tekçe'nin bindiği otomobil. Bu feci trafik kazasında Tekçe'nin şoförü ve Ahmet Tarık Tekçe olay mahallinde feci şekilde ölürler. Sekiz yerinden ağır yaralanan Hatice Tekçe ile olayı hafif sıyrıklarla atlatan Filiz Akın derhal hastaneye kaldırılır, tedavi altına alınırlar...

    Ertesi gün tüm gazete manşetlerinde trafik kazasında ölen Ahmet Tarık Tekçe'nin ölüm haberi yer alır. Hayranlarını mateme boğar bu olay, tüm Yeşilçam yas tutar. O güne kadar benzerine rastlanmamış görkemli bir cenaze töreni yapılır. Türkiye'nin her tarafından cenazeye katılım olur. Efsane aktör, yeri doldurulamayacak sanatçı, aramızdan ayrılıp ebediyete intikal eder.

    Yeşilçam'ın bazı uyanık yapımcıları Tekçe'nin boşluğunu doldurmak için arayış içine girer. Tekçe'ye tip olarak kısmen benzeyen, bazı avantür filmlerde Tekçe'nin dublörlüğünü de yapan Kudret Karadağ'ı, Tekçe'nin oynayabileceği filmlerde oynatır, afişine de Ahmet Torik olarak yazarlar. Seyirci bu sahtekarlığı kabul etmez, filme ilgi duymaz. Kudret Karadağ bu olaydan sonra kendi ismi ile oynar sıradan bir kötü adam olarak bir yerlere kadar gelir rahmetli...

    Yapımcıların uyanıklığı bununla da kalmaz, Tekçe soyadından istifade etmek için Ahmet'in polis memuru olan kardeşi Necip Tekçe'yi bulur filmde oynatırlar. Necip polisliği bırakır, birçok filmde kötü adam oynar fakat sıradanlıktan öteye gidemez. Ölümüne kadar sinemada kalan Necip Tekçe, abisinin onda bir şöhretine erişemez.

    Sinema da gidenin yeri dolmaz. Bu güne kadar dolmamıştır, bundan sonra da dolmayacaktır. Her gelen kendi boşluğunu bırakarak gidecektir. Aksi olsa idi, Turan Seyfioğlu, Ayhan ışık, Yılmaz Güney, Erol Taş, Hayatı Hamzaoğlu, Turgut Özatay vs. gibi oyuncuların yerleri dolardı. Ruhları şad mekanları cennet olsun. Onlar kalbimizde daima yaşayacaklardır.

    Alıntıdır.


    -
     

Bu Sayfayı Paylaş