Slavlar ya da İslavlar, Avrupa'da yaşayan en kalabalık etnik topluluktur. Daha çok Avrupa'nın doğusunda ve güneydoğusunda yaşarlar. Ayrıca Asya'nın kuzey kesimlerinde de yaşamaktadırlar. Slavlar; Doğu Slavları, Batı Slavları ve Güney Slavları olmak üzere üç gruba ayrılırlar. Ruslar, Ukraynalılar ve Beyaz Ruslar Doğu Slavları grubuna girer. Polonyalılar (Lehler), Çekler ve Slovaklar Batı Slavları grubuna girer. Boşnaklar, Hırvatlar, Sırplar, Karadağlılar, Bulgarlar, Pomaklar, Slovenler, Makedonlar, Torbeşler Güney Slavları grubuna girer. Slavlar dini bakımdan Ortodokslar ve Katolikler olarak iki ana grupta toplanır. Ayrıca Müslüman (Boşnak, Torbeş, Pomak) ve Protestan Slavlar da vardır. Ortodoks Slavlar geleneksel olarak Kiril alfabesini, Katolik ve Müslüman (Kiril alfabesini kullanan Torbeşler ve Pomaklar hariç) Slavlar ise Latin alfabesini kullanırlar. Slavların Kökeni Slavların Hint Avrupa (Arî) kökenli uluslarla aynı ırktan oldukları antropolojik ve dil araştırmalarıyla tespit edilmiştir. Dil, arkeoloji ve bitki adlarının araştırmasından çıkan neticelere göre ilk Slav Vatanının Vistul Nehrinden başlayarak Pripet Havzasını ve Dnepr sahasına kadar yayıldığı anlaşılıyor. Slav (Slovene) adına ilk defa, eserini M.S. VI. yüzyılın başlarında yazan, Nızianslı Pseuda Cesariosun kitabında rastlanıyor. Slav sözcüğünün ne anlama geldiği ve menşei hakkında şunlar söylenebilir: MS 330-800 yılları arasında doğuda Hıristiyan hattı Bizans güçlerince tutulmuştur. Ama Müslüman varlığı Slav hinterlandının derinliklerinde hissedilmektedir. Müslüman dünyasının kölelere karşı iştahı gittikçe artmaktadır ve zayıflıktan kemikleri sayılan Slavlar, gözde mallardır. Yahudi tacirler ve Vikingler komisyonculuk ve özellikle Kırım üzerinden (Hazarya), daha sonra ise Baltık ve Orta Avrupa'da nakliyecilik yapmaktadırlar. Slavların köle ticaretiyle iç içeliği, yaygın bir şekilde Slav ve slave (köle) sözcüklerinin eşanlamlı oldukları düşüncesine yol açmıştır. Hadım harem ağası karşılığında kullanılan Arapça sakaliba'nın da Slavdan türediği kabul edilir. Slav ülkeleri hakkında günümüze kalan ilk görgü tanığı raporunun, Tortosalı bir tüccar olan bir Kuzey Afrika Yahudisi tarafından yazılmış olması rastlantı değildir. Slavların Üzerinde Avar ve Hazar Hâkimiyeti Göktürk Kağanlığının M.S. 552de kurulmasından sonra Avarların bir kısmı İdil Irmağını aşarak Avrupaya gelmişler ve M.S. 568de Panoya merkez olmak üzere Avar İmparatorluğunu kurdular. Böylece Slavlar Avar İmparatorluğuna tabi oldular. Slavlar uzun süre Avar hakimiyetinde kaldılar. Bu durum Slavların tarihi gelişmeleri üzerinde büyük tesir yaptı. Slavların aktif olarak tarih sahnesine çıkmaları, Balkanlarda ve Bahemyada yerleşmeleri, ilk siyasi teşkilatlarını kurmaları ve etnik yapılarının değişmeleri hep Avarların hakimiyeti altında iken olmuştur. Avarların zayıflayarak Slav topraklarından çekilmeleri üzerine, Doğu Slavları bir Türk kavimi olan Hazarların hakimiyeti altına girdiler. Hazar Devleti VII. yüzyılın sonuna kadar Doğu Avrupanın en güçlü siyasi teşkilatı idi. Ticaretle uğraşan Hazarlar Don Irmağının aşağı kısmında ve Kerç Boğazı civarında Sarkel ve Tamatarhan gibi şehirler kurdular. Hazarlar ticaret sayesinde çok zenginleştiler. Doğu Slavları Hazarlara bağlıydılar ve Hazarlara vergi veriyorlardı. Doğu Slavlarının Yayıldığı Sahanın Karakteri Doğu Slavları Dinyeper Irmağının başına doğru bugünkü Rus ovasına kadar yayıldılar. Slavlar yayıldıkları bölgelerin coğrafi ve tabiat şartlarına uymak mecburiyetinde idiler. Doğu Slavlarının yayılışında, yaşama tarzlarında, Rus Milletinin teşekkülü ve Rus Devletinin gelişmesinde VII. ve VIII. yüzyılda yayıldıkları coğrafi bölgenin büyük önemi vardı. Bu saha genelde düzdür. Ancak yer yer tepeler göze çarpar. Bu coğrafi bölgenin karakteristik özelliklerinden biride nehirlerin çokluğudur. Bu nehirlerin akışları yavaş ve suları bol olduğu için gemiciliğe müsaittirler. Nehirlerdeki balıkların çokluğu Slavların geçimini kolaylaştırdı. Doğu Slavların yaşadıkları yerin önemli bir özelliği de bu arazinin tamamen ormanlarla kaplı olmasıdır. Ormanlarda av hayvanlarının çokluğu Slavları avcılığa, yabani arıların çokluğu arıcılığa teşvik etti. Bu arazide azda olsa ziraat ve hayvancılıkla da uğraştılar. Eski Slav Tanrıları Hıristiyanlık öncesi belli başlı Slav tanrı ve tanrıçaları; Perun, Dažbog, Jarilo, tanrıça Morana, tanrıça Živa, Svarog, Svetovid, Triglav, Veles, Byelobog, Chernobog, tanrıça Zeme ve tanrıça Zoria'dır. Kaynakça ^ Norman Davies, Avrupa Tarihi, s. 285.