Umutsuzlar Parkı X "Ya ne yapmalı" diyor annem bu geçkin çizgileri "Yıllardır aynı evdeyiz" bunu ne yapmalı Babam: ve ne yapmalı diyor bu bir yığın geleneği İşte bir sahnedeyiz: ev, gelenek, duygulu kadın Bense ufacık taşlar üzerinde bir ufacık şey olmanın Bir pencere beyaz, bir karanlık mayhoş, ne iyi Sürüyle odalar, sürüyle gülüşler, sürüyle konuşmalar Ne yazık! vakit de yok kurtarmak için geleceği Düşünsek bile şimdiden - düşünemiyoruz ya Üstelik ne çıkar bundan ve ne katardı yaşamımıza Hiçbir şey! çünkü ne varsa içimizde gelecek için Sanki bir öyküsü bu hayatı süslemenin Soframız, yatak odalarımız, lambalarımız Annemin tarih kitapları, babamın güneş gözlükleri Kuyular gibi işte, şişeler sarkıttığımız yaz akşamları Tavan arasındaki boşluk, gölgesi karşı duvarın Kırlangıç yuvaları, yüzümüzden cins kanatların geçtiği Kavunlar karpuzlar yardığımız, o yemekten ayrı düşündüklerimiz, o Bir şey mi kaybettik öyle, kim bilir bize neler eklediği Sonra bir bıçak gibi durduğu sarısı içe çökmüş lambaların Babamın kaşları çatık, annemse düşünceli Kim bilir nolduydu gene, diyelim bir yoksulluk önceliği Belki de hiçbiri değil, canımız sıkılmak istemiş o kadar Annem: ve ne yapmalı diyor bu geçkin çizgileri Böylece bir sahne daha: güneşler, alışmak ve biz Sanki bir tramvaya bindik, az sonra ineceğiz Aksilik bu ya, diyelim ansızın bozuldu tramvay İndik ve yeniden beklemeye koyulduk hepimiz İşte bir sahne daha: bir sigara yaktıydı babam Annem saçlarını düzeltti, bir şeyler gösterdiydi eliyle Bizse kısa bir oyun tutturduk, hiç! yetinmek için sadece Öyle bir sahne ki bu: anladık, sevdik ve unuttuk herşeyi Sonra bir tramvay daha geldi. Edip Cansever