Umutsuzlar Parkı XII

'Ünlü Şairlerden Şiirler' forumunda DaRkBlooD tarafından 26 Nis 2010 tarihinde açılan konu

Konu etiketleri:
  1. DaRkBlooD

    DaRkBlooD Anne'sinin bidenesi (:

    Umutsuzlar Parkı XII

    Bir kedi başını kaldırdı, ve adam esnedi - tak
    Bir yüzü vardı kocaman düşüverdi avuçlarına
    Bilmem ki gelir miydi? - saat üç buçuk - üstelik hava..
    Sonra şu yağmur bulutu, boşandı boşanacak
    Bir kedi ürperdi, ve adam yeniden esnedi - tak
    Acaba?
    Yazıldı saatin üç buçuk olduğu havaya
    Boşandı, taptaze üçler halinde bir yağmur
    Kim bilir, bu saatte, onu anlıyorum
    Belki de unutmuşumdur.
    İşte düğmeler, iğneler, ibrişimler satılan bir dükkânda
    Herkesin akşamı onu buluyordu
    Bir adam sakallarını yokluyordu kasılarak
    Sizi bekliyorum - beni bekliyormuş - niye olmasın?
    Bir bakış, bir gülüş ve yüzünü yüzüne tutuyordu ustaca
    Adamsa şunu yapıyordu: hiçbir şey, ama hiçbir şey
    Ne tuhaf! - Ben olsam! - ne çıkar ben olsam da
    Gelmedi, gelmeyecek ve otuz yıl önce yazlıkta
    Oturmuş bir köstebek yavrusunu bekliyor
    Çıkmadı ama çıkacak - babası sesleniyor
    Bir sofra duruyor, gerilmiş çilek kokularıyla
    Tam çileğe geldi sıra, uzattı çatalını batıracak
    Hayır! bir tuhaftır bu, insan gecikmek ister biraz da
    Gecikmek: sanırız bizi bir şeyler bekliyordur olağanüstü
    İşte ansızın biri çıkacaktır karşınıza
    Hiç yoktan biri çağıracaktır sizi
    Ya da bir kadın bayılacak, bir memur çıldıracaktır önünüzde
    Bir kurşun, bir kurşun daha
    Yere serecektir bir serseriyi
    Gecikmek: bana kalırsa eve dönmeli en iyisi
    Bir küfür, bir patırtı ve babası çıkışıyor
    Annesi, annesi biliyor başına geleceği
    Bahçede bir kız çocuğu erik ağacını sallıyor boyuna
    Diyelim her olayda böylece bir şeyler bulunur
    Kalsın, daha çok zaman kalsın diye hatırda
    Bir gün, bir benzin deposu havaya uçmuştu biliyorum
    Bir alev, bir duman, usulca sokulmuştum
    Yanmış bir cep saatini aklımda tutmuştum yıllarca

    Gelmedi, ama gelecek, nedense alıştık zamansızlığa
    Bir kedi başını kaldırdı, ve adam esnedi bak
    Demek siz! - koca ihtiyar! - ıslandım işte!
    Saat üç buçuk, vallahi saat üç buçuktu gene
    Hey tanrım neye yaradı sanki unutulmak
    Kadın saçlarını tarıyor ve usulca sokuluyordu adama
    Adamsa ayağa kalkıyor ve işte ayağa kalkıyordu ustaca
    Dışarı çıkıyor, içeri giriyor, üç aşağı beş yukarı
    Kadınsa domates doğruyor, yok mu ya bu yaz yağmurları
    Evet, sahiden, niye?
    Soruyor kadın:
    Bu yaz yağmurları..
    Edip Cansever
     

Bu Sayfayı Paylaş