/Uzun Uzun/ Seni Seviyorum/

'Aşk Şiirleri' forumunda GüLümSé! tarafından 10 Nis 2010 tarihinde açılan konu

Konu etiketleri:
  1. GüLümSé!

    GüLümSé! ●şιιя ρєяιѕι●

    Sen yokken aklımdan firar edenlerin sayısını unuttum
    Unuttum kaç sokak çıkardı ömrüme.
    Kaç otoyol seni bana geri getirirdi,
    Kaç hayal tutar götürürdü hücrelerimden.
    Ama unutmadım,
    Unutamadım anılarımızı.
    Kimsesiz tutarak,
    Ellerden uzak savunduklarımızı…
    Gülhane parkının,
    Yalnız ağaçları altında oturuşumuzu,
    Sultanahmet'in nargile keyiflerini,
    İstavrit terasında esintiye kaldırdığımız
    Kadeh seslerinin,
    Rüzgâr seremonilerine karışmasını,
    Beyoğlu'nun sokaklarında zigzaglar çizerek,
    Gecenin bir vakti korkusuzca,
    Çokta âşıkken üstelik
    Kahkahalarla kalabalıklara karışmamızı,
    Ada turlarını,
    Üzerimize sıçrayan deniz suyundan kaçmak yerine,
    Çocuksu sevinçle daha çok nem için
    Birbirimiz ile yarışmalarımızı…

    Silinmeyecek anılar biriktirmişim kök hücrede,
    Yaşanılanlara özlem duymama sebebiyet veren…

    Bakkala uğrayıp,
    Bir ekmek alıp kapıyı çaldığında,
    Sana o kapıyı açanın ben olmasını istiyorum.
    Nasıl göğsünde yatıp izlediğimde,
    Hiç bir korku filminin,
    Kan dolu sahnesi ilgimi çekmiyorsa,
    Gök gürültüsünden korktuğumda,
    Ya da,
    Kan ter içerisinde uyanıp,
    Bir kâbustan geriye kaldığımda,
    Gecenin bir yarısı sesinde dinlendiğimde
    Umurumda olmuyorsa korkuya dair hiçbir ağır darbe…
    Anın içerisinde yitirmemek için seni,
    Ömrüm ol istiyorum…

    Gidişin hangi nöbete denk gelirse gelsin,
    Dönüşün bir bahar akşamının,
    En güzel demine ayardı…

    Omzuma güneş vurdu bu sabah…
    Geldin, dokundun hissettirmeden
    Yüreğime yeniden…
    Dağarcığı yok kelimelerimin,
    Hafızamın ezberletilmiş kelimelere yeri yok…
    İçimden geçenler ülkesinin kahramanı oldukça sen;
    Biliyorum ki bu kalem hiç durmaz…

    Kelimeler,
    Kokun bedenimi alt üst edene dek aklımdalar.
    Sonrası derin bir sessizlik.
    Gözlerin…
    Bedenin…
    Ve kayboluş saatleri…

    Kime sorsan bilmez hüzün rengini.
    Siyah derler eskiler matem koktuğu için.
    Ama sarıdır fikrimce…
    Çünkü bir çiçeğin sararıp solması da kederdendir,
    Bir lalenin boynunu bükmesi de…
    Sararmaktır sensizlik…
    Sararmaktır susuz kalmış çiçekler gibi…

    Yaşamam için yalnızca,
    Dudakların yeter…
    Nefesinle hayat bulayım yeniden ve her defasında
    İzin ver…
     

Bu Sayfayı Paylaş