NASAnın Dawn (Şafak) uzay aracı, dev Asteroit Vestanın yüzeyinde bugüne dek hiçbir asteroitte görülmeyen parlaklıklar tespit etti. ABDnin Teksas eyaletinde dün gerçekleştirilen Ay ve Gezegen Bilimi Konferansında sunulan yeni bulgulara göre, 530 km genişliğindeki dev asteroitin bazı bölgelerinin, diğer bölgelerine kıyasla iki katı parlaklığa sahip olduğu belirtildi. Mars ve Jüpiter arasındaki asteroit kuşağında yer alan ve sahip olduğu parlaklık sayesinde Dünyadan çıplak gözle görülebilen tek asteroit olan Vesta, 4 milyar yıllık geçmişine ait yeni sırlar ortaya koydu. Maryland Ünivesitesinden gök bilimci Jian-Yang Li, Analizlerimiz, parlaklık veren materyalin Vestadan kaynaklandığını ve asteroitin 4 milyar yıllık geçmişinde değişim göstermiş olabileceğini öne sürdü dedi. Jian, Parlaklığı sağlayan bu materyalin hangi minerallerden oluştuğunu ve Vestanın yüzeyinde nasıl oluştuğunu anlamak istiyoruz ifadesini kullandı. PARLAKLIK BİLMECESİ Vestanın tüm yüzeyinde parlaklık göze çarpsa da, özellikle kraterlerin içi ve kenarlarında önemli ölçüde artıyor. Genişliği birkaç yüz metreden, 16 kilometreye kadar çıkan aşırı parlak bölgelerin, gök taşı çarpmalarının etkisiyle daha da belirgin hale geldiği düşünülüyor. Aynı zamanda, parlak kısımlar çarpmaların sonucunda yer yer asteroitin karanlık yüzeyiyle de kaplanmış olabilir. NASAnın Hubble Teleskobu tarafından çekilen görüntülerin aksine, Dawn teleskobunun fotoğrafları koyu gri, kahverengi ve kırmızı parlaklıklar tespit etti. Kraterlerin yanında küçük ve belirgin alanlar olarak görülen parlaklıkların yanı sıra, gök bilimcilerin kardan adam adını verdiği, kraterlerin etrafını saran daha büyük parlaklıklar da mevcut. Parlak noktalar, çizgiler ve alanı içeren bir bölge. Araştırmada yer alan Arizona Üniversitesinden David Williams, Karanlık materyalin normal bir dağılıma sahip olmadığını gördük... Bu da, parlaklığın, altındaki yüzeyden kaynaklandığını öne sürüyor dedi. Diğer teorilerden biri de, düşük hızla Vestaya çarpan gök taşlarının, krater oluşturmadan yüzeye az miktarda materyal bıraktığı ihtimali. Aynı zamanda, hızla çarpan gök taşlarının da Vestanın yüzeyindeki volkanik karataşları erittiği ve asteroitin yüzeyini daha da karartmış olabileceği belirtildi. Dahası, 4 milyar yaşındaki asteroitin, Güneş Sisteminin çok uzak noktalarından, hatta dışından gelen antik gök cisimlerine ait materyaller bulundurabileceği, bu materyallerin Güneş Sisteminin doğumundan kalmış olabileceği ifade edildi. İKİNCİ DURAK CERES Johns Hopkins Üniversitesinden Brett Denevi, Dawn ile Vestada yaşanmış çok güçlü gök taşı çarpmalarının izini tespit ettik. Bu çarpmalar o kadar şiddetli olmuş ki, yüzeyde erime meydana gelmiş. Bir asteroitte önceden bu tarz bir olaya rastlanmamıştı dedi. NASAnın Californiadaki Jet İtiş Gücü Laboratuarından Marc Rayman, Dawnın Vesta keşfi büyük bir başarıyla devam ediyor... Dünyaya bu kadar yabancı jeolojik özellikleri incelemek çok etkileyici dedi. Dawn, Eylül 2007de asteroit kuşağını incelemek için fırlatıldı. Vestanın ardından, uzay aracının ikinci durağı asteroit kuşağının tek cüce gezegeni Ceres olacak. Vesta'nın Güney Kutup noktası. ntv