Virüs İnsan Vücuduna Nasıl Yerleşir?

'Biyoloji' forumunda Uygu tarafından 28 Eyl 2012 tarihinde açılan konu

  1. Uygu

    Uygu New Member



    Bir virüs bir hücreye girerek onun çalışma düzenini kendisine hizmet etmeye yönelik olarak değiştirebilme yeteneğine sahip bir canlıdır. Hücrelerden birine girmeden önce virüs ayakları ile söz konusu hücrenin kendisi için uygun olup olmadığını anlar. Eğer hücre uygunsa kendi DNA'sını ya da başka bir deyişle "kendisini" hücrenin içine boşaltır. Hücre kendi içine giren bu yeni DNA'yı genellikle yadırgamaz. Dolayısıyla onun yabancı bir madde olduğunu anlamaz.

    Tespit edemediği bu yabancı maddeye karşı savaş da açamaz. Hücre virüsün DNA'sını DNA'nın hücrede bulunması gereken yere yani doğruca çekirdeğin içine taşır. Virüs burada hücrenin kendi DNA'sına karışır. Bu aşamadan sonra hücre protein ürettiğini sanarak bu yeni virüs DNA'sını çoğaltmaya başlayacaktır.

    Hücre içinde gizlenen bu DNA molekülünü fark edebilmek gerçekten de zordur. Bu 20 ciltlik bir ansiklopedinin herhangi bir yerine yerleştirilmiş yarım satırlık bir bilgiyi aramaya benzer. İşte bu nedenle hücre durup dinlenmeksizin bu virüsün üretimine devam edecektir.

    Hücre hassas dengeler içinde hassas işlemler gerçekleştiren bir organizmadır. Hassas yapısına dahil olan farklı bir DNA ile artık tüm düzeni bozulacaktır. O yerine getirmesi gereken işlemleri kusursuzca yapmaya devam eder ama ortaya çıkan sonuç vücudun tüm sistemini altüst eder. Eğer bozuklukların önemi azsa içlerinde virüs olan hücreler virüsün çekirdek kısmını kendi kromozomlarına eklerler ve farklı şekilde bölünmeye başlarlar. Bu hücrenin kontrolsüz çoğalmasıdır ve söz konusu hücreler kısa bir süre sonra kanser hücrelerine dönüşürler.


    Bu düzensizlik kimi zaman insanın hayatına malolabilir. Kimi zaman da virüsler kendi varlıklarına dair herhangi bir belirti göstermeden insan hücresine yerleşir ve orada sessizce beklerler. Burada hiçbir faaliyette bulunmaz kendilerini sezdirmeden günlerce hatta yıllarca saklanırlar. Virüsün buradaki amacı bağışıklık sisteminin zayıfladığı bir anı kollamaktır. Vücudun kendisine direnç gösteremeyeceği bir anda virüs sinsi hareketini yapar ve hücre içindeki faaliyetini başlatır.

    Asıl şaşırtıcı olan kendi DNA'sı dışında hiçbir yabancı maddeye geçiş izni vermeyen hücre gibi bir organelin nasıl bir virüsün oyununa gelebildiği virüsün bunu hangi güç ve olanaklarla yapabildiğidir. Virüs hücrenin içine girerek kendisine bir yer edinmekle kalmamakta aynı zamanda hücrenin imkanlarını kullanarak üreyebilmektedir. Burada sergilenen şuurlu davranış bilim adamları tarafından hala anlaşılamamaktadır.

    Hücre içine giren virüsün etkisiyle ölüme doğru gider ama parçalanmadan önceki son anına kadar tüm enerjisini içindeki bu yabancı madde için harcayacaktır. Nitekim hücre ölüp parçalandığında artık üremiş ve son derece güçlenmiş olan virüs diğer hücrelere doğru yayılır.

    Bu istilanın hızı gerçekten de hayret vericidir. Kimi salgınlar sadece insanları değil kitleleri birkaç günde ortadan kaldıracak kadar güçlü virüslerin sayesinde meydana gelmiştir. Örneğin 1918 yılında ortaya çıkan bir grip salgını 20 milyondan fazla insanı hastalığın belirtileri ilk ortaya çıktıktan sonraki saatler içinde öldürmüştür.



    NOTLAR

    1- Büyük Larousse Sözlük ve Ansiklopedisi Cilt 23 Milliyet İstanbul 1986 sf. 12222
    2- W.G.L. N.B. and R.G.W What Accounts for Virulence? Scientific American Ocak 1999 sf. 64


     

Bu Sayfayı Paylaş