Zeka Türleri

'Felsefe-Psikoloji-Sosyoloji' forumunda Uygu tarafından 2 Eki 2012 tarihinde açılan konu

  1. Uygu

    Uygu New Member

    Çoklu zeka teorilerine göre insanların farklı zeka alanları vardır ve bu alanları kullanmaları, kişiden kişiye farklılık göstermektedir. Fakat içinde bulunduğumuz çevre, deneyimlerimiz, ailesel faktörler, kişisel özelliklerimiz bazı zeka tiplerimizi ön plana çıkarmaktadır. Aşağıda farklı zeka alanlarını ve her birinin özelliklerine uygun olabilecek bazı kariyer alanlarını göreceksiniz. Her bir zeka alanının özelliklerini, kendinizi değerlendirerek okumaya çalışın:

    •Matematiksel/Mantıksal Zeka: Sayıları etkin bir biçimde kullanabilme.
    Bu kişiler veri toplamayı, organize etmeyi, analiz etmeyi, yorumlamayı ve tahmin yürütmeyi severler. Nesneler arasında ilişkileri görebilme ve problem çözebilme yeteneğine sahiptirler. Soru sormaktan ve araştırmaktan hoşlanırlar. Sayıları akıllıca kullanırlar, mantıksal modelleri, kategorileri, ilişkileri sebep ve sonuç ilişkilerini anlama yetenekleri vardır. Strateji oyunlarından, bulmacalardan ve deney yapmaktan hoşlanırlar.(Muhasebeci, bankacı, bilgisayar programcısı, mühendis, yatırımcı, araştırmacı, bilim adamı)

    •Dilsel zeka: Dili etkin bir biçimde kullanabilme.
    Bu kişiler güçlü bir kelime haznesine sahiptirler; kelimelerin anlamları, dil bilgisi kurallarına uyma, dilin yazılı ve sözlü kullanılması konularında hassaslardır. İnsanları dinlemekten ve onlarla konuşmaktan hoşlanırlar. Kendilerini ifade etmeyi severler ve dili düzgün ve ustaca kullanarak insanları etkilerler. İkna kabiliyetleri yüksektir. Kelime oyunlarından ve bulmacalardan hoşlanırlar. Dinleyerek ve duyarak öğrenirler. Bilgiyi dinleme ve tekrar etme becerilerini kullanarak ayıklarlar ve sınıflandırırlar. (Avukat, komedyen, editör, tarihçi, gazeteci, şair, politikacı, psikoterapist, satış elemanı, çevirmen)

    •Görsel/Uzamsal Zeka: Resimler veya imgelerle düşünebilme.
    Bu kişiler 3 boyutlu düşünebilen, zihinlerindeki bilgiyi imge ve resimlere aktarabilen kişilerdir. Daha önce zihinlerine aktardıkları bu imge ve resimleri, ihtiyaç duyduklarında tekrar kullanabilirler. Geometriyi anlama ve uzayda nesnelerin birbirleriyle ilişkilerini anlama yetenekleri vardır. Görsel sanatlarda, mimarlık ve fotoğrafçılıkta başarılıdırlar. Labirent oyunlarından, yapbozlardan, resim çizmekten ve legolarla oynamaktan hoşlanırlar. (Fotoğrafçı, grafik tasarımcısı, reklamcı, mimar, moda tasarımcısı, film editörü, yönetmen, denizci, tur rehberi, pilot, terzi, şehir planlamacısı)

    •Müziksel Zeka: Kendini müzik yoluyla ifade edebilme.
    Bu kişiler ritimleri, perdeleri, tonları anlama, yaratma, yorumlama ve besteleme yeteneğine sahiptirler. Doğanın ritmine ve seslere karşı hassastırlar. Müzik dinlemeyi ve kendi kendilerine şarkı söylemeyi severler. Bir müzik aleti çalmayı kolaylıkla öğrenebilirler. Bir melodiyi bir kez duymaları, tekrarlayabilmeleri için yeterlidir. Ritim ve melodi ile daha kolay öğrenebilirler. Çalışırken veya yeni bir şey öğrenirken müzik dinlemeyi ya da kendi kendilerine mırıldanmayı, elleri ve ayaklarıyla ritm tutmayı severler. (Besteci, orkestra şefi, dansçı, müzisyen, müzik terapisti, müzik öğretmeni, şarkı sözü yazarı, ses mühendisi)

    •İçsel Zeka: Kişinin kendisi hakkında düşünebilmesi ve kendini anlayabilmesi.
    Bu zeka, kısaca kişinin kendini tanıyabilme yeteneğidir. Sosyal zekanın kişiye döndürülmüş halidir. Bu kişiler kendi duygularını, motivasyonlarını, güçlü ve zayıf yanlarını anlayabilme yeteneğine sahiptirler. Kendilerini öyle iyi tanırlar ki, kişisel hedeflerine ulaşabilmek için kendi kendine disipline edebilirler. Kendi kendilerini motive edebilirler, duygu ve düşüncelerini gözden geçirebilir ve etkin bir şekilde kontrol edebilirler. Kendi başlarına çalışmayı tercih ederler, gözlem yaparak ve dinleyerek iyi öğrenirler. Tek başlarına oynayabilecekleri oyunları ya da sporları tercih ederler. Kendi duygu ve ruh hallerine karşı hassastırlar. (Girişimci, danışman, yaratıcı yazar, psikolog, araştırmacı yazar,)

    •Sosyal zeka: Diğer insanların ruh hallerini, duygularını, motivasyonlarını ve hareketlerini anlayabilme, yorumlayabilme ve cevap verebilme.
    İyi iletişim becerileri ve başkalarının duygularına karşı empati kurabilme yeteneğidir. Kişiler arasındaki farklılıkları doğal karşılarlar ve etraflarındaki kişilerle kolaylıkla çok güzel arkadaşlıklar geliştirirler. Sosyal ortamların doğal liderleridirler. (Öğretmen, psikolog, danışman, hemşire, politikacı, halkla ilişkiler uzmanı, resepsiyonist, sekreter, toplum liderleri, sosyal hizmetler uzmanı)

    •Bedensel zeka: Vücudu kullanabilme ve kendisini vücudunu kullanarak ifade edebilme.
    Bilgiyi vücutlarındaki hislerle işlerler. Hareket etmeyi, kişilerle konuşurken onlara dokunmayı, jest ve mimiklerini kullanmayı severler. Her türlü sporu ve fiziksel aktiviteleri severler. Genellikle kendilerini dans ederek ifade ederler. (Akrobat, dansçı, oyuncu, marangoz, koreograf, teknisyen, heykeltıraş, cerrah, beden eğitimi öğretmeni)

    BAŞKA ZEKALAR DA VAR MI?

    1983 yılında yazdığı "Frames of Mind" kitabıyla 7 değişik zeka alanı tanımlayan Gardner, 1999'da yazdığı "Intelligence Reframed" adlı kitabında, 2 zeka alanını daha ekliyor: Doğasal (Naturalistic) zeka ve varlıkla ilgili (Existential) zeka. Doğasal zeka bitkileri, hayvanları ve doğal çevredeki diğer parçaları (taşlar, ağaçlar, bulutlar gibi) tanımlayabilme ve sınıflandırabilme yeteneğidir. Dış dünyayla güçlü bağları bulunan, açık hava sporları yapmayı seven insanlardır. Biyoloji, astronomi, meteoroloji ve zoolojiyle ilgilenirler. Soyu tükenmekte olan türleri araştırmaktan zevk alırlar. Varlıkla ilgili (varoluşçu) zeka ise var olmak, ölüm ve gerçeklikle ilgili düşünmeyi, sorgulamayı seven insanlardır. Dünyanın yüzyıllar önce neye benzediğini, başka bir gezegende hayat olup olmadığını, ölümden sonra yaşamın olup olmayacağını, başka bir boyutun olup olmadığını düşünen, araştıran insanlardır.

    BENİM ZEKA TİPİM HANGİSİ?

    Kişinin kendisini ve çevresini tanıması, etrafında gelişen olayları daha farklı bakış açılarıyla değerlendirebilmesi açısından; kendisinde ve etrafındaki kişilerde daha baskın bulunan farklı zeka alanlarını, öğrenme stillerini, kişilik özelliklerini bilmesi önemlidir. Çoklu zeka için,"IQ" testleri gibi farklı kültürlere göre adapte edilmiş resmi bir ölçek yoktur. Aslında Gardner'a göre büyük bir ölçek geliştirmemek gerekir. Çünkü bu tip ölçeklerin sonuçları bazen fazlasıyla ciddiye alınabiliyor ve insanlar 'dilsel zekası'yüksek, 'bedensel zekası düşük' gibi etiketle sınıflandırabiliyorlar. Zeka alanlarımızın sürekli gelişebileceğini göz ardı edersek kapasitemizi kısıtlarız."Benim sözel zekam yüksek, matematik zekam yok" deyip farklı zeka alanlarımızı tanımaktan kendimizi alıkoyarsak kendimize sınırlar belirlemiş ve kaynaklarımızı kullanmayı baştan reddederek gelişimimizi engellemiş oluruz. Tek çeşit besinle beslenmemiz vücudumuzu nasıl olumsuz etkilerse, zihnimizi tek yolla kullanmayı seçmemiz zihinsel gelişimimizi o denli kötü etkileyecektir.

    Her zeka alanında baskın olan özelliklere baktığımızda bizde her birinin ne oranda gelişmiş olduğunu kendi kendimize keşfedebiliriz. Zeka alanlarımızı keşfederek, neden bazı derslerde daha zor öğrendiğimizi anlayarak, buna göre kendimize uygun öğrenim teknikleri geliştirebiliriz. Örneğin görsel zeka alanı güçlü, resim ve şekiller yoluyla düşünen bir öğrenci, matematik gibi soyut bir dersi öğrenirken problemleri şekiller ile çözerse ona zor gelen matematik dersi daha zevkli hale gelir. Alan ve meslek seçerken kendimizde gelişmiş olan ve geliştirmemiz gereken alanları belirlememiz gerekir. Çoklu zeka kuramına göre; bütün çocukların farklı becerileri, gizli güçleri vardır ve aldıkları eğitim ile bunları bulup geliştirmelilerdir. Öğrenciler olarak kendi zeka potansiyellerimizi, becerilerimizi daha geniş bir bakış açısıyla düşünmeli ve kendimizi tek bir zeka bölümü ile etiketleyip sınıflandırmamalıyız.

    Yaşam tek tip etkinliklerle sınıflandırılmayacak kadar zenginliklerle doludur. Gelişmesini istediğiniz zeka alanlarımız için çaba harcamamız bize hayatımızı daha dolu yaşatacaktır. İçinde bulunduğunuz eğitim sisteminin zeka alanı olarak kendinizi ait hissetmediğiniz şekilde ve tek tip sınıflandırdığını düşünüyor olabilirsiniz. Önemli olan bizim kendimizi bireysel farklılıklarımızla ele almamız ve kendi gelişimimizden en başta sorumlu olmamızdır.


    Alıntı
     

Bu Sayfayı Paylaş