Adana Hakkında bilgiler

'Akdeniz Bölgesi' forumunda Özgür tarafından 12 Ara 2009 tarihinde açılan konu

Konu etiketleri:
  1. Özgür

    Özgür Administrator Site Yetkilisi

    Adana Hakkında Bilgiler COĞRAFİ YAPISI
    Adana Seyhan nehrinin her iki yakasında kurulmuş bir kenttir. Toplam yüzölçümü 14.030 km2'dir. İl merkezi denizden 23 metre yüksekliktedir. Adana, 350-380 enlem ve 340-360 boylam arasındadır. İlin Akdeniz'de yaklaşık olarak 160 km kıyısı bulunmaktadır.

    İlin toprakları, güneyden kuzeye gidildikçe yükselmekte ve Toroslara ulaşınca 2500 metreye kadar çıkmaktadır.700 - 800 metreye kadar iklim koşulu nedeniyle bodur ağaçlardan oluşan maki örtüsü hakimdir.800 metreden yükseklerde meşe ve sedir gibi ağaç türleri görülür. Adana topraklarının % 27'si ova, % 24'ü eşik alan, % 49'u ise dağlık alanlardır.

    İlin kuzeybatı, kuzey ve kuzeydoğu kısımları Orta Toros dağ sırası ile çevrilmiştir. Orta Toros dağları üzerinde üç ayrı dağ sırası bulunmaktadır.

    * Bolkar Dağları * Aladağları

    * Tahtalı Dağları
    KÜLTÜREL YAPI
    Bir toplumun maddi ve manevi değerlerinin birikimi, o toplumun kültürünü meydana getirir. Bir çok iç ve dış etkenlerin yarattığı sentez, toplumun belli bir dönemdeki kültürünü belirler. Verimli topraklar ve coğrafi konumu nedeni ile tarih öncesi çağlardan başlayarak değişik ulusların akınına uğramış bölgede Çukurova kültürünü bu uygarlıklardan parça parça briktirilmiş taşlarla oluşturulmuş bir yapı olarak tanımlamak da mümkündür. Bu kültür sentezini oluşturan etkenler içinde Hitit kültürü ağırlıklı bir yer tutmakla birlikte, diğer ulusların verdiği katkılarla da tarih boyunca zenginleşmiştir. Burada hüküm sürmüş 10 medeniyetin etkileri Adana'nın kültür yaşamında, hala görülmekte ve hissedilmektedir. Adana ve Çukurova kültürünü önemli şekilde etkileyen gruplar özellikle göçebe, Türkmen ve yörük aşiretleridir. 7 - 11.yy. arası Bizanslılar, Araplar ve aradaki küçük bir çok siyasi toplulukların kültür etkileri altında gelişen Anadolu, 11.yy. dan itibaren tamamen Selçuklu kültürü etkisi altına girmiştir. Selçukluların ve onları takiben beylik devrinin etkileri Çukurova'da çok belirgindir. Beylik devrine damgasını vuran Ramazanoğlu Beyliğinin zengin kültür varlıkları bugün de hala görülmektedir. Beylikler sonrası Osmanlı devrinden kalma yazılı kaynaklar (Şeri/mahkeme Sicilleri veya Ziya Paşa devri kayıtları) zamanın gelişimine ışık tutmaktadır.Ovadan çok Toroslarda yerleşen Türk (Yörük, Türkmen) aşiretleri uzun yüzyıllar dış etkenlere kapalı kalmış ve en az 10-15 asırlık Türk Müslüman kültürünü pek fazla değişmeden muhafaza etmeyi başarmışlardır. Adana'nın daha ovalık kesimlere yerleşmesi 19.yy. (Osmanlı devrine, Cevdet ve Derviş Paşalar dönemine ) rastlamaktadır. Özellikle 19.ve 20. yüzyıllarda Adana ovasında yerleşimin artmasıyla tarımda ve sanayileşmede büyük atılımların olması, yörenin kültüründe büyük değişiklikler yaratmıştır. Ayrıca yörede yayla, deniz ve ova kültürünün de karışımı ile yeni bir kent kültürü meydana gelmiştir.

    ..:: ÇEŞİTLİ KÜLTÜRLERİN YÖREDE BIRAKTIĞI İZLER ::..
    Adana'da çeşitli uygarlıklara ait toplam 65 adet büyük boyutlu sit alanı bulunmaktadır. Bu sit alanları içinde Kozan merkez ve Seyhan ilçe merkezi gibi kentsel sitler, Misis, Magarsus, Anavarza gibi arkeolojik sitler, Ağyatan, Akyatan, Yumurtalık Lagünü gibi doğal sitler, ayrıca anıtsal nitelikli kültür varlıkları da bulunmaktadır. Bunlar Misis ve Adana Taşköprüsü, Ulucami, Arasta, han-hamam gibi dini, askeri ve resmi yapılardır.


    ..:: TİYATROLAR ::..
    Adana'da ilk tiyatro 1880 yılında şair Ziya Paşa'nın Adana Valiliği sırasında kurulmuştur. Adana Büyükşehir Belediyesi binası içinde bulunan Şehir Tiyatrosu 1926-1938 yılları arasında Belediye Başkanlığı yapmış olan Turhan Cemal Beriker tarafından halkevi olarak yapılmıştır. 1941-1948 yıllarında Halkevi Başkanı Gazeteci Nihat Oral, bu konuda ileri bir adım atmış ve tiyatronun gençlik kolunu kurmuştur. Tiyatro ara ara açılıp kapanmış, bu gün hala çalışmalarına devam etmektedir. Ayrıca Hacı Ömer Sabancı Kültür Sitesi'nde Kültür Bakanlığı'na bağlı olarak çalışmalarını sürdüren Devlet Tiyatrosu bulunmaktadır.

    Galeri 1978 tarihinde hizmete girmiştir. 1981 yılında Hacı Ömer Sabancı Kültür Merkezine taşınmıştır. Galerinin amacı, topluma plastik sanat zevkini yaymak ve geliştirmek, sanatçılara eserlerini sergileme kolaylığı sağlamak, dünyadaki plastik sanat eserlerini tanıtmak ve sevdirmektir

    ..:: ÇUKUROVA DEVLET SENFONİ ORKESTRASI ::..
    Kültür Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü'ne bağlı olarak 1990 yılında kurulmuştur. 5 Ocak 1991 yılında ilk konserini vermiştir.

    Konserlerinde yerli ve yabancı birçok şef ve solist sanatçıyı konuk etmekte, ayrıca yurtiçi ve yurtdışında konserler vermektedir.

    ..:: ALTIN KOZA KÜLTÜR VE SANAT FESTİVALİ ::..
    1969 yılında günümüze kadar devam eden bu gelenek etkinliğini gittikçe artırarak Adana'nın ismini duyuran önemli bir sanat olayı haline gelmiştir.

    Türk sinemasının gelişmesinde de önemli katkıları olmaktadır.


    ..:: HALK EDEBİYATI VE AŞIKLAR GELENEĞİ ::..
    Çukurova'da, halk edebiyatı ve aşıklar geleneği yüzyıllardan beri sürmektedir. Bu konu ile ilgili yapılan araştırmalarda birçok masal, efsane, fıkra, ağıt v.b. derlenmiştir. Bunlardan en iyi korunanı aşıklık geleneğidir. Adana'da aşıklar, sazlı (telden), sazsız (dilden) olmak üzere iki gruba ayrılır. Karacaoğlan, Dadaloğlu aşıkların en ünlülerindendir. Bunların dışında yörede Aşık Yusuf - Deli Boran - Feymani - Osman Eyyubi - Aşık Abdullah - Gündeşlioğlu - Ülbeylioğlu - Kara Osman - Kul Halil - Kul Seydi Üçgözoğlu - Aşık Karalı - Hacı Karakılçık - Abdulvahab Kocaman - Aşık Fidani - Aık Ömer - Aşık Ali - Aşık Hüseyin - Derdiçek ve İnce Arap gibi birçok aşık yetişmiştir. Kadın halk şairleri de bulunmaktadır. Bunların en ünlüleri; Durdu - Nazlı Gelin - Sinem Kız - Hasibe Hatun ve Hasibe Ramazonoğlu'dur.


    ..:: GELENEKSEL EL SANATLARI ::..
    Yörede teknoloji ne kadar gelişmiş olsa da yerel olarak el sanatları önemini korumaktadır.

    Özellikle kırsal kesimde daha yaygın.

    Yetkililer geleneksel el sanatlarını geliştirmek için gayret göstermekte, bir çok yerde kooperatif yoluyla bu çalışmaları desteklemektedir.

    En fazla yapılan el sanatları halı, kilim, çul, çuval, heybe, seren ve benzerleridir.

    ..:: KÜLTÜREL DOKUYA KATKIDA BULUNANLAR ::..
    Şair, Yazar, Ozan, Aşık, Bestekar, Eleştirmen ve Gazeteciler;

    Nedim Adanalı - Şadan Adanalı - Ahmet Akata - Aytaç Arman - İrfan Atasoy Halil Atılgan - Erol Büyükburç - Mustafa Ceylanlı - Etem Çalışkan - Nurhan Damcıoğlu - Mahmut Dinle - Perihan Doygun - Yılmaz Duru - Coşkun Erdal - Fatih Erenler - Yusuf Erkişi - Can Etili - Nazife Güleryüz - Salih Güney - Hattat Hacı - Mahmut Hekimoğlu - Hüseyin İleri - Celal İnce - Bilal inci - Suna Kan - Gani Karaca - Demir Karahan - Abdurrahman Keskiner - Arif Keskiner - Ercan Kont - Yılmaz Köksal - Barış Manço - Sadettin Öktenay - Hasan Özel - Hasan Özçivi - Ali Habib Özgentürk - İsmail Polat - Mustafa Sağyaşar - Suavi Soney - Erkan Sürmen - Ali Şen - Şener Şen - Necmi Şenel - Güven Şengil - Ali Şenozan - Aziz Şenses - Ferdi Tayfur - Faruk Tınaz - Tolgahan - Danyal Topatan - Seyhan Tütün - Abdurrahman Yağdıran - Meral Zeren - Feridun Düzağaç.


    Sinema, Tiyatro Sanatçıları, Müzisyenler, Ressam ve Hattatlar;

    ..:: BİLİM ALANINDAKİ ÜNLÜLER ::..
    Prof. Dr. Şükrü Halûk Akalın - Abdullah Sisi - Abdurrahman Efendi - Remzi Oğuz Arık - İbrahim Ağah Çubukçu - Hamza Eroğlu - Ahmet Ramazanoğlu - Ali Sevim.
    KÜTÜPHANELER
    ..:: HACI ÖMER SABANCI KÜLTÜR MERKEZİ::..
    Adana İl Halk Kütüphanesi Şeyh ve Ramazanoğlu Kitaplıklarının 1923 yılında birleşmesiyle kurulmuştur.
    Ulucami Kütüphanesi'ndeki kısmen el yazması kitaplara ek olarak diğer vakıf kurumlarındaki kitapların toplanmasıyla Ramazanoğlu Kütüphanesi adı altında hizmete girmiştir.
    İl Halk Kütüphanesi'nin Kültür Sitesi'ndeki bugünkü modern binasına geçişi 5 Ocak 1976 tarihinde olmuştur.
    Kütüphanede okuyucular için danışma, süreli yayınlar okuma salonu, kitap okuma salonları, ödünç verme ve çocuk bölümleri bulunmaktadır.
    Adana İl Halk Kütüphanesi'nin, çeşitli nedenlerle kütüphaneye gelemeyen okuyuculara hizmet götürmekle görevli bir de Gezici Kütüphanesi vardır.

    ..:: HACI MEHMET SABANCI ÇOCUK KÜTÜPHANESİ ::..
    Yavuzlar Mahallesi'nde H. Ömer Sabancı Vakfı tarafından yapılan iki katlı binada hizmet vermektedir.

    ..:: 100. YIL ÇOCUK KÜTÜPHANESİ ::..
    İncirlik kasabasında 1981 yılında açılan belediye tarafından tahsis edilen binasında hizmet vermektedir.
    Dokuz ilçede de halk ve çocuk kütüphaneleri bulunmaktadır;
    Ceyhan, Feke, İmamoğlu, Karaisalı, Kozan, Karacaoğlan Halk Kütüphanesi, Kirmitli, Pozantı, Tufanbeyli, Yumurtalık.
    ..:: DEVLET GÜZEL SANATLAR GALERİSİ ::..
    Devlet Güzel Sanatlar Galerisi 1978 tarihinde hizmete girmiştir. Galeri Adana Kültür Sitesi'ndeki yeni binasına 1981 yılında taşınmıştır.

    ANTİK KENTLER
    ..:: KARATAŞ MAGARSUS ANTİK KENTİ ::..

    Efsaneye göre Misisli Mapsos Kilikya'ya dönerken, Truva'da önce savaştığı, sonra arkadaş olduğu Yunanlı Anflakos'u beraberinde getirir. İkisi beraberce Magarsus ve Mallos kentlerini kurarlar. Anflakos bir müddet Magarsos'u yönettikten sonra bölgeye tek başına hakim olmak üzere Mapsos'un arkasından entrikalar yapmaya başlar. Bunun üzerine Mapsos ve Anflakos, Magarsus amfi tiyatrosunda birbiriyle savaşa tutuşurlar. 3 ay süren savaş Anflakos'un ölümüyle sonlan>r. Ancak Mapsos da aldığı yaralar yüzünden iyi olamaz, bir müddet sonra dinlenmeye çekildiği Mallos'da ölür. Efsanenin kuruluşunu böyle anlattığı Magarsus, Adana'nın Karataş ilçesinin 5 km batısında bulunan antik bir kenttir. Efsanede konusu geçen amfitiyatro, günümüzde üstü hafif örtülü biçimde ama sapasağlam denizi seyretmeye devam etmektedir. MÖ 1000 yıllarında, Klikya'nın en önemli limanlarından biri haline gelen Magarsus'da ayrıca Athena Tapınağı bulunmaktadır. Pers imparatoru Dara ile issos'da karşılaşmadan önce iskender'in bu kente gelip Athena Tapınağı'nda kurbanlar kestiği, tarihçisi Aryannus tarafından kaydedilmiştir (MÖ 300 civarı). Denizin karaya girerek oluşturduğu Akyatan Gölü ile Akdeniz arasında kurulmuş kentten geriye surlar, St.Nicola Kilisesi, hamam ve sarnıçlar kalmıştır. Bölge incelendiğinde Magarsus Antik Kenti'nin, bugünkü Karataş ile Küçük Karataş arasında yayılmış, çok geniş bir kent olduğu anlaşılır. Ancak çok sayıda yapı, hala toprak altındadır.

    ..:: MALLOS ANTİK KENTİ ::..

    Kayıp kent olarak bilinen Mallos hakkındaki bilgileri tarihi kayıtlarda bulabiliyoruz. Tarihçisi Aryannus'a göre iskender, Magarsos'daki Athena Tapınağı'nda kurbanlar kestikten sonra Mallos'a gelmiş ve Ceyhan Nehri'ni buradan geçmiştir. Yunanlı Coğrafyacı Vutras ise Mallos'u, Ceyhan Nehri kıyısında, Tarsus'a 63 km. mesafede diye tarif etmektedir. Bugün ayakta kalmış tek bir yapısının olmadığı Mallos, tahminlere göre, Adana'nın Kızıltahta Köyü yanında, Akdeğirmen mevkiindedir. Bu yörede bulunan nehir içindeki yapıların ise ancak ortaçağa kadar ayakta kalabilen 9 gözlü bir Roma Köprüsüne ait olduğu biliniyor. Heredot tarafından Mapsos ve Anflakos'un kurduğu bildirilen Mallos'daki bu köprü, Çukurova'nın ikizleri olarak bilinen Taşköprü ve Misis Köprüsü'nün üçüzü olarak tarihe karışmış görülüyor.

    ..:: AYAS (AEGEA) ANTİK KENTİ::..

    Sağlık Tanrısı Aesculap'in kızı Haegea'nin (Hijyen) adını taşıyan antik kent, Adana'nın Yumurtalık ilçesindedir.


    Aesculap'in torunu olduğu efsane edilen, modern tıbbın kurucusu Hipokrat'ın Anadolu'da dedesi anısına hastahaneler kurduğunu ve adına Aesculapion (Eskulapyon) dediğini biliyoruz.

    İşte bütün Anadolu'da 7 adet olan Aeskulapionlar'ın, en önemlilerinden bir tanesi Ayas Antik Kenti'ndedir. Bu yüzden Helenistik dönemde kente Aesculap'in kızı Haegea'nın adı verilmiştir.

    Kent Tarsus Limanı'nın, Berdan Çayı'nın getirdiği alüvyonlarla dolması sonucu önem kazanmış, başta Venedikliler olmak üzere birçok tüccar gemicinin uğrak yeri olmuştur.

    ..:: MİSİS (MAPSOSHESTIA) ANTİK KENTİ ::..
    Asitavanda'nın kitabesinde Adana ile beraber ismi geçen Misis'in tarihi, Hititler'e kadar uzanmaktadır. Ünlü tarihçi Heredot'dan öğrendiğimize göre, Truva Savaşı'na katılan Klikyalı kahraman Mapsos, savaş'ın bitiminde Çukurova'ya dönerek Misis'i baştan başa onartmıştır (MÖ 1182). Bu yüzden Hititler'in Pahru dediği kente bundan sonra Mapsoshestia (Mapsos'un yurdu) denmeye başlanmıştır. Araplar döneminde kente Misis adı verilmiştir. Bugünkü adı Yakapınar'dır. Adana'ya 27 km mesafede olan antik kentin bugün ayakta kalan en önemli eserleri Misis Köprüsü ile bir Bizans kilisesine ait olduğu sanılan mozaiklerdir.
    ..:: ANAVARZA ANTİK KENTİ ::..
    Adana'ya 60 km mesafede, Ceyhan-Kadirli yolunun 20. kilometresinden doğuya dönerek varılan Dilekkaya köyündedir.

    Köyün girişinde bulunan antik kapı ile beraber 7 ayrı kapıyla girilen kent, uzun surlarla çevrilidir.

    Anavarza'nın, MÖ 19 yy. da Asurlular'la başlayan ve MS 14 yy. a kadar devam eden bir tarihi vardır.

    Kentin en dikkat çekici eserleri, doğu sınırlarını bir duvar gibi kapatan, 150 m. yüksekliğindeki tepenin üzerindeki kale ve surların en ihtişamlı kapısı "Zafer Kapısı" dır.

    ..:: ŞAR ANTİK KENTİ ::..

    Şar Antik Kenti için "Barış'ın Doğduğu Kent" ismini de verebiliriz. Bu ismi vermemiz tarihin ilk yazılı antlaşması olan (MÖ 1280) Kadeş Antlaşması'nın oluşmasındaki rolü nedeniyledir. O yıllarda Hitit imparatorluğu, birçok krallığın bir araya gelmesiyle oluşan federatif bir yapıya sahipti. Adana ve yöresinde hüküm süren Kizuwatna krallığı da bu federal krallıklardan biriydi. Rahipler tarafından yönetilen Kizuwatna, askeri gücü olmamasına rağmen mistik gücü nedeniyle Hitit imparatorluğu içinde önemli bir yere sahipti. Bu yüzden Hitit kral ve prensleri Kizuwatnalı kızlar ile evlenerek kendilerine güç katarlardı. 2. Ramses'in başında bulunduğu Mısır ile, Muvattalli'nin başında bulunduğu Hitit, birbirleriyle Kadeş Savaşlarını yaparken, Muvattalli'nin kardeşi Hattuşil de Kizuwatna'nın başşehri ½ar-Comana kentinin kızlarından Pudu-Hepa ile evlenmişti.
    YÖRESEL YİYECEKLER
    Adana yöresinin zengin bir mutfağı bulunmaktadır. Mutfağın bu kadar zengin olmasının nedeni çeşitli kültürlerin etkisinde kalmasıdır. Adana yemeklerinin en büyük özelliği un, bulgur, et ve çeşitli baharatların kullanılmasıdır. Aynı zamanda süt, yoğurt, peynir ve çökelek de bol miktarda kullanılmaktadır. Adana kebabı çok ünlüdür. Bunun yanında bol yeşillik, ezme, salata yenir ve mevsimine göre ayran veya yöreye özgü şalgam suyu içilir. Kesme ya da hamur çorbası, yüzük çorbası, düğün çorbası, sebze yemeklerinden süllüm, mercimekli ıspanak başı, kabak çintmesi, bulgur yemeklerinden ekşili topalak, sarmısaklı köfte, içli köfte, sakatat dolması, kebaplardan Adana kebabı, çingene kebabı, içeceklerden şalgam veya meyan kökü, tatlılardan karakuş tatlısı, taş kadayıfı ve halka tatlısı Adana mutfağının özgün yemeklerindendir.


    ..:: ADANA MUTFAĞI'NDAN YEMEK TARİFLERİ ::..
    Ispanaklı veya Etli Kömbe

    Malzemeler:

    4 kg. un
    1 su bardağı yağ
    1 tatlı kaşığı maya
    2 kg. ıspanak veya 1 kg. kıyma
    1 çay kaşığı susam
    yeterince tuz ve su
    5 baş kuru soğan
    2 çorba kaşığı salça
    Hazırlanışı:

    Ortası açılan un tuz ve su eklenerek hamurhaline getirilir. Mayalanması için 1-2 saat bekletilir. Mayalanan hamur beş eşit parçaya bölünerek bezi yapılır. Büyükçe bir tepsinin içi bir çay bardağı yağla iyice yağlanır. Beziler tepsinin çapına göre açılarak tepsiye yayılır. Soğan ıspanak ve salçadan hazırlanan iç koyularak dört kat yapılır. Başka bir kapta susam, 1 bardak un ve 1 bardak su karıştırılarak bulamaç yapılır, hazırlanan bulamaç tepsideki hamurun üzerine sürülür. En üste bir su bardağı yağ dökülür. Baklava dilimi şeklinde dilimlenen yemek fırında pişirilir.

    ..:: ÇİNGENE KEBABI ::..
    Çingene Kebabı

    Malzemeler:

    1/2 kg. patlıcan
    1 kg. domates
    2 baş soğan
    4-5 yeşil biber
    1/2 demet maydanoz
    yeterince tuz ve sumak

    Hazırlanışı:

    Patlıcan ve domatesler şişlenerek közde pişirilir. Piştikten sonra kabukları soyulur ve dilimlenerek tepsiye dizilir. Diğer tarafta ise kuru soğan halka halka doğranarak tuz ve sumakla ovalanır, sonra içine doğranmış maydanoz konur ve tekrar karıştırılır. Bu karışım kızgın yağda kavrularak domates ve patlıcanın üzerine dökülür. Hazırlanan tepsinin üzeri hava almayacak şekilde örtülüp mangalda yarım saat daha pişirilir. Sıcak servis yapılır.

    ..:: KARAKUŞ TATLISI ::..
    Karakuş Tatlısı

    Malzemeler:

    1/2 kg. irmik
    1 bardak şeker
    2 bardak süt
    1 adet limon kabuğu rendesi
    1 adet yumurta
    Yeterince un
    1/2 kg. ceviz içi

    Şurup için:

    6 bardak şeker-5 bardak su, 1/2 adet limon

    Hazırlanışı:

    Bir gece önceden irmik ılık süt ile ıslatılır, üzerine yağ ve yumurta eklenerek yoğrulur. Kulak memesi yumuşaklığına gelinceye kadar üzerine un serpilir. Hazırlanan hamur 8 eşit parçaya bölünür ve üzerine nemli bez örtülerek dinlendirilir. Bezeler tek tek üzerine un serpilerek açılır. Açılan yufkaya dövülmüş ceviz içi ve limon rendesi serpilir. Tekrar oklavaya sarılarak rulo haline getirilir ve baklava dilimi halinde kesilir. Diğer taraftan şurup malzemeleri kaynatılarak soğutulur. Kesilen karakuşlar ise bol yağda kızarıncaya kadar pişirilerek şerbetin içine atılır. Bastırılarak şurubu emmesi sağlanır. Bu tatlı yapılırken iki ayrı tava kullanılmalıdır. Her kızartmadan sonra yağ süzülmelidir.

    ..:: ADANA KEBABI ::..
    Hazırlanışı:

    Kıymayı bir kaba koyun, Soğanı soyduktan sonra ince ince dilimleyip kıyma, toz acı biber, pulbiber, kimyon ve tuz ile beraber yoğrup 10 dakika dinlendirin.Izgarayı önceden yakarak hazırlayın.Şişleri yağladıktan sonra, kıymayı 8 veya 10 porsiyona bölüp, her birini uzunlamasına sucuk gibi şişlere dizerek ızgara edin.Yikanmis Domatesleri ve biberleri temizleyip ikiye bolun, ızgaranın kenarlarına dizin.Bir yandanda pideleride kızartın. Kebapları maydanoz ile pide içinde servis yapın.

    Malzemeler:

    500 gr Kıyma
    1 Ortaboy Soğan
    4 Ortaboy Domates
    1 Demet Maydanoz
    1 çay kaşığı pulbiber
    1 çay kaşığı acı toz biber
    1 çay kşığı kimyon
    8 adet uzun çarliston biber,istenilen miktarda pide ve yassi şiş lazim olacak.


    ..:: İÇLİ KÖFTE ::..
    Hazırlanışı: (6 Kişilik) Dış için;

    1 kg bulgur - 1 bardak irmik - 2 bardak un 2 yumurta - 250 gr. siyah dövme kıyma

    İçi için;

    1 kg. yağsız kıyma - 750 gr. kuru soğan - Yarım paket margarin - 1 yemek kaşığı salça - 1 tatlı kaşığı karabiber - Kimyon - İsteğe göre toz biber
    İçinin Yapılışı :

    Kıyma, 1 bardak su ile biraz pişirililir. Suyunu çekince ince ince kıyılmış soğanlar ve yarım paket margarin ilave edilir. Soğanlar sararıncaya kadar pişirilir. Salça, karabiber, kimyon ilave edilir. Soğutulmaya alınır (donması lazım).

    Dışının Yapılışı:

    Bütün malzemeler bir kapta yoğrulur. Yoğrulan malzemeden cevizden büyük parçalar elde edilir. Ve her pir parça yuvarlanır, yuvarlağın ortası parmak yardımıyla oyularak, hazırlanan harç içine konulur. (Tüm maharet, köfteyi incecik açabilmektedir.) Tamamı doldurulduktan sonra, kaynamış tuzlu suda haşlayarak pişirilir, afiyetle yenir.
     

Bu Sayfayı Paylaş