Afyon Müzik Kültürü

'Ege Bölgesi' forumunda sha. tarafından 12 Ara 2009 tarihinde açılan konu

Konu etiketleri:
  1. sha.

    sha. ..daha çirkin, daha huysuz

    TÜRKÜ
    “Karakoyun, Yaşar, Serenler, Karahisar Kalesi” meşhur Afyonkarahisar türküleridir. Hemen hemen bütün türkülerimizin bir hikâyesi vardır.

    Karakoyun Türküsü
    Bir yörük çobanı, Sandıklı’nın Kumalar Dağı’nda sürüsünü güderken beş hırsız gelerek Çobanın elini, kolunu bağlarlar ve sürüyü toplayıp kaçırmak isterler. Fakat sürüyü bir türlü yürütemezler. Buna sinirlenen hırsızlar Çobanı sıkıştırmaya ve işkenceye başlarlar. Çoban da “Benim sürüm kavalsız kalkmaz. Ellerimizi ve kollarımı çözün, sürüyü yürüteyim.” der. Hırsızlar çobanın bu teklifini kabul ederek elini kolunu çözerler. Çoban, kavalını çalar çalmaz sürü hemen yürümeye başlar. Ta uzaklardaki çadırda kaval sesini duyan yörük beyinin kızı, sürüye hırsız geldi diye telâşla bağırmaya başlar. Yörükler hayret ve telâşla toplanarak kaval sesi gelen yere koşuşurlar. Karşıdan yörüklerin üstlerine doğru geldiğini gören hırsızlar sürüyü bırakarak kaçarlar. Bu olay oba içinde hayret uyandırır. Kızın kaval sesinden çıkardığı anlam, birçok dedikodulara da yol açar. Kızla çobanın seviştikleri sonucuna varılır. Obanın dedikoduları ve kızının adının çekiştirilmesine üzülen Yörük Beyi, birgün çoban, kaval çalarken “Kavalın sesi keskin, kızı bununla mı ayarttın.” der. Çoban da “Ben koyunlarımı bile bununla idare ederim. Susamış sürülerimi suyun başında bekletirim.” deyince; ihtiyar Yörük de, “Ben koyunlara üç gün tuz yedireyim de sen sürüyü suyun başında tut bakalım.” der. Çoban buna razı olur. Fakat bütün sürünün itaatından emin olan çoban, bir tek karakoyundan korkmakta ve şüphelenmektedir. Sürüye üç gün hiç su vermeden tuz yalattıktan sonra, dereden akan suya salıverir. Çoban da kavalını çalmaya başlar. Tam koyunlar suyun başına vardıklarında kavalın ahengi değişir. Bütün sürü olduğu gibi yerinde başları yukarıya doğru beklerler. Yalnız karakoyun aşağıya, suya varır. Suyun sahibi ihtiyar Yörük ve bütün oba halkı onu görünce şaşarlar ve birbirlerinin yüzüne bakarlar.

    O sırada Yörük Bey’i çobana “Aşk olsun, fakat karakoyun neden haşarıdır?” diye sorar. Çoban, “Birgün ablama süt sağarken sağdırmak istemedi de elimle onun başına vurmuştum!” deyince, Yörük Beyi “Kızı hakettin ve güveyim oldun.” der.”

    Fakat bu olaylar sırasında karokuyunun kuzusu ölmüştür. Çoban, kuzusunun sesini, anasına verilen tuzdan bilir. Bu ölüme sebep olduğu için içine dert, acı çöker. Acısını ve üzüntüsünü ifade etmek için de bu türküyü yakar.


    Koyunum seni yaylalara çekeyim
    Kınalı taşlara tuzlar dökeyim
    Kuzun öldüyse sana kuzu yakayım
    Ablam sağsın ben karşıdan bakayım

    Karakoyun koyunların benidir
    Akkuzu ile yüreğim yağıdır
    Yerimi sorarsan Kumalar Dağı’dır
    Meleme koyun meleme, vazgeç kuzundan
    Çok analar ayrı düşer kızından

    Koyun seni yaylalarda güdeyim
    Seni alıp da elimle yedeyim
    Kuzun öldü ben Allah’a nedeyim
    Meleme koyun meleme, vazgeç kuzundan
    Çok analar ayrı düşer kızından



    Korkar oldun şu dağların kurdundan
    Koyun geldi kuzu gelmez ardından
    Ben de bıktım bu ananın derdinden
    Ağlama koyun ağlama, vazgeç kuzundan
    Çok analar ayrı düşer kızından
    Ben koyunu güttüm güttüm getirdim
    Ablam sağdı karşısında oturdum
    Nerde kaldı, nerelerde yitirdim
    Ağlama koyun ağlama, vazgeç kuzundan
    Çok analar ayrı düşer kızından

    Karakoyun sana çanlar
    Takayım da ben keyfime bakayım
    Senin için dağı taşı yıkayım
    Meleme koyun meleme, vazgeç kuzundan
    Çok analar ayrı düşer kızından

    Koyunum sana üç gün tuzlar yedirdi, m
    Yedirdim çiğerini ağrılarla bitirdim
    Seni aldım pınarbaşına getirdim
    İçme koyun içme dön geri
    Şimdi sözünü tutmanın yeri

    AF(İ)YON’UN ORTASINDA KALESİ

    Af(i)yon’un ortasında kalesi
    Üzerinde vardır “Kızlar Kulesi”
    Zümrüt gibi yeşillenmiş ovası
    BAĞLANTI -Ay karanlık gece vurdular beni
    Yarin yazmasına sardılar beni

    Galecikten ayva gelir gar gelir
    Gümüş yüzük parmağına dar gelir
    Ben de sandım meyhaneden yar gelir
    Ay karanlık göremedim yolumu
    Bilemedim cerrah kesti golumu
    Bir incecik yol gidiyor Gördes’e
    Ilgıt Ilgıt kanı aktı mor fese
    Nasıl kıydın yeşil gözlü Firdes’e
    Ay karanlık göünmüyor yolumuz
    Üç kardeştik kurban gitti birimiz
    Bir incecik yol gidiyor Yemen’e
    Ilgıt ılgıt kanım aktı çimene
    Öldüğümü duyurmayın anama
    Ay karanlık gece vurdular beni
    Yarin yazmasına sardılar beni




    GIZ SENİN ADIN

    A gız senin adın, (da) Dudu Men men mendili de
    Kim taradı, (da) kimler yudu Yakmış kandili de
    O da güzellerin adı Bulmuş dengini de
    BAĞLANTI - Oğlan men men men men Oğlan men men men men
    Neden de sen, yandım ben Neden de sen, yandım ben
    Ben yanıyorum aman Ben yanıyorum aman


    A gız senin adın (da) Nazik A gız senin adın (da) Hava (Havva)
    Ak kolları (da) tak bilezik Bir öpsen (de) dertlere deva
    Sen orada da (Aman) bize yazık Bunda darılacak va(r )
    BAĞLANTI BAĞLANTI


    Halk Müziği Sazları
    Afyonkarahisar’da geleneksel halk müziğinde kullanılan sazlar davul-zurna, klarnet, kabak kemençe, saz, def ve tahta kaşıktır. Düğünlerde genelde kadın eğlencelerinde bekçi kadınların çaldığı “delbek” adı verilen bir çeşit def kullanılır.

    Bu sazların diğer bölgelerdeki sazlardan pek büyük farkı görülmemektedir.
     

Bu Sayfayı Paylaş