Anne-Babadan Evlada Mektup

'Serbest Kürsü' forumunda zipper tarafından 27 Tem 2013 tarihinde açılan konu

  1. zipper

    zipper quae nocent docent

    [​IMG]

    Ey benim ciğerpâre evladım, ihtiyarladığımı düşündüğün gün (ki o da belli değil) lütfen sabırlı ol ve beni anlamaya çalış...


    Eğer yemek yerken elimde olmadan elim titreyip üstümü kirletirsem, üzerimi değiştirecek kuvvetim yoksa, sabırlı ol. Benim sana bir şeyler öğretmek için seninle alakadar olduğum senelere git, o günleri hatırlamaya çalış.

    Seninle konuşurken, devamlı aynı şeyleri tekrarlıyorsam, sözümü kesme, beni dinle.
    Sen küçükken, uyuyana kadar sana aynı hikâyeyi defalarca tekrar tekrar anlattığım veya okumak mecburiyetinde kaldığım o günleri hatırla.

    Banyo yapmak istemediğimde; beni utandırma veya azarlama. Seni banyoya götürmek için uydurduğum küçük metodlarımı ve pek komik durumlara düştüğüm oyunlarımı hatırla.

    Yeni teknolojiler karşındaki cahilliğimi görürsen, bana zaman tanı ve beni yüzünde alaycı bir gülümsemeyle seyretme.

    Çoğu zamanlarda unutkan olursam yahut konuşmalarımızda ipin ucunu kaçırırsam, lütfen hatırlamam için lazım gelen zamanı bana tanı, eğer yine de hatırlayamazsam, sinirlenme, çünkü asıl mühim olan benim konuşmam değil, senin yanında olabilmem ve senin beni dinliyor olmandır.

    Ben sana zamanında üşenmeden, yorulmadan bir sürü şeyi nasıl yapacağını gösterdim. İyi yemek yemeyi, iyi giyinmeyi, hayatı bütün hakikatleriyle göğüslemeyi.
    Hepsinden de mühimi ebedi hayatını kurtarabilmek için doğru imânı, doğru itikatı...
    Sana verebileceğim en mühim şeyleri esirgemeden cömertçe verdim. Sıra sende... Borcunu öde, demiyorum... Ebedi hayatını daha iyiye götürmen, ziyan olmaman için hatırlatıyorum sadece. Çünkü mani olabilecek düşmanlar o kadar çok ki, ondan dolayı endişelenirim. Bu husustaki korkularımdan dolayı beni kınama... Ne demek istediğimi iyi anla...

    Olur ya eğer bir şey yemek istemezsem, baskı yapma... Ne zaman yemem veya yememem lazım geldiğini gayet iyi bilirim.

    Titrek zayıf bacaklarım, yürümeme izin vermediğinde, bana elini uzat. Tıpkı, benim sana ilk adımlarını atarken verdiğim gibi.

    Ve bir gün artık daha fazla bu fâni alemde kalmak istemediğimi söylediğimde beni yanlış anlama, ölmek istediğimi zannetme, siz yavrularıma yük olmak istemediğimizi, yine de sizin ebedi hayatınızı düşündüğümüzü bilin kâfi. Olur ya hayat arkadaşınla bizim yüzümüzden münakaşa edebilir, bizim yüzümüzden hayata küsebilir, ziyan olursunuz diye endişe ederim. Böyle düşünüyorum diye de kızma. Bir gün anlayacaksın. Yaşımın; zevk alma değil artık idareten yaşama yaşı olduğunu anlamaya çalış.

    Bir gün şunu anlayacaksın: Hatalarıma rağmen hep senin için iyi olanı yapmaya gayret gösterdim ve senin ebedi kurtuluş yolunu hazırlamaya çalıştım.
    Senin yanında olduğumda üzgün, kızgın veya güçsüz hissetme kendini...

    Benim yanımda olduğunda da ben kendimi üzgün, kızgın, kuvvetsiz hiç hissetmeyeceğim inşaallah...

    Bu âhir ömrümde beni tam olmasa da biraz anlamalısın ve bana yardım etmelisin gücün yettiğince... Yürümeme, yememe, içmeme, konuşmama ve hepsinden de mühimi ibadetlerimi tam yapmama yardımcı ol... ve yolumu sabır ile, muhabbet ile bitirmeme de... Benim için yaptıklarını, bir tebessüm ile ve senin için her zaman taşıdığım pek derin bitmez muhabbet ile geri ödeyebilirim ancak.

    Seni karşılıksız sevdim yine de pek çok seviyorum yavrum...
    Ve hep seveceğim...


    Anonim
     
  2. tulin

    tulin New Member

    çok güzelll teşekkürler...
     

Bu Sayfayı Paylaş