Bugun Hangi Şiir Sizi Anlatıyor ?

'Şiirler ve Güzel Sözler' forumunda sha. tarafından 2 Eyl 2009 tarihinde açılan konu

  1. sha.

    sha. ..daha çirkin, daha huysuz

    Konudan da anlaşıldığı üzere her gün 1 şiir ekliyebilirsiniz.​




    Duydum ki Bizi Bırakmaya Azmediyorsun Etme

    Duydum ki bizi bırakmaya azmediyorsun etme
    Başka bir yar başka bir dosta meylediyorsun etme

    Sen yadeller dünyasında ne arıyorsun yabancı
    Hangi hasta gönüllüyü kasdediyorsun etme

    Çalma bizi bizden bizi gitme o ellere doğru
    Çalınmış başkalarına nazar ediyorsun etme

    Ey ay felek harab olmuş alt üst olmuş senin için
    Bizi öyle harab öyle alt üst ediyorsun etme

    Ey makamı var ve yokun üzerinde olan kişi
    Sen varlık sahasını öyle terk ediyorsun etme

    Sen yüz çevirecek olsan ay kapkara olur gamdan
    Ayın da evini yıkmayı kastediyorsun etme

    Bizim dudağımız kurur sen kuruyacak olsan
    Gözlerimizi öyle yaş dolu ediyorsun etme

    Aşıklarla başa çıkacak gücün yoksa eğer
    Aşka öyleyse ne diye hayret ediyorsun etme

    Ey cennetin cehennemin elinde olduğu kişi
    Bize cenneti öyle cehennem ediyorsun etme

    Şekerliğinin içinde zehir zarar vermez bize
    O zehiri o şekerle sen bir ediyorsun etme

    Bizi sevindiriyorsun huzurumuz kaçar öyle
    Huzurumu bozuyorsun sen mavediyorsun etme

    Harama bulaşan gözüm güzelliğinin hırsızı
    Ey hırsızlığa da değen hırsızlık ediyorsun etme

    İsyan et ey arkadaşım söz söyleyecek an değil
    aşkın baygınlığıyla ne meşk ediyorsun etme

    Mevlana Celaleddin Rumi
     
  2. sha.

    sha. ..daha çirkin, daha huysuz

    Ayrılık Otopsisi

    "Yanında Olmasamda Bilki Yalnız Değilsin"
    her ayrılık otopsisinin ilk kesiğidir bu cümle.
    göğüs kafesini kesen boydan boya
    akıtmadan kanı
    "yanyana olmak değil düşünmektir güzel olan"
    ve ikinci neşter darbesi bileklere inerken mavi damarları kesen
    mat olmuş bir ruhun ağır işçiliğini yapar beden
    isyankar duruşunla kaleleri fethettiğini sanarken
    isyanın isyana dönüşür
    ve kum taşıdır fethettiğin her kale
    rüzgarlarda yerle bir
    isyanın kendisi isyandır ki
    fazla bir şey yapmaya gerek bırakmaz..

    dağa çıkmak için önce yolu kullanmak gerekir
    çıktığında ise yolu özlersin
    bitmiştir emeğin..
    kaybolursun olmak istediğin yerde..
    herkes yol özler...
    varılmasını istemeyen adresi ismi şehri olmayan
    sadece yol...
    emektir çünkü gidişler gittiklerine bakmasanda
    emektir sende
    savaşlar duyarsın ölü çocuk bedenleri
    resimler doldurur beynini
    hiçbirşey yapmamanın acısıyla susarsın
    oysa bilemezsin görebilmekte yoldur..
    ateşin düştüğü yeri yaktığı bir hayatta
    ateşi kendine düşürebilmekte yoldur..
    acı gibi tıpkı...sızı gibi...
    çünkü bilirsin
    oturarak dünyayı kurtaran
    sadece yazarak savaşa katılan bir neslin ürünüsün sende..
    hani bir sokak çoçuğundan kağıt mendil alırsın da
    yada bir güvercine yem atarsın
    biraz iyilik katabilmek için benliğine
    küçük avuntulara tutunursun
    tutunamadığın hayatında...

    bir evi ısıtabiliyorsan
    ve ışığa giden yolu olabiliyorsan aç bir beynin
    unutma
    sende varsın...

    unutma.
    Alıntıdır.​
     
  3. sha.

    sha. ..daha çirkin, daha huysuz

    Kördüm… Ve gördüm.
    Ağlak mevsimlerin ısladığı eğreti taşlık manastırın kıyısına çıkartıp
    Asmışsınız içinizden arta kalanları.
    Kendimi t/uzağınızda buldum.
    Uzansam edebi uykulu bir düş(üş) ardınız.
    Ardıma yürütsem hıçkırıkları size sırt çevirmek her adımda çift çelme.
    Hem ne çok sakarım bilirsiniz sizi de yanlışlıkla sevmiştim!​
     
  4. Zuzu

    Zuzu <b> " inatçı zuzu " </b>

    . . .biraz da kendime kırgınım,
    pişman olacağım adımları atarken yüreğime sormadığım için,
    -o, adımlarıma yol çizmeye aday iken-
    sol tarafındakini ihmal edenlerin sözlerine değer verebildiğim için,
    yüreğimin tutunduğu etekleri bırakıp ete kemiğe bürünenlerin ardından bakakaldığım için…

    biraz da kendime kızgınım;
    güneş hırsızlarına, güneşimin yerini söylediğim için,
    sır bildiğimi, sırrıma değer vermeyenlerle paylaştığım için…
     
  5. sha.

    sha. ..daha çirkin, daha huysuz

    ve gün olur giderim kendimden
    dönüş yollarına pusatlanır gözlerim
    kıvılcımlarını saklı tuttuğum bakışlar nazardadır
    kendi gölgemi takip ederim sinsice
    adımlarım kırılgandır / savrulur talan olmuşluğa...​
     
  6. sha.

    sha. ..daha çirkin, daha huysuz

    [​IMG]

    Ölümün gül yüzüyle öpüşürken,
    Beşiğimde cenazeler fidan verdi
    Ki; sana bile soramadım,
    Hangi tohumun günahıydım da
    Koca adamlar
    Çocukluğumun başına fiyat biçip
    Kordonlarına geleceğimi astı.
    Bakma şimdi n'olur
    Savaşların ortasında becerilmiş hüznüme öyle,

    U t a n ı y o r u m.


    Hakan Can ÖZTÜRK​
     
  7. SeaBoy`

    SeaBoy` " ۱۹ ٦ط "

    [​IMG]

    Yüreğim
    Islaktir benim
    Kuytularda ağlamaktan
    Ve hafif uçuktur rengi
    Kurusun diye kaç kez
    Güneşe asılmaktan !

    SUNAY AKIN
     
  8. sha.

    sha. ..daha çirkin, daha huysuz

    Sen ise
    Gençliğini, hep çocukluğunu düşürmüşsün.
    Diyelim gece, diyelim alelacele yalnızsın,
    Diyelim ki oturup beni düşünmüşsün.
    Ağlamışsın gride biraz siyah, biraz beyaz arar gibi.
    Yeşilde mavi yok oysa, sarı hiç yok!
    Beni düşünmüşsün saçlarını akordeonlarla tarar gibi.



    Küçük İskender
     
  9. Küflü Siyah

    Küflü Siyah <b>Siyah İnci'miz (: </b>

    Ben ölürsem akşamüstü ölürüm
    Şehre simsiyah bir kar yağar
    Yollar kalbimle örtülür
    Parmaklarımın arasından
    Gecenin geldiğini görürüm

    Ben ölürsem akşamüstü ölürüm
    Çocuklar sinemaya gider
    Yüzümü bir çiçeğe gömüp
    Ağlamak gibi isterim
    Derinden bir tren geçer

    Ben ölürsem akşamüstü ölürüm
    Alıp başımı gitmek isterim
    Bir akşam bir kente girerim
    Kayısı ağaçları arasından
    Gidip denize bakarım
    Bir tiyatro seyrederim

    Ben ölürsem akşamüstü ölürüm
    Uzaktan bir bulut geçer
    Karanlık bir çocukluk bulutu
    Gerçeküstü bir ressam
    Dünyayı değiştirmeye başlar
    Kuş sesleri, haykırışlar
    Denizin ve kırların
    Rengi birdenbire karışır

    Sana bir şiir getiririm
    Sözler rüyamdan fışkırır
    Dünya bölümlere ayrılır
    Birinde bir pazar sabahı
    Birinde sararmış yapraklar
    Birinde bir adam
    Her şeye yeniden başlar
     
  10. Küflü Siyah

    Küflü Siyah <b>Siyah İnci'miz (: </b>

    an gelir
    paldır küldür yıkılır bulutlar
    gökyüzünde anlaşılmaz bir heybet
    o eski heyecan ölür
    an gelir biter muhabbet
    çalgılar susar heves kalmaz
    şatârâbân ölür

    şarabın gazabından kork
    çünkü fena kırmızıdır
    kan tutar / tutan ölür
    sokaklar kuşatılmış
    karakollar taranır
    yağmurda bir militan ölür

    an gelir
    ömrünün hırsızıdır
    her ölen pişman ölür
    hep yanlış anlaşılmıştır
    hayalleri yasaklanmış
    an gelir şimşek yalar
    masmavi dehşetiyle siyaset meydanını
    direkler çatırdar yalnızlıktan
    sehpada pir sultan ölür

    son umut kırılmıştır
    kaf dağı'nın ardındaki
    ne selam artık ne sabah
    kimseler bilmez nerdeler
    namlı masal sevdalıları
    evvel zaman içinde
    kalbur saman ölür
    kubbelerde uğuldar bâkî
    çeşmelerden akar sinan
    an gelir
    -lâ ilâhe illallah-
    kanunî süleyman ölür

    görünmez bir mezarlıktır zaman
    şairler dolaşır saf saf
    tenhalarında şiir söyleyerek
    kim duysa / korkudan ölür
    -tahrip gücü yüksek-
    saatlı bir bombadır patlar
    an gelir
    attilâ ilhan ölür..
     
  11. Küflü Siyah

    Küflü Siyah <b>Siyah İnci'miz (: </b>

    Geleceğim bekle dedi
    Ben beklemedim o da gelmedi
    ölüm gibi birşeydi
    Ama kimse ölmedi...
     
  12. Küflü Siyah

    Küflü Siyah <b>Siyah İnci'miz (: </b>

    Eski bir Türkçe kitabında
    rastladım sana.
    Sırtın pencereye dönüktü,
    odan kararmak üzereydi,
    usulca öne düşmüştü başın
    yorgun bir düşü taşıyordun omuzlarında.

    Birini bekliyordun,
    kendini bekler gibi...

    Ne zaman aşkın adı geçse
    sen gelirsin aklıma...
    Sırtın pencereye dönük,
    başın öne düşmüş,
    bir inanç titreşir, yaralı, yorgun omuzlarında

    Ne zaman adın geçse
    eski bir Türkce kitabında
    aşk kararmak üzeredir odanda...
     
  13. Küflü Siyah

    Küflü Siyah <b>Siyah İnci'miz (: </b>

    Aysel git başımdan ben sana göre değilim
    Ölümüm birden olacak seziyorum.
    Hem kötüyüm karanlığım biraz çirkinim
    Aysel git başımdan istemiyorum.

    Benim yağmurumda gezinemezsin üşürsün
    Dağıtır gecelerim sarışınlığını
    Uykularımı uyusan nasıl korkarsın,
    hiçbir dakikamı yaşayamazsın.
    Aysel git başımdan ben sana göre değilim.
    Benim için kirletme aydınlığını,
    hem kötüyüm karanlığım biraz çirkinim

    Islığımı denesen hemen düşürürsün,
    gözlerim hızlandırır tenhalığını
    Yanlış şehirlere götürür trenlerim.
    Ya ölmek ustalığını kazanırsın,
    ya korku biriktirmek yetisini.
    Acılarım iyice bol gelir sana,
    sevincim bir türlü tutmaz sevincini.
    Aysel git başımdan ben sana göre değilim.
    Ümitsizliğimi olsun anlasana
    hem kötüyüm, karanlığım biraz, çirkinim.

    Sevindiğim anda sen üzülürsün.
    Sonbahar uğultusu duymamışsın ki
    içinden bir gemi kalkıp gitmemiş,
    uzak yalnızlık limanlarına.
    Aykırı bir yolcuyum dünya geniş,
    Büyük bir kulak çınlıyor içimdeki.
    Çetrefil yolculuğum kesinleşmiş.
    Sakın başka bir şey getirme aklına.
    Aysel git başımdan ben sana göre değilim,
    ölümüm birden olacak seziyorum,
    hem kötüyüm, karanlığım biraz, çirkinim.
    Aysel git başımdan seni seviyorum...

    en sevdiğim..
     
  14. sha.

    sha. ..daha çirkin, daha huysuz

    bitmeyen bir heyecan azad etti doğaya
    rengini karanfilden alan güç.
    Çilek bahçelerinden geçtim, sersefil.
    bir görmek vardı,
    yanık telleriyle koca bir yalnızlığı aydınlatan kemanı.
    bir duymaktan, daha da ürkünç.

    gözlerin için yaşamış bir hayat bırakıyorum eşiğine her sabah.
    gözlerin için yazılmış birkaç balad bırakıyorum eşiğine
    sarhoş bir yıldıza tutunup, onun aydınlığında.
    kulağına tırmanıyor etimden kopmuş son gök cismi.
    yüreğe aşk diyor.
    yüreği aç.
    aşk, paspasın altında.

    Alıntı.
     
  15. SeaBoy`

    SeaBoy` " ۱۹ ٦ط "

    İki rayı gibiyiz
    bir tren yolunun
    yakın olması
    neyi değiştirir
    son istasyonun
     
  16. Küflü Siyah

    Küflü Siyah <b>Siyah İnci'miz (: </b>

    Ben
    senden önce ölmek isterim.
    Gidenin arkasından gelen
    gideni bulacak mı zannediyorsun?
    Ben zannetmiyorum bunu.
    İyisi mi,beni yaktırırsın,
    odanda ocağın üstüne korsun
    içinde bir kavanozun.
    Kavanoz camdan olsun,
    şeffaf, beyaz camdan olsun
    ki içinde beni görebilesin
    Fedakarlığımı anlıyorsun
    vazgeçtim toprak olmaktan,
    vazgeçtim çiçek olmaktan
    senin yanında kalabilmek için.
    Ve toz oluyorum
    yaşıyorum yanında senin.
    Sonra, sen de ölünce
    kavanozuma gelirsin.
    Ve orada beraber yaşarız
    külümün içinde külün
    ta ki bir savruk gelin
    yahut vefasız bir torun
    bizi ordan atana kadar...
    Ama biz
    o zamana kadar
    o kadar
    karışacağız
    ki birbirimize,
    atıldığımız çöplükte bile zerrelerimiz
    yan yana düşecek.
    Toprağa beraber dalacağız.
    Ve bir gün yabani bir çiçek
    bu toprak parçasından nemlenip filizlenirse
    sapında muhakkak
    iki çiçek açacak :
    biri sen
    biri de ben.
    Ben
    daha ölümü düşünmüyorum.
    Ben daha bir çocuk doğuracağım
    Hayat taşıyor içimden.
    Kaynıyor kanım.
    Yaşayacağım, ama ,çok, pek çok,
    ama sen de beraber.
    Ama ölüm de korkutmuyor beni.
    Yalnız pek sevimsiz buluyorum
    bizim cenaze şeklini.
    Ben ölünceye kadar da
    Bu düzelir herhalde.
    Hapisten çıkmak ihtimalin var mı bugünlerde?
    İçimden bir şey :
    belki diyor.
    N.Hikmet
     
  17. sha.

    sha. ..daha çirkin, daha huysuz

    Bu aşkın gelirinin yarısını sağır sultana bağışladım duymazlıktan gelip seni gitsin kulağını açtırsın diğer yarısını sana bıraktım kendine protez aşıklar alırsın...
    -k.iskender-
     
  18. SeaBoy`

    SeaBoy` " ۱۹ ٦ط "

    Her satırı
    Mendireğe dizili karabataklara benzeyen
    Bir mektup bırakarak
    balıkçı koyundan
    sisler icinde uzaklaşan kayık gibi
    bir sabah usulca ayrıldın
    koynumdan

    Bütün yolcularını
    Boğaz köprüsünün çaldıgı
    Araba vapurunun
    boş seferleri
    gibi yanlızca rüzgâr
    gezinir sensiz
    yüreğimde

    Durgun bir sudur aslında deniz
    ki çocukların acemi oltalarını denedikleri
    kuytu bir iskelenin
    tahtaları altına yazdıgım
    ayrılık siirini okudukca
    dalgalanır...
     
  19. Küflü Siyah

    Küflü Siyah <b>Siyah İnci'miz (: </b>

    Yaş 70 e gelse bile, hayat daha bitmemiş,
    sen mi biteceksin?
    çekeceksen bile bayrağı,
    yaşadım ulan dibine kadar, diyemeyecek misin?
    ...
     
  20. Love story

    Love story Member

    Ne hasta bekler sabahı;
    Ne taze ölüyü mezar;
    Ne de şeytan bir günahı;
    Seni beklediğim kadar;
    Geçti,istemem gelmeni;
    Yokluğunda buldum seni,
    Bırak vehmimde gölgeni;
    Gelme artık neye yarar.....
     

Bu Sayfayı Paylaş