Artık kalın halatlar yalnızca ruhum için dalgalar çekip onu sanki benden alacak tükendi pörsük hayat pösteki sayar gibi geriye ne kaldı benden başka salacak.
“Belki ben sana sevmeyi öğretemem. Ama sen de bana unutmayı öğretemezsin. Bu mevsim ki, yollarda zakkumların açtığı, Çok yakınlarda sabahlardan bir sabah. Seni gerçekten insanca kucaklasam sımsıkı Ve yüreğimi avuçlarına koysam, ne dersin? Belki ben sana kavuşmayı öğretemem. Ama sen de bana ayrılığı öğretemezsin.” ... Nazım Hikmet ...
Yürümek; yürümeyenleri arkanda boş sokaklar gibi bırakarak, havaları boydan boya yarıp ikiye bir mavzer gözü gibi karanlığın gözüne bakarak yürümek!..
Sokaktayım, kimsesiz bir sokak ortasında, Yürüyorum, arkama bakmadan yürüyorum. Yolumun karanlığa saplanan noktasında, Sanki beni bekleyen bir hayal görüyorum. Kara gökler kül rengi bulutlarla kapanık. Evlerin bacasını kolluyor yıldırımlar. İn-cin uykuda, yalnız iki yoldaş uyanık. Biri benim, biri de serseri kaldırımlar.
Ne giysem yakışmıyor uçurumlardan başka Dağıtamıyor hiçbir güneş ruhumdaki sisi Ve ben hâlâ yarın güzeldir diyorum Kalmasa da albenisi.
Her gece yatmadan okuduğum bir kitap olmanı isterdim. kırardım ışıkları söndürmeden yarım kalan sayfanın ucunu ki sen buna tenim kırışıyor yaşlanıyorum derdin.
Ölüyorum tanrım Bu da oldu işte. Her ölüm erken ölümdür Biliyorum tanrım. Ama, ayrıca, aldığın şu hayat Fena değildir... Üstü kalsın... Cemal SÜREYA
Bir şey yap, güzel olsun. Çok mu zor ? O vakit güzel bir şey söyle. Dilin mi dönmüyor ? Öyleyse güzel bir şey gör veya güzel bir şey yaz. Beceremez misin ? O zaman güzel bir şeye başla. Ama hep güzel şeyler olsun. Çünkü; Her insan ölecek yaşta…
gökyüzünü öpmek isterdim ömür hanım, gözlerimle değil dudaklarımla. yoruldum bulutları kirpiklerimde taşı-maktan. delilik mi dedin? kim bilir belki de yerde sü-rünmenin bir tepkisidir bu, ya da ne bileyim bilinçsiz bir aykırı olmak duygusu. gökyüzü de olmak isteyebilirdim değil mi? kim ne diyebilir ki? ~ Şükrü Erbaş/ ömür hanımla güz konuşmaları
Ben Böyle Taşların Çukurların İçinde Kalmışsam Yalnızsam Hor Görülmüşsem Arkasızsam Ve Böyleyse Bahtı Siyahım Yemin Kasem Olsun Ve And Olsun Şart Olsun Yerde Kalmaz Ahım.
yürümek; yürümeyenleri arkasında boş sokaklar gibi bırakarak, havaları boydan boya yarıp ikiye karanlığın gözüne bakarak yürümek.. yürümek; dost omuzbaşlarını omuzlarının yanında duyup, kelleni orta yere yüreğini yumruklarının içine koyup yürümek .. yürümek; yolunda pusuya yattıklarını, arkadan çelme attıklarını bilerek yürümek .. yürümek; yürekten gülerekten yürümek ...
Kalbimi sana verdim, İstersen Parçala kır, Ölsem de Geri almam, O sana hatıradır. Belki ebediyen, Yanlız sana kalacak Belki bir gün Seni benden Başka bir el alacak, İşte o zaman Ölüm bana bir kurtuluş olacak.:Lv:
Anne ben geldim, ağdaki balık Bardaktaki su kadar umarsızım Dizlerin duruyor mu başımı koyacak? Anne ben geldim, oğlun, hayırsızın..
Beni güldüremeyen Acıklı değil gülünçtür Ağlayışların çok çoğu Düşündürücü değil Gülünçtür Acıklı Düşündürür güldürür Güldürür düşündürür Solmuş bir gül örneğin Sabahları bir düğün Akşamları ölümdür Karmaşık ellerimdeki çiçek Sabahki akşamki o gerçek Gülümdür Bulgularım yere düşünce Sözcüklerim üşüyünce Ölüyümdür
Davetiyeler, odalar Ve localar iki kişilik Ya tek gidersin bi koltukta Ya biletler; iki kişilik Ya tek kişiliktir bi yatak Ya yalnız yatılmaz; iki kişilik Ya tek taraflıdır bi aşk O da severse; iki kişilik Başka kaç kişiyi seversen sev Bir sevda yalnız iki kişilik Hele baş başa bi akşamda Masalar hep iki kişilik Peki sen kimsin dediler bana Dedim üçüncü tekil kişilik Peki dostluk var mı dünyada Dedim dünya iki kişilik Çocuktuk çoktuk oysa Çok üzgünüm şimdilik
BİLİYORUM SANA GİDEN Biliyorum sana giden yollar kapalı Üstelik sen de hiç bir zaman sevmedin beni Ne kadar yakından ve arada uçurum; İnsanlar, evler, aramızda duvarlar gibi Uyandım uyandım, hep seni düşündüm Yalnız seni, yalnız senin gözlerini Sen Bayan Nihayet, sen ölümüm kalımım Ben artık adam olmam bu derde düşeli Şimdilerde bir köpek gibi koşuyorum ordan oraya Yoksa gururlu bir kişiyim aslında, inan ki Anımsamıyorum yarı dolu bir bardaktan su içtiğimi Ve içim götürmez kenarından kesilmiş ekmeği Kaç kez sana uzaktan baktım 5.45 vapurunda; Hangi şarkıyı duysam, bizimçin söylenmiş sanki Tek yanlı aşk kişiyi nasıl aptallaştırıyor Nasıl unutmuşum senin bir başkasını sevdiğini Çocukça ve seni üzen girişimlerim oldu; Bağışla bir daha tekrarlanmaz hiçbiri Rastlaşmamak için elimden geleni yaparım Bu böyle pek de kolay değil gerçi... Alışırım seni yalnız düşlerde okşamaya; Bunun verdiği mutluluk da az değil ki Çıkar giderim bu kentten daha olmazsa, Sensizliğin bir adı olur, bir anlamı olur belki İnan belli etmem, seni hiç rahatsız etmem, Son isteğimi de söyleyebilirim şimdi: Bir geceyarısı yazıyorum bu mektubu Yalvarırım onu okuma çarşamba günleri Cemal Süreya
söyleşir evvelce biz bu tenhalarda ziyade gülüşürdük pır pır yaldızlanırdı kanatları kahkaha kuşlarının ne meseller söylenirdi mercan koz nargileler zamanlar değişti ayrılık girdi araya hicrana düştük bugün ah nerde gençliğimiz sahilde savruluşları başıboş dalgaların yeri göğü çınlatan tumturaklı gazeller elde var hüzün o şehrayin fakat çıkar mı akıldan çarkıfeleklerin renk renk geceye dağılması sırılsıklam aşık incesaz kadehlerin mehtaba kaldırılması adeta düğün hayat zamanda iz bırakmaz bir boşluğa düşersin bir boşluktan birikip yeniden sıçramak için elde var hüzün
Can verme sakın aşka aşk afeti candır Aşk afeti can olduğu meşhuru cihandır Sakın isteme sevdayı gam aşkta her an Kim istedi sevdayı gamlı aşk ziyandır Her ebrulu güzel elinde bir hançeri honriz Her zülfü siyah yanında bir zehirli yılandır Yahşi görünür yüzleri güzellerin emma Yahşi nazar ettikte sevdaları yamandır Aşk içre azap olduğu bilirem kim Her kimseki aşıktır işi ahü figandır Yadetme güzel gözlülerin merdümi çeşmin Merdüm deyip aldanma kim içtikleri kandır Gel derse Fuzuli ki güzellerde vefa var Aldanmaki şair sözü elbette yalandır. FUZULİ