Bugun Hangi Şiir Sizi Anlatıyor ?

'Şiirler ve Güzel Sözler' forumunda sha. tarafından 2 Eyl 2009 tarihinde açılan konu

  1. zipper

    zipper quae nocent docent

    Bir şey var aramızda
    Senin bakışlarından belli
    Benim yanan yüzümden
    Dalıveriyoruz arada bir
    İkimizde aynı şeyi düşünüyoruz belki
    Gülüşerek başlıyoruz söze
    Bir şey var aramızda
    Onu buldukça kaybediyoruz isteyerek
    Fakat ne kadar saklasak nafile
    Bir şey var aramızda
    Senin gözlerin ışıldıyor
    Benimse dilimin ucunda..

    Nahit Ulvi Akgün
     
  2. zipper

    zipper quae nocent docent

    Yağmuru seviyorum diyorsun,
    yağmur yağınca şemsiyeni açıyorsun...
    Güneşi seviyorum diyorsun,
    güneş açınca gölgeye kaçıyorsun...
    Rüzgarı seviyorum diyorsun,
    rüzgar çıkınca pencereni kapatıyorsun...
    İşte,bunun için korkuyorum;
    Beni de sevdiğini söylüyorsun...

    William Shakespeare
     
  3. zipper

    zipper quae nocent docent

    Şimdi çocukluğun çatısı kalktı ya üstümüzden
    yağmurun da eski tadı yok bu yüzden
    yağmur yağmıyor ki artık sudur yağan
    kırmızı kiremitlerin serinlemeyişi bundan...

    Haydar Ergülen
     
  4. sha.

    sha. ..daha çirkin, daha huysuz

    “Sonra benim uçağım kalktı…
    Atmosferin ortasında düşündüm:
    Her şey nasıl bitiyor?
    Nasıl yabancılaşıyor insanlar?
    Hiçbir şey olmamış gibi.
    Birlikte yemek yer miydik?
    Nerelere giderdik?
    Şakalarımız nasıl şakalardı?
    Kavgalarımız?
    Sesi nasıldı sesi?
    Unutmak değil, başka bir şey bu.”
    - cemal süreya
     
  5. zipper

    zipper quae nocent docent

    Neresinden bakılırsa bakılsın,
    her cümlede bir çift göz vardır
    ve her noktada bir insan...
    O insan ki, bakar bize ve ötemize;
    ve o insan ki,
    giyindiği zamanın gerisinden sorar
    hep kaygılanır, duraksar ve sessizdir;

    ve geldim demenin bir sessizliği varsa,
    öpüşelim demenin,
    sen hala gitmiyor musun demenin ya da
    ölmek istemenin bir sessizliği varsa,
    kelimeleri de vardır sessizliğin
    duruşun kelimeleri vardır;
    bakışın, uzanışın,
    gülüşün...

    Ama, yalnızlığın kelimeleri yoktur.
    O, bütün kelimelerden oluşmuş bir kelimedir.


    Hasan Ali TOPTAŞ
     
  6. SeaBoy`

    SeaBoy` " ۱۹ ٦ط "

    Düşündüm kendime bir şehir bulsam,
    Hiç kimse olmasa kendimle olsam.
    Sevmesem kimseyi sevilmesem de,
    Kimsesizlik şehrinde yalnız otursam.

    Ben olsam köylüsü, ben olsam sultan.
    Uzak olsam savaş veyahut sulhtan.
    Kendime, kinime nihayet verip,
    Kaçsam dünyadan tüm huzursuzluktan.

    Kimse yoksul ya da, zengin olmasa.
    Kimse acıkmasa ya da doymasa.
    Avaz avaz çıkıp, kendi kendime,
    Bağırsam sesimi kimse duymasa.

    Düşün biran için, yalnızlık güzel.
    Kimsesizlik güzel, sensizlik güzel
    Dünya rüyasından uyandığında,
    Ölüm ertesinde sessizlik güzel.
     
  7. zipper

    zipper quae nocent docent

    Bana Zamandan söz ediyorlar
    Gelip size Zamandan söz ederler
    Yaraları nasıl sardığından, ya da her şeye nasıl iyi geldiğinden. Zamanla ilgili bütün atasözleri gündeme gelir yeniden. Hepsini bilirsiniz zaten, bir ise yaramadığını bildiğiniz gibi. Dahası onlar da bilirler. Ama yine de güç verir bazı sözler, sözcükler,
    öyle düşünürler.
    Bittiğine kendini inandırmak, ayrılığın gerçeğine katlanmak, sırtınızdaki hançeri çıkartmak, yüreğinizin unuttuğunuz yerleriyle yeniden
    karşılaşmak kolay değildir elbet. Kolay değildir bunlarla baş etmek,
    uğruna içinizi öldürmek. Zaman alır.
    Zaman
    Alır sizden bunların yükünü
    O boşluk dolar elbet, yaralar kabuk bağlar, sızılar diner, acılar
    dibe çöker. Hayatta sevinilecek şeyler yeniden fark edilir. Bir
    yerlerden
    bulunup yeni mutluluklar edinilir.
    O boşluk doldu sanırsınız
    Oysa o boşluğu dolduran eksilmenizdir

    gün gelir bir gün
    başka bir mevsim, başka bir takvim, başka bir ilişkide
    o eski ağrı
    ansızın geri teper.
    Dilerim geri teper. Yoksa gerçekten
    Bitmişsinizdir.

    Zamanla yerleşir yaşadıkların, yeniden konumlanır, çoğalır, anlamları
    önemi kavranır. Bir zamanlar anlamadan yaşadığın şey, çok sonra değerini
    kazanır. Yokluğu derin ve sürekli bir sızı halini alır.

    Oysa yapacak hiçbir şey kalmamıştır artık
    Mutluluk geçip gitmiştir yanınızdan
    Her şeye iyi gelen Zaman sizi kanatır
     
  8. vineyard

    vineyard Member

    Seni saklayacağım inan,
    Yazdıklarımda, çizdiklerimde
    Şarkılarımda, sözlerimde.

    Özdemir ASAF
     
  9. sha.

    sha. ..daha çirkin, daha huysuz

    … Senin bu ellerinde ne var bilmiyorum göğe bakalım
    Tuttukça güçleniyorum kalabalık oluyorum
    Bu senin eski zaman gözlerin yalnız gibi ağaçlar gibi
    Sularım ısınsın diye bakıyorum ısınıyor
    Seni aldım bu sunturlu yere getirdim
    Sayısız penceren vardı bir bir kapattım
    Bana dönesin diye bir bir kapattım
    Şimdi otobüs gelir biner gideriz
    Dönmeyeceğimiz bir yer beğen başka türlüsü güç
    Bir ellerin bir ellerim yeter belleyelim yetsin
    Seni aldım bana ayırdım durma kendini hatırlat
    Durma kendini hatırlat
    Durma göğe bakalım
    — Turgut Uyar, Göğe Bakma Durağı
     
  10. zipper

    zipper quae nocent docent

    "Kaldı işte;
    Çayımız bardakta..
    Çocukluğumuz sokaklarda..
    Mutluluğumuz kursağımızda..
    Sevdiklerimiz uzaklarda..
    Gülüşlerimiz fotoğraflarda.."

    - Can Yücel -
     
  11. zipper

    zipper quae nocent docent

  12. zipper

    zipper quae nocent docent

    Öyle büyük şeylerde gözüm yok hiç,
    küçük mutluluklar diliyorum; küçücük......
    Bir çocuk saflığında gülüşler,
    Islanmış çimenlerin kokusu,
    Çimenlerdeki çıplak ayaklar,
    Bahçedeki gül ağacı,mis kokulu çiçekler,
    Gıcırdayan salıncak,
    Çocukken oynadığımız oyunlar tadında sımsıkı sarılışlar,
    Ruhumuza dokunan şarkılar,
    Akordu bozulmayan bir yaşam bestesi,
    Maskelerden arınmış yüzler,
    Sımsıcak kahkahalar,
    Çatılmayan kaşlar,
    Gün doğumları,
    Hepsi bu...
     
  13. zipper

    zipper quae nocent docent

    Masanın üzerinde bıraktığın,hala saçının sıcaklığını taşıyan o küçük tokana,
    olur da bir erkek gelir elini sürer, onu masanın diğer kenarına koymak maksadıyla…
    saçının kokusu parmaklarına siner..
    parmaklarına sinmiş kokun ile bilmeden elini dudağına götürür..
    kokun dudağına,saçın ağzından düşen nefese,değer..

    ve bana neden öldürdün adamı derler,anlatırım gülerler..

    kokunu hiç bilmezler..


    Özcan Bülbül
     
  14. zipper

    zipper quae nocent docent

    Saate baktım yirmibeş yaşındayım
    Geç kalmadım tanrım yeniden inanmaya
    Aşka geç kalmadım

    Ardında yıkık şehirler ve leylaklar bırakan
    Bir cümle dudaklarımı geçip beni ihlâl etti
    Saate baktım müthiş bir yenilme vaktindeyim
    Sevgilim
    Ben nerede yağmur yağarsa orada şemsiye kırmanın kitabıyım
    Ve en güzel cümlen sensin

    Saate baktım buzlar ve çiçekler arasındayım
    Gömleğim asyaya düşerken
    Beni yanlışsız sakla bu son görünüşüm

    Mevlana İdris
     
  15. sha.

    sha. ..daha çirkin, daha huysuz

    “Sonra yollara düşüyorum
    Ellerim cebimde
    Ama gitgide çoğalıyorlar
    Ellerim gitgide çoğalıyor
    Koyacak bir yer bulamıyorum.”

    Ah Muhsin Ünlü
     
  16. zipper

    zipper quae nocent docent

    gecenin üçüdür en uygun zaman, bahse girerim
    düşünün: sabah çok yakın
    oysa ışıltı yok ortalıkta
    nerdeyse gece bitmiş
    ama sürmekte karanlık
    henüz uyanmış bazıları
    henüz uyumamış bazıları
    bazıları uyanmış uykusuna doymadan
    bazıları uykusuna varmadan doymuş..

    İsmet Özel
     
  17. sha.

    sha. ..daha çirkin, daha huysuz

    Seviyoruz dedik, işte
    sorma, ne kadar
    baya çok, aşırı şiddetli,
    kuvvetli, heybetli ,artı hiddetli.
    Kısaca söylersem, su kadar.
    Uzunca, mississippi kadar.
    şirince, pisi pisi kadar
    elimle, gösteriyim mi?
    nah bak, şu kadar
    ah, huma kuşu kadar
    vah, işci maaşı kadar
    tüh, az mı oldu bu kadar?
    Uzatma işte..
    Seviyorum dedim,

    o kadar !

    Ah Muhsin Ünlü
     
  18. zipper

    zipper quae nocent docent

    biraz bahar gerekiyor Allahım ben hiç iyi değilim
    biraz çağla birkaç erguvan gerekiyor
    ahmet hamdi tanpınar biraz da zarifoğlunun geç dönemleri
    sağcılık gerekiyor biraz, biraz isyan, biraz unutuş
    hem toz olurum istesem hem korkarım gitmekten
    ben baharı kaybettim
    benimle birlikte başladı gocuk giyme modası
    anlamadım sere serpe anlamadım nasıl sevilir
    anlamadım yaşamak nasıl böyle kuzguni
    uzun etekler balıkçı yakalar elhasıl kış mevsimi
    bu yüzden anlamadım bürümcük nedir
    biraz bahar gerekiyor Allahım ben hiç iyi değilim

    İsmail Kılıçarslan
     
  19. zipper

    zipper quae nocent docent

    Ağlamak için gözden yaş mı akmalı?
    Dudaklar gülerken, insan ağlayamaz mı?
    Sevmek için güzele mi bakmalı?
    Çirkin bir tende güzel bir ruh, kalbi bağlayamaz mı?
    Hasret; özlenenden uzak mı kalmaktır?
    Özlenen yakındayken hicran duyulamaz mı?
    Hırsızlık; para, malmı çalmaktır?
    Saadet çalmak, hırsızlık olamaz mı?
    Solması için gülü dalından mı koparmalı?
    Pembe bir gonca iken gül dalında solmaz mı?
    Öldürmek için silah, hançer mı olmalı?
    Saçlar bağ, gözler silah, gülüş, kurşun olamaz mı?

    Victor Hugo
     
  20. zipper

    zipper quae nocent docent

    İki şehri var gecenin, biri gözümde
    tütüyor, birinin dumanı üstünde yağmur
    gibi çöken siste, bana bu uykusuz
    şehri niye bıraktın, göze alamadığım
    bir şehrin yerine bütün şehirlerdesin,
    gece değil istediğin hayli karanlık
    bakışlı bir şehrin gözleriyle çarpışmak
    hevesindesin! Gözlerini anlıyorum henüz
    bağışlayabileceği gözleriyle çarpışmadı kimsenin;
    gözlerimizi uzaklıklar değil ki yalnız
    göze alamadığımız yakınlıklar da acıtır,
    ve gözleri ancak gözler bağışlayabilir,
    öyle acıyor ki gözlerim kim bağışlayacak,
    sis değil, uykusuzluk değil, iki uzak
    şehir gibi ayrılıktan kavuşmuyor gözlerim:
    Biri hepimizle gözgöze gibi hala uykusuz,
    biri sis içinde kirpiklerine kadar açık,
    bu sessizliği kim bıraktıysa, göremiyorum
    konuşkan gözlerinde tek sözcük bile,
    gözlerimiz birbirine değmiyor gecenin iki şehrinde

    Kimsenin kimseye gözü değmiyorsa, şiir niye?
     

Bu Sayfayı Paylaş