Bugun Hangi Şiir Sizi Anlatıyor ?

'Şiirler ve Güzel Sözler' forumunda sha. tarafından 2 Eyl 2009 tarihinde açılan konu

  1. zipper

    zipper quae nocent docent

    ''Dünya çocukluğunu yitirdiği günden beri
    beyaz kağıda yanlışlıkla düşürülmüş mürekkep gibi
    kirletiyoruz kendimizi durmadan.
    Biri bir hatim indirsin
    Biri bir dua etsin
    Biri bir şiir okusun
    Biri bir ayet sürsün dudağımıza
    Biri vicdanı açıklasın bize.
    Dünya hayat yitimi:
    Ruhlar bedenlerden önce ölüyor her nasılsa...''
     
  2. zipper

    zipper quae nocent docent

    ''Ben senin ellerini hiç tutmadım
    Soğuk mudur,sıcak mıdır hayal ettim sadece
    Değmedim..''

    Ali Lidar
     
  3. zipper

    zipper quae nocent docent

    ''Orda bir savaş var içimde

    Kokla şair bu taşı Gazze’den getirdim
    Bu görmüş olduğun kurşun
    Filistin’in göğsünden çıktı
    Sen Oğuz Atay'da yüzerken
    İntihar yiyip intihar kusarken
    Bir çocuk adam gibi öldü...''
     
  4. zipper

    zipper quae nocent docent

    ''sabah olur
    gelip uyandırırsın beni şakaklarımdan
    denizin dibine dibine dehlizlerin uzanır
    gözündeki mercan dalga yer yanaklarından
    çok telli bir gövde dallarıyla tutuşur
    yengeç ağlar kum duyar,ben ağlasam kim duyar?...''
     
  5. zipper

    zipper quae nocent docent

    ''ömrüm şimdi ilk kez gittiğim bir şehrin
    Kamil Koç bekleme salonunun televizyonundan
    Otobüs geldiğinde yarım kalacağını bile bile izlediğim bir film...
    Hayatı tasolarımdan ve babamın azarlarından
    ibaret sandığım çocukluğumdan
    Bir futbolcu çıkartması kadar bile iz yok ne yazık..''

    Ali Lidar
     
  6. zipper

    zipper quae nocent docent

    [​IMG]

    Özdemir Asaf
     
  7. zipper

    zipper quae nocent docent

    ama sen beni yine de sakla
    sığındığım yerde tut beni
    beni sevmeyi unutma...
     
  8. zipper

    zipper quae nocent docent

    Orada
    beni düşünüyorsun
    Hissettim bunu:
    Bir şiddetli rüzgar gibi
    aşarak tepeleri
    geçerek boğazları
    ulaştı buraya
    geldi dokundu bana
    düşünmen beni.

    Orada
    beni düşünüyorsan
    hissetmelisin bunu:
    Bir rengarenk ışın gibi
    aşarak tepeleri
    geçerek boğazları
    ulaşmak oraya
    gelip dokunmak istiyor sana
    düşünmem seni....

    Oruç Aruoba
     
  9. zipper

    zipper quae nocent docent

  10. zipper

    zipper quae nocent docent

    ''Bir kuyunun dibindeki ak bir taş örneği
    İçimde bir anı
    Karşı koyamam, koyamam da:
    Bir yanı sevinç, bir yanı acı…

    Tanrılar, biliyorum dönüştürürler
    İnsanları nesneye- bilinçlerini yok etmeden,
    Güzelim hüzünleriyle yaşasınlar diye sonsuza dek.
    Sen de benim için bir anıya dönüştün....
    (güzelim hüznünle..)


    Anna Ahmatova
     
  11. zipper

    zipper quae nocent docent

    "adın
    adıma değsin
    ilk okul fişlerinde
    seni bana yazsın çocuklar."
     
  12. zipper

    zipper quae nocent docent

    [​IMG]



    ''Seni kara kaplı bir defterin beyaz sayfalarına yazdım
    seni tükenmez bir sevgiyle o satırlara kazıdım,
    kelimeler ki, bir deli rüzgarla savrulacak gibi
    ince ve kırılmaya müsaittir...
    git dersen giderim kalamam sevdiğim
    sen bilmezdin ya bendeki fırtınaları
    suskunluğum huzurdu,ama ben iflah olmaz bir hüzünbazdım....''
     
  13. Balımbat

    Balımbat New Member

    Çayda akan su gibi , çölde esen yel gibi
    İşte bir günü daha kayboldu ömrümün.
    Ben ben oldukça iki günün gamını bir çekmem.
    Biri geçip giden gün biri gelecek gün.
     
  14. zipper

    zipper quae nocent docent

    ''Bir sır...çocuksun..
    baştan çıkarır gibi açığa çıkardın beni
    ayrılık mı; beni aşka terk ettiğin için seviyorum seni!''
     
  15. zipper

    zipper quae nocent docent

    ''Canı cehenneme rahat uyuyanın
    Kapısını örtenin perdesini çekenin
    Yüreği yalnız kendiyle dolu olanın
    Duvarları ancak çarpınca görenin
    Canı cehenneme başkasının yangınıyla
    Evini ısıtıp yemeğini pişirenin!!!!!!!!''



    Şükrü Erbaş.
     
  16. zipper

    zipper quae nocent docent

    İnsanlar vardır,
    Gelip geçerler hayatlarımızdan
    Kimi depremlerle gider,
    Kimi fırtınalarla…
    Ben kalanlardan yanayım.
    Gitmeyenlerin sadakatini ve sabrını severim,
    Sarılıp bırakmayanların sıcaklığını...

     
  17. zipper

    zipper quae nocent docent

    ''Aynı dilde mi kederlendik sahi
    Aynı yüzyıl mıydı şu yaşadığımız…!!!''

    Şükrü Erbaş
     
  18. zipper

    zipper quae nocent docent

    ''Ne güzel şey hatırlamak seni:
    bir mavi kumaşın üstünde unutulmuş olan elin
    ve saçlarında
    vakur yumuşaklığı canımın içi İstanbul toprağının.
    İçimde bir insan gibidir
    seni sevmek saadeti..''
     
  19. zipper

    zipper quae nocent docent

    [​IMG]

    Böyle akıp gidiyorsa zaman,
    Belki deyip duruyorsan bıkmadan, usanmadan.
    Acılarını acılarla tedavi ediyorsan,
    Anılardan derlediklerini merhem diye sürüyorsan yaralarına,
    Beynini kemiren sorulara sorularla cevap veriyorsan,
    Dertlerini işe yaramayan dermanlardan daha çok seviyorsan,
    Daha çok sahipleniyorsan…

    Gece ile gündüz arasına bir ayrım koyamıyorsan,
    Kalmak canını acıtıyor buna rağmen gitmeye cesaret edemiyorsan,
    Diline gelen kelimeleri sürekli içine atıyor yine de sessiz kalamıyorsan,
    Her saniye daha çok umudunu kaybediyor,
    Aynı şekilde içinde bir şeyler filizleniyorsa,
    Ağlamak ile gülmek arasında mekik dokuyorsan
    Ve bu ikisi arasında bir fark göremiyorsan artık…


    Hem kendini karanlık odalara kapatıp dünyayla ilişkini kesmek
    Hem de bir an önce çıkıp o sokağa gitmek istiyorsan,
    Yüreğindeki coşkun isteklere bedenin cevap veremeyecek kadar yorgun ve hastaysa…

    Yaz sıcağında üşüyor, kış soğuğunda terden bunalıyorsa bedenin,
    Kalabalıklar içinde yapayalnız hissediyorsan kendini,
    Durmadan konuşmak isteyip yine de dilini damağına yapıştırıp susuyorsan…

    Her şey sende tam tersine sirayet etmeye başlamışsa artık…
    Gidemiyor, kalamıyor, konuşamıyor, susamıyor, ağlayamıyor, gülemiyor, duramıyorsan…
    Ve bütün bunları açıklayacak şey; sadece bir ‘belki’yse eğer…

    Belki olur diyorsan, belki değişir diyorsan,
    Üstelik buna bir sebebin de yoksa,
    Hiç ışık yokken karanlığın dağılabiliceğine inanıyorsan umutla

    Belki… Belki…
    Umutla Şems gelir, Umutla Şemistan olur…


    Şiir: Kemal Aykaç
     
  20. zipper

    zipper quae nocent docent

    Biliyorum sana giden yollar kapalı
    Üstelik sen de hiç bir zaman sevmedin beni

    Ne kadar yakından ve arada uçurum;
    İnsanlar, evler, aramızda duvarlar gibi

    Uyandım uyandım, hep seni düşündüm
    Yalnız seni, yalnız senin gözlerini


    Sen Bayan Nihayet, sen ölümüm kalımım
    Ben artık adam olmam bu derde düşeli

    Şimdilerde bir köpek gibi koşuyorum ordan oraya
    Yoksa gururlu bir kişiyim aslında, inan ki

    Anımsamıyorum yarı dolu bir bardaktan su içtiğimi
    Ve içim götürmez kenarından kesilmiş ekmeği

    Kaç kez sana uzaktan baktım 5.45 vapurunda;
    Hangi şarkıyı duysam, bizim için söylenmiş sanki

    Tek yanlı aşk kişiyi nasıl aptallaştırıyor
    Nasıl unutmuşum senin bir başkasını sevdiğini

    Çocukça ve seni üzen girişimlerim oldu;
    Bağışla bir daha tekrarlanmaz hiçbiri

    Rastlaşmamak için elimden geleni yaparım
    Bu böyle pek de kolay değil gerçi...

    Alışırım seni yalnız düşlerde okşamaya;
    Bunun verdiği mutluluk da az değil ki


    Çıkar giderim bu kentten daha olmazsa,
    Sensizliğin bir adı olur, bir anlamı olur belki

    İnan belli etmem, seni hiç rahatsız etmem,
    Son isteğimi de söyleyebilirim şimdi:

    Bir gece yarısı yazıyorum bu mektubu
    Yalvarırım onu okuma çarşamba günleri

     

Bu Sayfayı Paylaş