Bugun Hangi Şiir Sizi Anlatıyor ?

'Şiirler ve Güzel Sözler' forumunda sha. tarafından 2 Eyl 2009 tarihinde açılan konu

  1. zipper

    zipper quae nocent docent

    “Yürüyüp geçeceksin, hep yürüyüp geçeceksin..
    Ben öyle yaptım. Hep yürüdüm..
    Herkesin her şeyi anlamasını bekleyemezsin..Sen yürüyüp gideceksin.
    Anlayan anlayacak, anlamayan anlamayacak; dünyanın hepsine yetişemezsin ki!
    Hem bilirsin,ben iyi yürürüm.”

    Murathan Mungan
     
  2. zipper

    zipper quae nocent docent

    Her şey o kadar dokunaklı ki..
    Eylülsem, istemeden kırılıyorsam bazen
    Dağınık, renksiz bir mozaik gibiysem

    Üstelik yalnızsam bir de -telefonda kuş sesleri-
    Aynalardan duvarlara bir üzünç akıntısı
    Bu dünyada çekingen olmak çok iyi bir şeydir baylar...

    eylül ki sorabilir mi
    hüzünler iç kamaştırıyor, aşklarsa niye yoksul?
     
  3. zipper

    zipper quae nocent docent

    ''..ama bazen
    yani çoğu zaman
    aslında her zaman
    sevilmek istiyor insan....''
     
  4. zipper

    zipper quae nocent docent

    Özlediğin, gidip göremediğindir,
    ama gidip görmek istediğin..
    Özlem, gidip görememendir,
    ama gidip görmek istemen..
    Özlediğin, gidip görmek istediğin
    ama gidip göremediğin
    Özlem, gidip görmek istemen,
    ama gidememen...
    görememen...
    gene de, istemen...

    Oruç Aruoba
     
  5. zipper

    zipper quae nocent docent


    "Seni Seviyorum" : Hadi ya Çok ilginç. ee Sonra...

    "Seni Seviyorum" : Yeni Parola Bu mu, Ben Ne Diycem Peki?

    "Seni Seviyorum" : Güzel... Peki Başka Çeşidin Veya Şuben Var mı?

    "Seni Seviyorum" : Allah Razı Olsun.

    "Seni Seviyorum" : Olur, Sarayım mı Burda mı Seveceksin?

    "Seni Seviyorum" : iyide Bunun Sosyal Güvencesi, Sigortası Falan Var mı?

    "Seni Seviyorum" : Net mi? Brüt mü?

    "Seni Seviyorum" : Ömrünü, Enerjini Daha Faydalı işler için Harcasana Canım!

    "Seni Seviyorum" : Elinden Başka Bir Halt Gelmez ki Zaten

    "Seni Seviyorum" : Teoride mi? Pratikte mi?

    "Seni Seviyorum" : Havalardandır, Banada Oluyor Bazen.

    "Seni Seviyorum" : Neden? Bende Benim Bilmediğim Bir şeyler mi Gördün?

    "Seni Seviyorum" : Çok Hoş... Peki Başka Ne Gibi Hünerlerin Var?

    "Seni Seviyorum" : Üzülme, Zamanla Geçer.

    "Seni Seviyorum" : Anlaşıldı. Tamam...

    "Seni Seviyorum" : Ne güzel seninle beraber beni seven iki kişi olduk böylece.

    "Seni Seviyorum" : Beni bu işlere karıştırma ne olur.

    "Seni Seviyorum" : Ben de senin beni sevişini seviyorum.

    "Seni Seviyorum" : Ben de seni seviyorum. Ee şimdi ne olacak ?

    "Seni Seviyorum" : Hayır izin vermiyorum! Bugün beni seven yarın kediyi köpeği de sever. Olmaz, ben ciddi biriyim.

    "Seni Seviyorum" : Teşekkür ederim... Bu benim için büyük bir şeref...
    Sevgine layık olmaya çalışacağım. Büyüklerimi sevip küçüklerimi koruyacağım.

    "Seni Seviyorum" : Gücün bana mı yetiyor? Akranlarını sevsene!

    "Seni Seviyorum" : Bu neye cevap olacak, neyi çözecek peki?

    "Seni Seviyorum" : Sen aşmışsın, ben artık ne desem boş...

    "Seni Seviyorum" : Seni sevmek demek, beni görmek demek değildir.

    Bu fani vücudum elbet bir gün toprak olacaktır fakat sevgin ilelebet payidar kalacaktır.

    "Seni Seviyorum" : Her vakit ağaç dik Türkiye çöl olmasın, güler yüzün gül yanağın solmasın, ben öleyim sana bir şey olmasın.

    "Seni Seviyorum" : Utanmadan bir de bunu yüzüme karşı söylüyorsun ha... Yıkıl karşımdan...


    ve Seni seviyorum; 1 cümle, 2 kelime, 13 harf, 2 insan ve 1 aptal


    Cemal Safi...
     
  6. zipper

    zipper quae nocent docent

    ''...ama damdan düşer gibi
    apar topar
    yanımıza bir şey almadan,
    gitsek mi buralardan? ''

     
  7. zipper

    zipper quae nocent docent

    ''Radyoda sevdiğim bir şarkıya rastlamışım gibi,
    sarıp sarmaladı beni gülüşün..''
     
  8. zipper

    zipper quae nocent docent

  9. zipper

    zipper quae nocent docent

    “Elinde değildir akşam serinliğinde üşürsün.
    Eylül’den itibaren geceler hazindir, uzundur…”

    Attila İlhan
     
  10. zipper

    zipper quae nocent docent

    ''Ey güzel! Yanmazdım, sen yakıcı olmasaydın
    Damlamazdı yere yaşlar, sen damlatıcı olmasaydın!
    Şiire benzerdi belki bomboş sözlerim
    Her kalem tutuşumda, aklımı oynatıcı olmasaydın!''
     
  11. zipper

    zipper quae nocent docent

    ''gözlerimizi uzaklıklar değil ki yalnız,
    göze alamadığımız yakınlıklar da acıtır..''
     
  12. zipper

    zipper quae nocent docent

    "Mutluyum.. Çünkü; yol yakınken dönüşlerim var.
    Huzuruma şaşırmayın!
    Çünkü yarı yolda duranlardan gitmişliğim var.
    Gelsin hayat bildiği gibi,
    elinde ne varsa hayata dair, ötesi hiçbir şey ya da vesair....
    Hani demiş ya şair,
    Mutluluğu sen de bulan senindir,
    gerisi misafir..."
     
  13. zipper

    zipper quae nocent docent

    Gitme, sonbahar oluyorum, sonrası hiç.
    ağaçlar bükmesin n' olursun boyunlarını
    neden akşam oluyorum tren kalkınca
    kırlangıçlar birdenbire çekip gidince
    mendiller sallanınca neden tıkanıyorum
    öyle çok acımasız ki öyle birdenbire ki
    az önceki çiçekler nasıl da diken diken
    gitme, sonbahar oluyorum, sonrası hiç.
    o sularda çimdik; bitti
    köprüleri geçtik bitti
    o elmanın tadı orda, o kuş çoktan öttü, bitti
    artık çocuk değiliz, susarak da bir şeyler diyebiliriz..

    Hasan Hüseyin Korkmazgil
     
  14. zipper

    zipper quae nocent docent

    [​IMG]

    iki çay söylemiştik orda, biri açık,
    keşke yalnız bunun için sevseydim seni...

    (Cemal Süreya)

    haydi iç de çay koyayım.
    (Ah Muhsin Ünlü )

    ve hala ince belli bardakta içilen çay tüm felsefe ,
    poetika ve kuramların üstündedir.
    Çay duyguların sıvı halidir...

    (Bekir Erdoğan)

    o bir çay istemişti, trenin içinde
    biz tren yolcusuyduk, çölün içinde
    ben yalnız kalmıştım, senin içinde
    oysa kaç kişinin yerine sevmiştim seni!

    aşkı geçtik, gözlerini açabilirsin.

    (Haydar Ergülen)

    Ama bu kente gelirsen unutma beni ara,
    sana bir çay ve temiz yaralar ısmarlarım.

    (Osman Konuk)

    Bizim içtiğimiz çay da çaydır
    Çarpık dudaklı ezik gözlü allı mavili çaylar
    Vadilerden renkli yağmurlar gibi gelir.
    İçtiğimiz çay.

    (Sezai Karakoç)

    Çayın rengi ne güzel
    Sabah sabah,
    Açık havada!
    Hava ne kadar güzel!
    Oğlan çocuk ne kadar güzel!
    Çay ne kadar güzel!

    (Orhan Veli Kanık)

    çay içiyoruz
    mutlu bir sessizlik içinde.

    (Cevat Çapan)

    “Günün aydın, akşamın iyi olsun” diyen biri olmalı.
    Bir telefon çalmalı ara sıra da olsa kulağımda.
    Yoksa, zor değil, hiç zor değil,
    Demli çayı bardakta karıştırıp,
    Bir başına yudumlamak doyasıya.
    Ama; “Çaya kaç şeker alırsın?”
    Diye soran bir ses olmalı ya ara sıra…


    (Can Yücel)

    biriniz birkaç yıldız taksın gökyüzüne
    biriniz çay hazırlasın
    biriniz akşam olsun

    (Mevlâna İdris Zengin)

    Basit yaşayacaksın basit
    Sanki bir gün yaşamın sona erecekmiş gibi basit,
    Çay, Simit ve Peynirle.

    (Nazım Hikmet Ran)

    Çekti ayakları kahveye vardı
    Açtı tabakasını, sigara sardı
    Daldı.. neden sonra garsonu gördü
    ‘Çay’ dedi, yutkundu, eğdi başını.

    (Abdurrahim Karakoç)

    çaydanlığı sürüyoruz ocağa
    kayna suyum kayna suyum
    kayna da çay içeyim
    ben böylesi sabahları
    içine de
    içine de
    ……………………..
    o biçim!

    (Hasan Hüseyin Korkmazgil)

    Hıncım bana kalsın gayrı
    sen yalnızlığımı götür.
    Bana çay demlemeyi öğret
    elimi yüzümü yıkamayı,
    ağzıma rakı koydurma.

    (Ahmet Oktay)

    çay içiyordu. sıkılıyordu.
    hamamda şarkılar söylüyordu görüntüm.
    işbaşı yapıyordu çalıntı zamanlarda.

    (Altay Öktem)

    Bütün gün kahvede oturdum yedek kulübesinde
    ve bir kardeşim saf dışı kalsın diye
    çay söyledim kahveden.

    (İbrahim Tenekeci)

    Seni çay içerken izlemek
    seni çay doldururken
    seni demlerken çayı
    kimseler inanmasa da düpedüz sevap

    (Alper Gencer)

    Dans eden bir kadının ayak bilekleri gibidir
    Judy Garland gibi çay
    Kan gibi çay.

    (Sezai Karakoç)

    Atları çayıra saldım diş kamaştıran erik ağaçları altına
    Nisan toprağı kalbimde ağarıyor
    Bence o çocuk öyle gülmemeli
    Şimdi bir kadın çay demlese

    (Ergin Günçe)

    Çaycı getir ilaç kokulu çaydan
    Dakika düşelim senelik paydan


    (Necip Fazıl Kısakürek)

    Biraz çay soğuklarda.
    Ne kadar acı şu dünya

    (Behçet Necatigil)

    Bir bardak demli çay
    burukluğu gibi kalsın
    gecenin ve sabahın tadı
    yaşasın anılarımızda


    (Ahmet Telli)

    Her gülümseyişinde tüm ülkeye çay ısmarlayayım,
    seninleyken bir yudum çay zenginleştirilmiş uranyum gibi enerji veriyor bana Şebnem.

    (Murat Menteş)

    Çay henüz her şey bitmedi demektir.

    (Cezmi Ersöz)

    Hayatta herkesin mutlaka
    bir Sarayburnu aile çay bahçesi varsa
    hayatta herkesin mutlaka bir İstanbulu varsa
    hayatta herkesin mutlaka bir tanrısı varsa
    ve biz tanrısız kaldığımıza göre
    sen benimle mi gelirsin
    ben sen de mi kalırım
    bunu bırakalım şu geçip giden bulutlar düşünsün

    (Salih Bolat)

    Çay içmeye gidenler vardı akşamüstü,
    parklara gidenler de
    Duruma uymak kısaltıyordu günlerini artamayan eksilmeyen bir hüzünle…

    (Turgut Uyar)

    Aşkınla demlenmiş sıcak bir çay içmeliyim.
    Küfürler saçıp etrafa, belalara bulaştırmalıyım ağrılı başımı.
    Yokluğuna alışmamalıyım...


    (Tarık Tufan)

    bir çay yalnızlığı Emirgân’dan öteye
    değdikçe ısındığı yaldızlı bardağın

    (Attila İlhan)

    Ve oturdu mu bir masaya
    hakkını verir çay içmenin

    (Cahit Zarifoğlu)

    Ya da bir oda kapısını açtığınız zaman
    O müthiş öğle sıcağında
    Pencerenin önünde örgü ören birinin
    - Örgü mü, bir çay bardağını başka başka tutan ellerin becerikliliği mi-
    Görülmediği gibi
    Ama var mıydı sanki görülmek isteyen
    Var mıydı bir şeyler bekleyen yüreğimin eskittiklerinden.

    (Edip Cansever)

    Benim çay bardağımda senin gözlerin olur
    Senin gözlerin sizin çay bardaklarınızda
    Onların gözleri

    (Sezai Karakoç)

    Adın üç kere geçti saçma sapan bir filmde
    Yalnız olsam çok ağlardım ama annem bakıyordu
    otoban dolusu gürültüyü sıkıştırıp beynime
    ”anne” dedim, ”hadi çay koy da içelim”…
    (Ali Lidar)
     
  15. zipper

    zipper quae nocent docent

    “Fırtınadan önce kuşlara uçma diyemezsin
    Perdelere küsen Güneşe de yakma.
    Kendine iyi bak, güzel bir cümle değildir.
    O varken, elinde ne var ki duadan başka:
    Allaha emanet ol,
    vesselam, veddua...”
     
  16. zipper

    zipper quae nocent docent

    ''Benim hayatımı yargılamadan önce, benim ayakkabılarımı giy ve benim geçtiğim yollardan,
    sokaklardan, dağ ve ovalardan geç.
    Hüznü, acıyı ve neşeyi tat...
    Benim geçtiğim senelerden geç, benim takıldığım taşlara takıl.
    Yeniden ayağa kalk ve aynı yolu tekrar git, benim gittiğim gibi.
    Ancak ondan sonra, beni yargılayabilirsin.
    Geçer dediklerimi geçirdim, biter dediklerimi bitirdim.
    Nefret ettiklerimi sildim, silkindim 'yeter' dedim.
    Geride bıraktıklarım hesap sormaya kalkmasın o yüzden bana.
    Farkında olduğum için var oldunuz,
    vazgeçtiğim için bugün yoksunuz…''





    *(Bir şiir değil aslında ama ) Aynen öyle....
     
  17. zipper

    zipper quae nocent docent

    ''Boşuna yorulma gönül,
    Sadece sevmek yetmiyor..''

    Özdemir Asaf




    [ame=http://www.youtube.com/watch?v=tV2gngQ7W5g]Sometimes Love Just Ain't Enough - YouTube[/ame]
     
  18. zipper

    zipper quae nocent docent

  19. zipper

    zipper quae nocent docent

    ''...O gün bu gündür, ne zaman gözlerim yaşarsa,
    Kulağımı uzatırım, biri bir şeyler fısıldasın diye.
    Çekip gitmek istediğim onlarca gecenin hepsinde,
    Eğilir kulağıma uzaktaki bir melek,
    Bekle der bana, duyarım, geçecek hepsi bekle.
    Usul usul beklerim, bilirim geçecek hepsi
    Geçecek elbet hepsi, geçecek geçmesine de....''

     
  20. zipper

    zipper quae nocent docent

    ''Bir şey var bu havalarda.
    Kötü ediyor insanı, kötü…
    Hele bir de hasretlik oldu mu serde;
    Sevdiğin başka yerde,
    Sen başka yerde;
    Dertli ediyor insanı, dertli.

    Bir şey var bu havalarda,
    Sarhoş ediyor insanı, sarhoş...''


    Orhan Veli
     

Bu Sayfayı Paylaş